Reseñas recientes de Halid_Bin_Velid

1.oyun hakkında:
34 saatte oyunu bitirdim ve oyun hemen bitmesin diye nerde yan görev varsa yaptım, Bu zamanda bile bu kadar akıcı gelen, keyifle oynatan bir oyun, millet bunu 2007 de oynamış arkadaş, valla yapımında emeği geçenleri tek tek bulup tebrik etmek lazım.

Seriye başlayacaklar varsa gönül rahatlığıyla 1.oyunda başlayabilir. Sadece alışması biraz zaman isteyen 3 konu var onlara da değinip bitireyim:
1-Haritada yön bulma konusunda "ulan ben buralardan geçmişmiydim acaba" diyip arada kaybolabiliyorsunuz. Harita alışmak biraz zaman alıyor.
2-Karakterimiz koşarkan çabuk yoruluyor.
3-Vuruş hissiyatı bir tık zayıf, kendi yılları için çok normal bir durum.

2.oyun hakkında:
63 saat gibi bir süre de 2.oyunu tüm yan görevler bitmiş, tüm gezegenler dolaşılmış(elementler 1M sınırını bile geçti o derece) olarak bitirdim.

İlk oyuna kıyasla artılarından ve eksilerinden bahsedelim:

Artıları:
1-Harita ve yön bulma konusunda çok daha net ve anlaşılır bir tasarım kullanılmış, ilk oyundan sonra ilaç gibi geldi.

2-Yan hikayelerin kalitesi artarak devam etmiş, özellikle yanımızdaki yoldaşlarımızın hepsinde bir görev var ve bunlar özenle hazırlanmış, hiçbirinde sıkıldığımı hatırlamıyorum.Özellikle aklımda kalan birkaç örneği de vereyim:
Örnek 1: Kızının peşinde olan Morint görevi
Örnek 2: Kardeşini korumaya çalışan Miranda görevi
Örnek 3: Garrus'a ihanet eden grubundaki kekoyu aradığımız görev
Örnek 4: Yan görevlerin birinde doktor kardeşini kobay gibi kullanıyordu, o görev de çok kaliteydi, görev sonunda İllusive Man'a da posta koymuştuk, "yok neymiş o denek Cerberusa lazımmış" önce insan olacan.

3-Gezegenlerdeki kaynak arama konusu daha kullanışlı tasarlanmış, gerçi çok da kullanım alanı yoktu, oyun sonunda 1M platin 700,800k diğerlerinden filan vardı.

4-Yapay zeka gayet yeterli, normal zorlukta oynamama ragmen, öyle siper almadan sıka sıka gideyim yapamıyorsun, içinden geçiyolar.Dikkatli oynamak gerekiyor, denge iyi ayarlanmış.

5-Vuruş hissiyatı ilk oyuna göre gözle görülür seviyede artmış, bacağına vurunca ayrı, kafaya vurunca ayrı tepkiler var.

6-Grafik, mekan tasarımları, karakter modellemeleri ve animasyon kalitesinde ciddi bir artış olmuş.İlk oyunda 20-25 civarı SS almışken, 2.oyunda rahat 70-80 tane almışımdır, çok güzel manzaralar vardı.

7-İlk oyunda verdiğiniz kararlara göre 2.oyunda bazı tiplere tekrar denk geliyorsunuz, ben özellikle bir canlıyı görmeyi bekliyordum, göremedim onu.(spoiler olmasın diye detaylara girmiyorum ama 3.oyunda da göremezsem ayıp olacak)

Eksiler:
1-Silah modifikasyonu ilk oyunda daha iyiydi bence, ben silahıma siyanüre batırılmış mermi takıp kimyasal hasar verebiliyordum, 2.oyunda bunlar kaldırılmış, araştırma terminalinden geliştiriyorsun o kadar.Yani ilk oyunun özelleştirme seçeneğini aradım ben.

2-Mako kaldırılmış, ilk oyunda bir gönül bağımız vardı... Yani mako sürebildiğimiz bazı gezegenler olabilirdi, ne vardı yani iki neon bir nitro takıp daha güncel bir makoyla tozu dumana katsaydık.

3. oyun hakkında:

64 saatte tüm yan görevler dahil bitirdim. 2.oyundan sonra kalite çıtası yine bir üst seviyeye çıkmış, hatta bence serinin en iyi oyunu 3.oyun diyebilirim.

