3 people found this review helpful
Recommended
0.0 hrs last two weeks / 23.5 hrs on record (22.1 hrs at review time)
Posted: 5 Nov, 2020 @ 2:04pm
Updated: 29 Nov, 2021 @ 3:49pm

Oyun dünyasının bir mihenk taşı, efsanesi, en iyi üçlemelerden birisi olan PoP üçlemesine başlamak her zaman hedefimde vardı. Ne de olsa sevdiğim Assassin's Creed serisi PoP'un evladı sayılırdı. Her ne kadar AC serisi yüzünden PoP bizlere veda etse de yıllar sonra Ubisoft, seriyi hatırlamasıyla PoP Remake'i duyurdu. PoP serisini elbette bir gün oynama hedefim aklımdaydı ancak serinin öve öve bitirilememesi ve Remake'in duyurulmasıyla isteğim şiddetlenerek pekişti. Oyunla ilgili yine de pek beklentim yoktu. Oyunun zamanla eskimiş ve "underrated" kalmasından dolayı çıktığı sene için ortalama Ubisoft oyunu olmasını bekliyordum. O nedenle diğer oyunları almadım ve sadece üçlemenin ilki ve kimilerine göre en iyisi olan Sands of Time'ı aldım. En kötü 2 saat oynar, sarmazsa iade ederim diye düşünüyordum. Spoiler vereyim, BÜYÜK YANILIYORMUŞUM! Sands of Time beni daha en başıyla ile etkileyen bir oyun oldu.
Dövüş:
Oyun daha en başında bana çatışma mekanikleriyle gideri var dedirtti. Gerçekten öyle bir aksiyonu var ki oyunun kelimelere dökmek olanaksız. O sevdiğim AC serisinin tiksindiğim çatışma mekaniklerinin kötü tadını Sands of Time öyle bir giderdi ki... Hala açıp oynayasım var sırf kılıçlı çatışmaları için. Ki günümüzde bile enfes bir vuruş hissi ve rahatlık sunuyor. Dövüşlerde tekrara düştüğünüzü asla hissetmiyorsunuz. Aksine RPG oyunu olmamasına rağmen buram buram karakterinizin geliştiğini ve güçlendiğini görüyorsunuz. Tatmin edici olan o hareketleri ve aksiyonu tarif etmenin mümkünatı yok. İsterseniz Sheakspare'i çağırın, bunun ebebiyatını yapmakta zorlanır hatta yapamaz, yemin ederim. Mutlaka görülmesi gereken bir incidir, elmastır, yakuttur PoP Sands of Time; oyun dünyasının zirvesi olan muazzam bir başyapıttır. Ancak bu muazzam bir başyapıt olan oyunu katleden remakeden uzak durulmalı ve orijinal efsane oynanmalıdır. Bazı teknik sorunlar olabilir. Steamdeki rehberlere bakarak 15 dakikada çözersiniz sıkıntıları ve grafikler hariç hiçbir şekilde eski bir oyun olduğunu hissettirmez.
Hikaye:
Hikayeye bakınca öff klasik Binbir Gece Masalları tarzı hikaye diyebilirsiniz. Ancak oyun ilerledikçe size hikayeyi ve karakterleri ince ince işleyerek öyle bir aktarıyor ki hem hikayeye hem de karakterlere asla kopmayacak şekilde bağlanıyorsunuz. Hele hikayeyi öyle bir şekilde bitiriyor ki "İşte bu!" diye haykırtıyor size. Spoiler olacağı ve harika bir inci kalitesindeki hikayeyi kendinizin keşfetmesinin daha zevk verici olacağını düşündüğümden daha da anlatmadan burayı geçiyorum.
Oynanış:
Oyunun parkur mekanikleri oyunu devrimsel yapan kısımlardan bir tanesi. Ha günümüzde çeşitliliği az gelme ihtimali mümkün ancak tatmin etmeme gibi bir olasılığı yok. Özellikle Mirror's Edge ve Ghostrunner gibi oyunlara da esin veren PoP parkur sistemi duvardan kayma ve duvardan duvara atlama vb. mekaniklerle AC parkurlarına "Eyyy AC sen kimsin ya?!" dedirtiyor.

Bölüm tasarımları zaten bu parkur sistemine göre inşa edilmiş durumda. Aksi durum söz konusu olamazdı zaten. Ancak yine diğer kısımlarda olduğu gibi bölüm tasarımlarında da zeka ve çeşitlilik akıyor. Sürekli aynı parkurları yaptığınızı hissetmiyorsunuz. Ancak yeni nesilde kolaya alışanların oyunu baştan parkur derinliğine dayanamayıp bırakacağını düşünüyorum. Umarım yanılırım. Bulmacalar, oyunda çok yer kaplamıyorlar. En baştaki büyük saray savunması mekanizması bulmacasını saymazsak pek bulmaca yok. Ancak olanlar biraz düşünme gerektiriyor. Çok zorlanmazsınız ama su içer gibi de geçemezsiniz. Burdaki denge de güzel tutturulmuş.

