Splinter Cell ve Mass Effect serilerini çok seven bir insan olarak beni fazlasıyla tatmin etmiş, 1-2 gün de etkisinden çıkarmamış oyundur.

Hikaye 2020'lerde geçiyor yani ilk Deus Ex oyunundan 30 yıl öncesini konu alıyor. Seriye giriş yapmak için gayet iyi bir başlangıç.

Oyunun görsel dizaynı çok hoşuma gitti. Genel manada sarı bir filtre hakim, bu da oyuna tarz katan ve akılda kalıcı yapan en önemli etkenlerden biri bana kalırsa.

2 ana şehir ve yan lokasyonlar ile oyun birçok farklı mekanda geçiyor. Şehirler kanalizasyonlarından binaların içlerine kadar çoğu noktada keşfe açık şekilde tasarlanmış. Şehirlerdeki devriye gezen polisler, kenar köşedeki belalı tipler, cyborglar, çeteler ve hayat kadınları ile cyberpunk hava başarılı şekilde sağlanmış. Ancak ne yazık ki şehir yaşamıyor. Çoğu npc 1-2 animasyonla sadece olduğu yerde duruyor. Yine de senaryodaki gelişmelere göre size verdikleri yanıtlar değişiyor. Bu güzel bir detay.

Oynanış anlamında oyun birçok yol sunuyor. Tavrınıza ve geliştirmelerinizi hangi yönlerde yaptığınıza bağlı olarak hiç kimseye görünmeden havalandırmalardan ilerleyip sistemleri hacklemek de sizin elinizde, elinize ağır tüfekler alıp gümbür gümbür çatışmak da sizin elinizde. Bu noktada Augmentation'larınızı çok doğru kullanmanız gerekiyor şahsımca. Biraz ondan biraz ondan yapmak pek çalışmıyor.

Hack sistemi çoğu oyundaki gibi baygınlık geçirtmiyor. Güzel düşünülmüş dinamik bir sistem ile hacklemek çok eğlenceli hale gelmiş.

Müzikler sizi moda sokma konusunda çok başarılı. Voice acting ortalamanın üzerinde.

Diyaloglar çoğu zaman dinamik ilerliyor. Söylediklerinize göre karşınızdakinin tavrı değişiyor, odanın içinde dolanıyorsunuz. Bu durum sizi gerçek bir diyalog içerisindeymişsiniz gibi hissettiriyor. Yine Augmentation'lar sayesinde karşınızdakinin karakter yapısını analiz edip konuşmanın seyrini değiştirebiliyorsunuz.

Oyunda senaryo ilerledikçe neler oluyor yahu diyor insan. Şaşırtıcı twistlere sahip. Günlük yaşamınızda belki de çok kafa yormadığınız ahlak ve etik konularında sorgulamaya itiyor insanı.

Genel anlamda gerek oynanış mekanikleri ile gerek ise hikaye anlatımıyla beni fazlasıyla tatmin etti. Mutlaka göz atın derim.

Splinter Cell ve Mass Effect serilerini çok seven bir insan olarak beni fazlasıyla tatmin etmiş, 1-2 gün de etkisinden çıkarmamış oyundur. Hikaye 2020'lerde geçiyor yani ilk Deus Ex oyunundan 30 yıl öncesini konu alıyor. Seriye giriş yapmak için gayet iyi bir başlangıç. Oyunun görsel dizaynı çok hoşuma gitti. Genel manada sarı bir filtre hakim, bu da oyuna tarz katan ve akılda kalıcı yapan en önemli etkenlerden biri bana kalırsa. 2 ana şehir ve yan lokasyonlar ile oyun birçok farklı mekanda geçiyor. Şehirler kanalizasyonlarından binaların içlerine kadar çoğu noktada keşfe açık şekilde tasarlanmış. Şehirlerdeki devriye gezen polisler, kenar köşedeki belalı tipler, cyborglar, çeteler ve hayat kadınları ile cyberpunk hava başarılı şekilde sağlanmış. Ancak ne yazık ki şehir yaşamıyor. Çoğu npc 1-2 animasyonla sadece olduğu yerde duruyor. Yine de senaryodaki gelişmelere göre size verdikleri yanıtlar değişiyor. Bu güzel bir detay. Oynanış anlamında oyun birçok yol sunuyor. Tavrınıza ve geliştirmelerinizi hangi yönlerde yaptığınıza bağlı olarak hiç kimseye görünmeden havalandırmalardan ilerleyip sistemleri hacklemek de sizin elinizde, elinize ağır tüfekler alıp gümbür gümbür çatışmak da sizin elinizde. Bu noktada Augmentation'larınızı çok doğru kullanmanız gerekiyor şahsımca. Biraz ondan biraz ondan yapmak pek çalışmıyor. Hack sistemi çoğu oyundaki gibi baygınlık geçirtmiyor. Güzel düşünülmüş dinamik bir sistem ile hacklemek çok eğlenceli hale gelmiş. Müzikler sizi moda sokma konusunda çok başarılı. Voice acting ortalamanın üzerinde. Diyaloglar çoğu zaman dinamik ilerliyor. Söylediklerinize göre karşınızdakinin tavrı değişiyor, odanın içinde dolanıyorsunuz. Bu durum sizi gerçek bir diyalog içerisindeymişsiniz gibi hissettiriyor. Yine Augmentation'lar sayesinde karşınızdakinin karakter yapısını analiz edip konuşmanın seyrini değiştirebiliyorsunuz. Oyunda senaryo ilerledikçe neler oluyor yahu diyor insan. Şaşırtıcı twistlere sahip. Günlük yaşamınızda belki de çok kafa yormadığınız ahlak ve etik konularında sorgulamaya itiyor insanı. Genel anlamda gerek oynanış mekanikleri ile gerek ise hikaye anlatımıyla beni fazlasıyla tatmin etti. Mutlaka göz atın derim.