Artıları ve eksilerini adım adım değerlendirelim:

Artıları:
1- Silah çeşitliliği ve modifikasyon konusunda ilk oyuna benzer bir mekanik geri getirilmiş, 2.oyunda eksikliği direk gözüme çarpmıştı. Özellikle bol silah çeşidi var, seç beğen kullan. Favori silahım da susturuculu tabanca olmuştur yalan yok :)

2-Yan hikayelerin işlenişi ve özellikle final kısımları efsane, bol süpriz sonlar, şok edici olaylar spoiler vermeden birkaç örnek vereyim yine:
Örnek 1: Omega gezegeni ve Aria reisle silah yoldaşlığımız, 3.oyuna güzel bir başlangıç oluyor.
Örnek 2: Kroganların tedavi süreci ile ilgili görev baya kaliteliydi, bu arada Mordin şu oyundaki en kral adamdır o kadar diyeyim. Birde mordinin ırkından olan konsül üyesi bir tip vardı yılanın önde gideni.
Örnek 3: Gizemli bir adam var, bol süprizli bir görev. 1 adet yılan temizleniyor bu görevde, kim olduğunu görünce "yazık ulan sana verdiğim emeğe" diyeceksiniz...
Örnek 4: Gethler ve Quarians görevi de hem gidişat hem sonu itibariyle akılda kalıcı yan görevlerden, Ah Tali ah...
Örnek 5: Turianlı bir generalin oğluyla ilgili görev, karakterli bir reisdir, saygı duydum.

3-Gezegende kaynak arama konusu kaldırılmış, onun yerine parça, malzeme bulma mekaniği gelmiş, ufak bir değişim olsa da yerinde olmuş.

4-Serinin 1. ve 2. oyununda verilen kararların etkilerini görmek güzeldi, mesela benim ekipte 2.oyunda bazı karakterler hayatta kalamadı, onlar olsa yan görev çeşidi artabilirdi ama sıkıntı yok, bir sonrakine kısmetse yaşatırız.

5-Grafik ve manzara daha da kaliteli hale gelmiş, seride toplamda 248 ss almışım büyük çoğunluğu 3.oyundandır. Hatta bir yerde ss alacam diye 7-8 kere ölmüştüm, ama değer :)

6-Silversun Strip mekanı oyuna çok iyi adapte edilmiş, içerisinde pokerden, 21 Blackjack'e, box maçına kadar çeşit çeşit mini oyun var. Ama bir tanesi var ki Armax Arsenal Arena, buna ayrı bir parantez açacağım:

Armax Arsenal Arena:
Önce burası nedir ona değineyim: Arena bir paintball sahası gibi, haritayı, rakibi, rakip zorluğunu, eklentilerinizi(kalkanınız olacak mı, yerde muhimmat olacak mı, rakipte kalkan olacak mı vs) ve yanınızda savaşacağınız yoldaşlarınızı seçtiğiniz, 3 turdan oluşan rakiplerinizin hepsini kestiğiniz ve puan topladığınız bir mod.

Bana göre keyifli olan noktaları:
a) Puan sistemi olması ve Mass Effect dünyasından isimlerin burada belli puanlara ulaşmış olmaları sizi extra bir motive ediyor, bende mesela Barla Von diye bir bankacıydı yanlış hatırlamıyorsam, o 1.sıradaydı(tabi ben tokatlayana kadar)
b) Arena da savaştıkca Arena ile ilgili yan görevler açılıyor, mesela arenadaki hayranlarınızdan birisi "A arenasında yanınızda ittifak subaylarını alıp, Gethleri tokatladığınız bir oyun izler miyiz ?" gibi bir istekte bulunabiliyor :) , veya "yanınızda hiç yoldaşınız olmadan Cerberus askerlini tokatla" gibi ek görevler açılabiliyor.
c) Mini oyunda toplayacağınız puanları paraya çevirebiliyorsunuz, 100k civarı kasmışımdır, hem eğlen hem işin görülsün mantığı güzel adapte edilmiş.
d) Özellikle en arenayı tasarlayan ekibin "şu arenayı test eder misin" dediği bir görevi vardı, arenada bazı anormallikler var, ortam biraz kızışıyordu, en yüksek skorumu da orada yaptım.

Ben bu arenaya rahat 8-10 saat arası takıldım. "Reaperlar dünyayı yokediyormuş, yok Cerberus yılanlık peşindeymiş" bunları unutup, oyun içinde oyuna vermiştim kendimi.

7-Baş düşman Kai Leng en az bizim kadar klas bir tip, ama birkaç eksik vardı, buna eksilerde değineceğim.