Burda oyunun tek eksi tarafı olan kamera açısı ve garip parkur mekanikleri için parantez açıyorum:
Oynarken canımı sıkan tek taraf bu oldu ancak bu kadar kusur kadı kızında da olur misali bu efsane adına umursamıyorum.
Konuya gelirsek kamera açıları sıkıntılı. Oyunda 3 adet kamera açısı var. İlki genel olarak kullandığımız TP kamera
kamerası; diğeri sadece sabit dururken açabildiğimiz, hareket ve aksiyon anlarında uygun olmadığı için kapalı olan
ve açılamayan FP kamera, sonuncusu ise mekanı daha geniş görebilmenizi sağlayan uzak kamera açısı. Buraya kadar tamam. Tasarımcılar oynayanların sadece TP açısıyla bazı yerleri net göremeyeceklerini ve bu yüzden zorlanacaklarını farkettiğinden istediğin yönü gösteren FP ve nereye gideceğini rahatça anlatan uzak kamera açısını eklemişler. Bu konudaki diğer sorun ise oyuncuların bu açılarını ne zaman değiştireceklerini bilememe ihtimalleri. Oyun zeki bir şekilde açıları kullanmak istemiş. Örneğin duvardan duvara zıplayarak üste çıkmanız gereken yeri uzak kamera açısı ile ifade ediyor. Bu sayede siz de anlayarak ona göre hareket ediyorsunuz fakat oyunda bazı yerlerde geri çekilip koşarak atlamak istediğinizde açının birden değişmesi sizin ne yapacağınızı saptırıp sinirlendirebiliyor. Çıktığı sene iyidir muhtemelen ancak günümüz oyun standartlarında garip. Dövüş ve aksiyon anlarında kamera açıları ile ilgili bir sıkıntı yoktu ancak parkur kısmında oyuncuyu bazen sinir edebiliyor. Bu oyunla ilgili oldukça ufak bir eksik.
Diğer eksik de bazı oyunculara kafayı yedirtecek ve bir hızlı karar verme yetisi gerektiren kısımda ben oraya atla demedim ki muhabbeti. Bu sorunu başlarda çok yaşayacaksınız. İleriye doğru atlamak için W'ye basmayı uygun görmemesi ve bunu bile detaylı hale getirmesi, keşke getirmeseydi dedirtti. Oyunda bunu yaşadığınız durumlar, sütunlara tırmandığınız yerler. Sütuna A tuşu ile tırmandıysanız A ileri tuşu oluyor yani W yerine geçiyor. Böyle bir durumda sola atlayayım diye bastığınız A tuşu, W yerine geçtiği için sizi ileri doğru boşluğa attırarak öldürtebiliyor. 2 saate alışırsınız ama o zamana kadar sakin kalın. Unutmayın böyle bir efsaneyi tatmak için biraz sabır gerekse de bittiğinde bunun karşılığını alacaksınız. Eğer çok detaya takılan psikopatlardan değilseniz kesin çok zevk alacaksınız.
Atmosfer:
Atmosfer ve manzaraları benim gibi tarih sevdalısı ve antik hava severler için bulunmaz birer nimet. Ki o masalsı Binbir Gece atmosferi sizi kendine aşık edecek. Önyargılı olabilirsiniz, Ortadoğu ile alakam olmasın isterim diyor olabilirsiniz ama büyük lokma yiyin; büyük söz söylemeyin.Ama kalkıp grafik eleştirisi yapmayın, grafikle atmosfer aynı şey değiller.

Zamanı geri alma ve yavaşlatma:
Şüphesiz oyunun en devrimsel ve can alıcı özelliğine geldik: Zamanı geri almak için kullandığımız dagger'a. Oyunda parkurda yanlış bir hareket mi yaptınız? Hopp,zamanı geri al ve telafi et. Savaşlarda öldünüz mü? Hemen daggeri'i kullan ve farketmediğin saldırıyı blokla. Böyle anlatınca çok kolay oyunmuş; sürekli geri sarar geçerim demeyin! Oyunda zamanı geri almak için elinizde kum slotu olması lazım. Her bir kum slotu ile 1 defa zamanı geri alabilirsiniz. Eğer kum slotlarınız boşsa ve öldüyseniz kaybettiniz. Bunları nasıl kazanacaksınız? Oyunda bunun için 2 yöntem var. Birincisi; kum süzmelerini bulmak. Kum süzmelerini kılıcınızla kapattığınızda tüm kum slotlarınız dolar ve yeni kum slotu yüklenmeye başlar. Diğer yöntem ise yeni Doomda olduğu gibi düşman kesmektir. Aynı sistem burada da geçerli. Hatta Dooma ilham olduğunu bile söyleyebiliriz. Savaşlar esnasında düşmanları tamamen öldürmenin tek yolu ruhlarını almaktır. Alınan her düşmanın ruhu bir kum slotunuzu doldurur. Tüm kum slotlarınız doluysa bu sefer zamanı yavaşlaratak dövüşlerde avantaj elde ettiren ve bazı kombolarda kullanıp düşmanları dondurmanızı sağlayan yan slot dolmaya başlar. Her yan slot size bir yavaşlatma hakkı tanır.

TOPARLARSAK;
Prince of Persia: The Sands of Time, yaşından kaynaklı 1-2 küçük teknik sıkıntısı haricinde oldukça güzel bir şaheser,
muazzam bir başyapıt. Herkes deneyim etmeli lakin ufak sabır göstermeniz gerek. Çok da sabırsız olmayın canım :)
Şimdiki aptal oyunlarla quick time event (zamanında tuşa basma) yapmakta bile zorlanan ve anlamsız multiplayer
oyunlar hariç oyun bilmeyen arkadaşlar oynamayabilirler. Zaten bu efsaneyi anlayabilecek nitelikte olduklarını sanmıyorum

NOT: Fanboyluğun zirvesinde yazılmış bir incelemedir.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 Comments
Heom 28 Nov, 2020 @ 4:08pm 
İncelemem karakter sınırına takıldı, tam incelemeyi okumak için:
https://mosyomarmelatto.wordpress.com/2020/11/29/sands-of-time/