Eksileri:
1-Yapay zeka biraz zayıf geldi bana, normal zorlukta oynamama rağmen fotoğraf çekecem diye bazı yerlerde ölmem dışında neredeyse ölmeden tamamladım oyunu.Zorluk ayarı 1 ve 2 ye göre biraz basitleştirilmiş, heralde ilk kez oynayacaklarda rahat oynasın mantığı olabilir.
2-Baş düşman Kai Leng için ek görevler yazılabilirdi, hatta bu reis bizim kadar karizma bir tip olduğundan uzun süreli bir çekişme kovalamaca yaşansa güzel olurdu.Mesela sevdiğimiz bir veya birden fazla arkadaşımızı öldürebilirdi, bizde intikam için yollara düşerdik gibi gibi.Kai Leng'in potansiyeli tam kullanılamamış bana göre.
3-Gemi ile ilgili yakıt özelleştirmesi olmaması, beni biraz uğraştırmıştı, 2.oyunda yakıt depomuzu artırabiliyorduk, bunda yoktu(ya da ben bulamadıysam benim eksigim), olsaydı iyi olurdu dediğim konulardan.
4-Miranda'yı neden ekibe alamıyoruz gardaş, ulan biz Miranda'cıyız salsana onu da ekibe alalım... Tamam Liara da çiçek de, uzaydayız yani bir yedek olsun(Silah arkadaşı manasında yanlış anlaşılmasın!)

Sonuç: Bu oyuna hangi oyun türünü seviyorsanız sevin, eğer bir oyuncuysanız bir şans verin derim.Parasının hakkını hatta daha fazlasını verecek bir yapım ve seri.Yapımda emeği geçen herkesi tebrik eder, teşekkürlerimi sunarım.

Eski ama eskimeyen oyunlardan bir tanesi daha, Dxball, Vcop2, Volfied gibi oyunlar her zaman ara ara girip oynanır. Steam'e bu oyunu kazandıran ekibe teşekkür ederim. Bu arada almak için indirim beklemekte fayda var, indirimsiz biraz tuzlu fiyatı var.

Alışması biraz zaman isteyen, ama alıştıktan sonra tekrar tekrar bitirmek isteyebileceğiniz bir oyun. Farklı bir yapım olmuş, savaşta hayatta kalmaya çalışan, yeri geldiğinde elini kana bulayan, yeri geldiğinde bir çocuğa annesi için ilaç veren birisi oluyorsunuz.

Grafik ve müzikler atmosferi çok iyi yansıtmış, verdiğiniz kararlar, biraz duygusal birisiyseniz sizde etki bırakacaktır.(Özellikle süpermarkete ilk gidişinizde, burdan Orhun Kayaalp reyise de selam olsun, kürekle keleşe kafa tutan koca yürekli adam gibi adam).

Birkaç da ufak tavsiye vereyim, oyun başında balta yaparsanız, evdeki gereksiz dolap vs gibi yapıları kırarak odun ve yakacak elde edebiliyorsunuz.Bunlarla da atolyeyi 2.seviye yapıp, evdeki gedikleri onarırsanız, hırsızlara karşı erken aşamada rahat edersiniz.

Ek olarak bıcağı da erken yaparak, elinde silah olan birisini indirip silaha konabilirseniz, oyun sonuna kadar eve gelen hırsızlar size kolay kolay dokunamıyor.Bunları yapmasanızda oyunu bir şekilde bitirebilirsiniz, ne çok zor ne çok kolay ayarı iyi tutturmuşlar.

Genel olarak farklı bir deneyim arayışında iseniz bu oyunu indirimde alıp deneyin, fiyatını her türlü hakeden bir yapım, Frostpunk'dan sonra bu oyundaki kaliteyi görünce artık 11 bit studiosu takip listeme ekliyorum, emeği geçenlerin eline sağlık, özellikle Türkçe çeviri ve yerelleştirme konusuna da özen gösterilmesi çok hoş olmuş.

Bir yerde takılıyorsanız mühendis maymunu oynamayı öğrenin :)

Oyunu an itibariyle bitirdim ve 2.kez başlıyorum. Başlamadan önce, yaşamış olduğum deneyimi kısaca paylaşmak isterim:

1.Hikaye:
Oyuna, beynimize yerleştirilen bir solucanın gösterildiği, etkili bir açılış videosu ile başlıyoruz. Bu sadece bize değil, birçok kişiye yapılan bir işlem ve bu solucanlar farklı beyinlerde de olsa, kişiler yan yana geldiklerinde etkileşime girebiliyor, yani karşınıza enfekte olan birisi geldiğinde onun gelmişini, geçmişini irdeleyebiliyorsunuz.

Rivayet odur ki, beynine solucan yerleştirilen hasta, bir süre sonra form değiştirerek “zihinyüzen” diye anılan farklı bir tür canlıya dönüşmektedir. Herkesin beynine solucan yerleştirerek “tek tip” toplum yaratıp, beyin kontrol yöntemi ile bilinen dünyayı ele geçirmeye çalışan, bir baş kötü+3 yardımcı kötümüz var.

Amacımız, zihinyüzene dönüşmeden önce beynimizdeki solucandan kurtulmak ve bize bunu
yapanların cezasını kesmek.

Ek olarak, hikayede ilerlerken yanımıza katılacak, enfekte olmuş yan karakterler de var ve bunların da kendi hikayeleri mevcut. Bu yan hikayelerin üzerinde baya çalışılmış, özellikle Lae-zel, Gölgeyürek ve Astarion’un hikayeleri ve sonları müthiş. Birçok duyguyu birlikte yaşayacaksınız.

2.Oynanış:
İzometrik-sıra tabanlı-RPG türündedir. Yani; tepeden görünümlü kamera açısıyla oynanan, savaşların hamle sırasına göre yapıldığı(santranç misali), rol yapma(hikayenin gidişatına etki etmek) deneyimi sunan bir oyundur.

Tepeden görünüm kamera;
Mouse’un tekerleği ve Q W E tuşları ile, kamera açısında oynama yapılabiliyor. Burada ufak bir eleştiri yapacağım, ben oyunu oynarken yaklaşık 400 civarı ss aldım, manzaralar olsun karakter etkileşimleri olsun çok iyi yerler var. Yüksek yerler, derin mağaralar gibi bazı yerlerde kamera kontrolleri bana yeterli gelmedi, manzaraları tam istediğim açıyla alamadım.

Sıra tabanlı oynanış;
Adından belli zaten ama hiç bu tarz bilmeyen için basitçe, sırası gelenin kılıcını salladığı, okunu attığı, büyüsünü yaptığı bir mantık. Sırası gelmeyen yoldaşı ölüyorken bile kımıldayamaz…

RPG,
Karakter etkileşimlerinde aldığınız kararların, oyuna etki ettiği bir konudur ve bunu çok güzel, ayarında yapmışlar. Yeri geliyor aldatma ile yasak olan bir bölgeye “ben komutanın misafiriyim” diyerek geçiş izni alabiliyorsunuz, yeri geliyor “3 tane dev trolü tokatladım, bu eldivenlerin fiyatını ona göre ayarla kardeşşş” diyebiliyorsunuz. Hatta yeri geliyor kendi propagandanızı yapan gazete bile bastırıp, “halk kahramanı” kisvesi altında tüccarlardan fiyat indirimi bile koparabiliyorsunuz.

Oyunda, vereceğiniz kararların birbirlerini etkilemesi ve ilerde karşınıza bir şekilde çıkıyor olması, aldığınız keyfi katlıyor. Buna da bir örnek şöyle vereyim, ACT1 de bir cadı var Etzel teyze, bu cadı görevindeki yaptıklarınız ve verdiğiniz kararlar ACT3’de karşınıza kesin çıkacak, nasıl çıkacağını siz belirliyorsunuz. ACT3’deki etkilerini görünce “vay ulan, mevzulara gel” demiştim.

Diyalog uzunlukları kararında olmuş, ne 5-6 satırlık paragraf şeklinde cümle var, ne de 2 kelimelik cevaplar var.

NPC’lerin kendi aralarındaki diyaloglarını, arada durup dinlediğimde, genel olaylarla ilgili konuşmaları benim hoşuma gitmişti. Mesela bir yerde “duydun mu … kişi öldürülmüş, o bile güvende değilse bizim sokaklarda hiç şansımız yok” diye bir konuşma geçiyordu, ve bu konuşma hakikaten de o kişi öldürüldükten sonra yapılıyor(yazılımcı arkadaşlar ne var bunda, 2 trigerla yapılacak basit bir konu diyebilir, size basit kardeşim, neyse konudan sapmayalım).

Yan karakterlerin kendi aralarında atışmaları da güzel, Lae’zel ile Gölgeyürek habire didişiyorlar, arada müdahale etmeniz bile gerekebiliyor. Tarafınızı iyi seçin.

Yan karakterlerin hikayelerinin nasıl sonlanacağı size kalmış, Lae’zel’den örnek vereyim yine,
kraliçesiyle karşılaştığınızda bir ikilemde kalabilirsiniz. Yine ilerde karşınıza çıkacak sonuçların, ön kararlarını bu kraliçeyle karşılaştığınızda veriyorsunuz. Süprizli bir kraliçe bu ablamız, 2.oynayışımda onla ilgili planlarım var.

RPG ile ilgili son olarak şunu diyeyim, yoksa daha çok uzayacak, “Adamın biriyle, birisini öldürmek üzere anlaştınız, sonra hedefteki kişiyle karşılaşınca o da size “Benim başıma ödülü koyan kişi, benim ortağım ve sana da ihanet edecek, beni ortadan kaldırınca sıradaki hedef sen olacaksın, o yüzden beni değil onu öldür, sonra gel 1v1 kapışalım, beni de öldürürsen x2 katı ödül almış olacaksın” diyor. Bu durumda, bize ihanet eden kişinin, ihanet ettiği kişiye, ihanet etme şansımız var(İhanetception), öyle bir RPG var, o kadar diyeyim.

3.Grafik-Animasyonlar:
Gerek manzaralar, gerek mekan tasarımları, gerekse karakterlerin modellemesi muazzam iyi geldi bana. 400 küsür ss aldım oyunda, F12’nin dili olsa da konuşsa.

Karakter animasyonları, yüz mimikleri başarılı. Sadece benim karakter arada alakasız yüz ifadesi takınıyor, o kadar olsun diyelim.

4.Tavsiyeler-Notlar-Buglar:
Oyunda “quicksave-quickload(F5-F8)” bunu çok sık kullanacaksınız, ki kullanın zaten, yoksa hikayenin %70’den fazlasını kaçırma ihtimaliniz var. Adamlar da bir kısıt koymamışlar, diyalog ortasında bile F5 yapılabiliyor.

Her karakterin envanterinde 1 tane mum mutlaka olsun, savaş sırasında mumu önüne koyup yakın, elinde ne varsa yanan muma batırın, silahı alev alacaktır ve vereceği hasara alev hasarı eklenecektir.

Eşyaları envanterde tutmaya çok gerek yok, “sağ tık-kampa gönder” diyerek kamptaki sandığa sınırsız eşya gönderebilirsiniz.

Oyunda level sistemi biraz daha arttırılsa daha iyi olurmuş dedirtti bana, ben ACT1-2’yi köşe bucak gezdiğimden ve çok sık savaş yaptığımdan, 12 lvl ACT3’e geçtim, böyle olunca ACT3 deki savaşların değeri biraz daha azalıyor hissi oluştu. Level sınırı şöyle 20 filan olsa daha hoş olurmuş.

Toplanan altınları harcayacak yer ve eşya yok. En kaliteli eşyaları zaten öldürdüklerimden alıyorum, loot konusunda da her şeyi topladığımdan fazla para birikti, parayı harcayacak mecra bulamadım. Oyunun son savaşına geldiğimde 102k para vardı üstümde(bu arada tek slotta max 99.999 altın toplanıyormuş onu da görmüş olduk).Yani parayı harcayabileceğimiz mekanlar ile ilgili, birkaç ufak dokunuş olabilirmiş, eğlence mekanı açmak yönetmek olsun, ya da panayıra yatırım yapalım, palyaçoya rakip filan çıkaralım, ya da ne bileyim Baldur’s Gate gazetesine rakip bir gazete firması açalım vs.

Oyunda bir tane bugla karşılaştım(eğer bug değilse lütfen düzeltin). ACT1’de zeminlere indiğimiz bir maden ocağı tarzı görev var, lavların içerisinde, 400hp’li metal bir boss ile kapıştığımız. Burada rahat 1-2 saat uğraştım, ama işin içinden çıkamayıp çözümüne bakıp geçmiştim. Bugu söylemeyeceğim, oraya gelince siz de bir uğraşıp duruma bakın bakalım.

5-Sonuç:
Fiyatını ve gördüğü ilgiyi sonuna kadar hak eden bir eser ortaya çıkmış, bu türle alakanız yoksa bile oynayan bir arkadaşınızdan izleyin %90 başlarsınız.

Oyunun Türkçe olmasında emeği geçenlerin, başta Larian ve değerli içerik üreticilerimiz olmak üzere ellerine, ağızlarına sağlık, bu oyundan sonra Türkçe çıkmayan her AAA oyuna tepkimizi koyabiliriz ve bu oyunu örnek gösterebiliriz, gram bahane öne süremezler.

Steam kütüphanemde max 5 oyun olacak olsa birisi kesinlikle bu olurdu.

(Biraz konu uzadı gibi, artık okuyanın gözüne sağlık diyelim)

Güncelleme: Yılın oyunu adayım bu oyundur.

Forza Horizon 4'den daha iyisi olur mu derken, olmuş harbiden de. Yarış oyunlarını sevmeyen birisi bile şu oyunda min 50 saati devirir öyle diyeyim.

Oyunda görev sistemindeki serbestlik yine çok iyi, istediğin gibi takılabiliyorsun. Eski NFS oyuncusu olarak FH4'deki tek eksik olarak gördüğüm DRAG yarışlarını acaba buraya eklediler mi, ilk 4 saat için erken konuşmayalım.

Özet olarak indirimde direk liste başı olması gereken bir oyundur, tavsiye edilir. Türkçe olmasından dolayı da yapımcılara da ayrıca teşekkürlerimizi iletelim.

Strateji tarafında, eski topraklardandır.Kendine has bir oynanış sunan oyun, bir şans verilmeyi hakediyor bence. Oyunda birçok birimin kendine has özelliği var, örnek olarak okçular harita keşfini en iyi yapan birimlerdir, büyücülerin hasarı yüksek ama gelen geçenden tek yeme gibi bir sıkıntıları da vardır.En sağlam birimler tırpan taşıyan reyizler, canları yüksek savaştan kaçmazlar ve özel bir vuruşları var rakibe bakmaksınız tek atabiliyor.

Not: Oyunda bu birimleri siz üretiyorsunuz, onlar kendilerince haritada takılıyor.Bir düşman başına ödül koyarsanız oraya yönlendirmiiş oluyorsunuz vs ama oyunun mantığı heroların kendilerince hareket etmesi üzerine kuruludur.Örnek olarak heroda para var gidip demirciden zırh silah yükseltebilir, işte bunu kendi düşünüp bulması lazım.

Özet olarak, strateji tarafında nevi şahsına münhasır bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.Tavsiye edilir.

1.Hikaye:
Geralt: Oyunda yönettiğimiz ana karakterimiz, küçük yaşlardan zorlu eğitimler almış, bazı özel güçleri olan tecrübeli bir canavar avcısıdır. Geralt aldığı eğitimlerde, duygusallıktan büyük oranda arındırılıyor ve karşılaştığı durumları ahlaki değerlerden daha çok mantıksal olarak değerlendiriyor.(Tabi bu kısım biraz bizim de elimizde, oynanışta değineceğim)

Ciri: Geralt’ın manevi kızı olarak kabul ettiği, bir karakter. Bu karakterde genetik olarak “Kadim Kan” denen üstün bir güç buluyor. Hikayenin bazı kısımlarında Ciri ile de oynama imkanı veriliyor.

Eredin: Oyunun kötü tarafındaki ana karakteri, Ciri’deki özel gücün peşinde.

1.1) Ana Hikaye:
Oyuna Geralt’ın bir rüyasında başlıyoruz, bu rüyada Ciri’nin küçüklüğüne ve eğitiminin bir kısmına şahit oluyoruz. Ek olarak oyunun mekaniklerini test edebildiğimiz bir antreman var. Antreman kısmı opsiyonel, ama ilk kez oynayacaklar için güzel ve net anlatılmış, tavsiye ederim.
Antreman bittikten sonra Eredin gemisiyle ortaya çıkıyor ve Ciri’ye tam kılıç darbesi vuracakken uyanıyoruz. Bu kısım oyunun direk başı olduğu için spoiler sayılmaz, yani daha 1.saniyesi oyunun.
Oyundaki amacımız Ciri’yi bulmak ve korumak, zaten rüyadan uyandığımızda bir yolculuk üzerinde olduğumuzu ve biraz kestirmek için uyuduğumuzu anlıyoruz. Yanımızda ustamız Vesemir var, ufak bir hoşbeşten sonra oyun başlıyor ve kontrolü bize bırakıyor.

1.2) Yan Hikayeler:
Oyunda onlarca yan rol karakteri var, bunların hem geçmişlerine yolculuk yaptığımız anlardan oluşan, hem de mevcut dünyadaki konumlarıyla ilgili hikayelerine tanıklık edebiliyoruz. Ör: Kanlı Baron, Keira Metz, Yennefer, Triss, Hattori vs…

2.Oynanış:
Üçüncü şahıs kamera açısı(TPS), aksiyon-macera-rol yapma, açık dünya, karışımı diyebiliriz. Bunlara ilave olarak görev sistemi ve mini oyunlara da değineceğim.

2.1) Kamera açısı: Karakteri sırtından görebildiğimiz bir kamera açısı var. Oyundaki zırh-kılıç seçenekleri oldukça fazla ve çok hoş görünüyorlar. TPS tercihi mantıklı olmuş.

2.2) Aksiyon-Macera-Rol Yapma: Yakın ve menzilli şekilde oynayabileceğimiz silah seçeneklerimiz var. Bunlar;
Çelik ve Gümüş Kılıç: Çelik, insan-kurt gibi görece daha basit düşmanlar için, Gümüş ise grifin, heyula, zebani gibi daha zor, canavar kökenli düşmanlar için etkili oluyor.

Arbalet: İşlevsel yönü kuvvetli, uçan bir düşmanı vurup düşürebiliyor ve yerdeyken işini kılıçla bitirmemizi sağlıyor. Ek olarak su altında kullanılabilen tek silah, su altında çok iş görüyor hakkını vereyim.

İşaretler: Toplam 5 adet işaret kullanabiliyoruz.Her büyünün yetenek ağacı bulunuyor ve seviye atladıkça bunları geliştirebiliyoruz.

Aard: Enerji patlamasıyla düşmanı sersemletmeye ve yere sermeye yarıyor, yere düşen düşmanlara zaman zaman tek atabiliyoruz. İleri seviyelerinde düşmana hasar veren bir seçeneği de açılıyor.

Axii: Düşmanı hipnoz edebilen bir yetenek, etkilenen düşman belli bir saniye hareketsiz kalıyor. İleri seviyelerinde hipnoz edilen düşman geçici olarak dost oluyor ve sizle birlikte savaşıyor.

İgni: Düşmana anlık alev bulutu gönderebiliyorsunuz, seviyesine göre düşmanın tutuşma ihtimali artabiliyor. Bir seviyesinde sürekli hale gelebildiği form var, ateşle oynamayı sevenlerin hoşuna gider.

Quen: Savunma odaklı bir büyüdür. Kullandığınızda büyü kalkanı kazanıyorsunuz ve kalkanın hasar emme seviyesine göre rakip vuruşları engelliyor. Örnek: kalkan 800 hasar emebiliyorsa, 300 vuran bir düşman size 3 kere vurup önce kalkanı kıracak, sonra canınızı azaltabilir. Kalkan etkinken canınız gitmiyor. İleri seviyelerinde dairesel bir formu var, canınız azaldığında formu kullanırsanız kalkana yapılan her vuruş canınızı dolduruyor.

Yrden: Kullanıldığında belli bir alanı büyülü hale getiriyor, buraya giren düşmanlar işaretin seviyesine göre yavaşlayabiliyor veya hasar alabiliyor. Özellikle heyulalara karşı çok etkili, heyulalara hayalet formunda iken vuramıyorsunuz, Yrden alanı içine girdiklerinde vurulabilir oluyorlar. Heyula haricinde hiç kullanmadım desem yeridir.

Mini Bombalar: Zehir, Alev, Buz etkileri olabilen çeşitli mini bombalar hazırlayabiliyoruz. Biraz fantezi arayanlar için kullanışlı diyebiliriz, en zor modda bile çok nadir kullandım.

Oyunda seviye atlama sistemi var, her kesilen düşmandan veya görevden belli tecrübe puanı alıyor ve seviye atlıyoruz. Bu şekilde yetenek puanı kazanıyor, bunları harcayarak karakteri geliştirebiliyoruz.

Geliştirme yapabildiğimiz 4 alan var bunlara da kısaca değineyim:

Çatışma: Düz vuruş saldırılarımızı geliştirdiğimiz alan, örnek: hafif vuruşlar %30 daha fazla hasar vursun, ok atarken zaman %50 yavaşlasın gibi.

İşaretler: İşaretleri geliştirdiğimiz alan, örnek: Quen kalkanı %30 daha fazla hasar engellesin, İgni %30 daha fazla hasar vursun gibi.

Simya: İksir, bomba, çeşitli karışımların etkilerini artırabildiğimiz alan, özellikle karakterin zehir bağışıklığının artması baya önemli, bu alandan gerekli geliştirmeleri yapabiliyoruz.

Genel: İşlevsel niteliklerin olduğu kısım, örnek: Maksimum canımız %15 artsın, savaşta olmadığımız zaman canımız otomatik dolsun, karakterin taşıyabileceği envanter ağırlığı artsın gibi.

Not: Bu yetenekleri kullanmak için geliştirme alanının yanında 4 bölümlük bir ek alan var, buradaki boş slotlara neyi kullanacaksanız yerleştirmeniz gerekiyor. Yani sadece yeteneği açmak onun etkisini göreceğiniz anlamına gelmiyor.

Rol yapma kısmına da değinelim; görevlerde karar verme imkanı tanınmış. Örnek, “bölgeyi temizle” şeklinde bir görevde düşmanı öldürebiliriz veya bölgeden sürebiliriz.

2.3) Açık dünya: 4 bölge bulunuyor. Bunlar;
Ak Bostan, Velen-Novigrad, Skellige, Kaer Morhen
Novigrad özellikle çok detaylı hazırlanmış.

2.4) Görev Sistemi,
Ana görevleri otomatik oyun kendisi veriyor.
Yan görevler ise, köylerde veya şehirlerde ilan panoları var, bu panolara kontratlar asılıyor, bunları alarak yan görevleri açabiliyoruz.

İlave olarak da haritada dolaşırken, rastgele size görev verebilecek kişilere denk gelebiliyorsunuz bunlar ünlem işaretiyle beliriyorlar.

2.5) Mini Oyunlar ve Gwent,
Boks maçları: Her bölgede 1v1 şeklinde yumruk yumruğa kapıştığınız rakipler var, hepsi gayet güzeldi.
At Yarışları: Çeşitli alanlarda at yarışları yapılıyor, bunlara katılarak atımız için ekipman kazanabiliyoruz.
Gwent: Bir kart oyunudur. Sararsa 20+ saat gideri var.

3.Grafik-Animasyon-Ses ve Müzik:
Grafik: Çevre detayları, kaplamalar, karakter modelleri, silah ve zırh tasarımları çok başarılı.

Animasyonlar: Savaşlardaki akıcılık başarılı, diyaloglardaki konuşmalarda ağız-mimik uyumu idare eder kalitesinde.Vuruş hissiyatı başarılı ve bitirici vuruşlardaki uzuv kopma olayı etkileyici olmuş.

Ses ve Müzikler: Hem seslendirmeler hem müzikler çok çok başarılı. Özellikle müzikleri ayrı bir playlist yapıp, yolculukta, ders çalışırken filan dinlenebilir.

4.Yapay Zeka:
Yapay zeka baya zayıf kalıyor, düşmanların en zor modda biraz daha akılcı davranmasını beklerdim.

5.Olumsuz Yönler:
-Yetenek ağacı kısmında açtığımız yetenekleri doğrudan kullanamıyoruz, daha iyi dizayn edilebilirdi.
-Bazı bossların daha zorlayıcı olmasını beklerdim, en zor modda son boss dahil zorlayan kimse yok.

6.Genel Değerlendirme ve Sonuç:
-Karakter ve oyuncu arasındaki bağ güzel kuruluyor, yan karakterlerin ilgi çekiciliği, oyundaki atmosfer kalitesiyle birleşince oyunu oynamaktan ziyade yaşamaya başlıyorsunuz.
-Fiyatı böyle bir oyun için indirim dönemlerinde hala çok ucuz.
-Hangi tür oyun seviyorsanız sevin bu oyunu en az 1 kere deneyim etmenizi tavsiye ederim, verdiğiniz emeğin ve paranın karşılığını alacağınız garanti denebilir. Bazı oyunların yılı yoktur bu onlardan birisi, 2050 yılında bile oynasan oynarsın o seviyede.
-Türkçe çeviri başarılı, özellikle "İntikam soğuk yendiğinde lezzetli aştır" bunu kim çevirdiyse helal olsun :)

Strateji sevenlerin denemesi gereken bir yapım, 15.gün felaket tellalı reyizin işleri karıştırması filan senaryosu güzel düşünülmüş.Alışması biraz zaman alıyor, yaz günü bile insanı üşütecek bir atmosfer verilmiş.Dipnot: Felaket tellalından sonra inanç yolunu seçerseniz daha rahat kazanılıyor.

Mediewal Total War tarzı strateji tabanlı oyun arıyorsanız, gayet iş görür.Ortalama 100 saat civarı rahat oynatıyor kendisini.Oyunun 2'si çıktığı için tekrar indirip bir yad edecez, sonra indirimde 2.sini alacaz kısmetse.

Emeği geçenlere teşekkürler.