3 people found this review helpful
Recommended
0.0 hrs last two weeks / 13.6 hrs on record (4.6 hrs at review time)
Posted: 20 Feb, 2021 @ 3:56pm
Updated: 19 May, 2021 @ 3:37pm

Yıl 2008-2009, yaşım olmuş 8. Evdeki oyun CD'lerini kurcalıyorum ve Max Payne 2'yi keşfediyorum. Yaşım küçük olduğu için ne hikayeyi anlıyorum ne de olan biteni. Çıkıp adam öldürmek ve bölüm geçmek hoşuma gidiyor. Sonradan sonradan bağladı beni hikayesi. Bu incelemeyi Max Payne 2'nin altına yapmamın sebebi küçükken sadece 2'yi oynamış olmam, hikayede kendimle bağdaştırdığım şeyler ve en sevdiğim oyunun bu olması. Çok dramatik, hüzün ve macera dolu bir hikayesi var. Hikayeli oyunlardan oldum olası nefret ettim. 5'i geçmez hikayeli oyun oynadığım fakat bu seri beni benden aldı.

12-14 yaşlarımda tam hatırlamıyorum herhangi bir sitede gezerken Max Payne 1'in Android'e geldiğini öğrenmiştim. Haliyle şaşırdım, o zamana kadar sadece 2'yi 20-25 kere bitirmiş ve hikayeden hiçbir şey anlamamış biri olarak Mona Sax'i Max Payne'in karısı olarak bilen ben nasıl şaşırmazdım ki? Hemen indirip aynı gün içerisinde bitirdim. 2'nin bir başka olduğunu biliyordum fakat 1 de kendinden hiç sıktırmadı. Hikayeyi ve aklımdaki 2'den kalan cevapları tamamlıyordu. Sonraki yıllarda oynama fırsatı bulduğum Max Payne 3 beni biraz tuhaf hissettirmişti. 1 ve 2'den sonra neden böyle bir karakter ve tuhaf bir hikaye vardı? Açıkçası pek uğraşmadım araştırmaya ve oynamaya devam ettim.

Zaman geçti gitti. Yıl oldu 2021. Çocukluğumun hatırası Max Payne serisi Steam'de indirime girmişti. Alayım, hem çocukken umursamadığım ve anlamadığım hikayeye bir anlam kazandırırım düşüncesiyle satın aldım. Araştırdım, oyunun hikayesini, yapımcılarını, yazarlarını, karakterlerini, oyundaki her şeyi didik didik edip hikayenin içinde buldum kendimi. Bir çok şey öğrendim. Max Payne'in adının Maximum Pain'den geldiğini, oyundaki göndermelerin iskandinav mitolojisine dayandığını, oyundaki karakterlerin aslında kim oldukları vs. (bkz: Mona Sax - Kathy Tong https://www.instagram.com/kathyatong/ | Bu kadının instagramına baktığımda duygulandım açıkçası, harbiden iyi tasarlanmış oyunda. Tabi biraz yaşlanmış...)

Genel olarak: Bu oyun benim için her şey demek. Ferhat Göçer'in Yıllarım Gitti dediği şarkı varya, işte ben ve bu oyun aslında. Kaç yıl geçerse geçsin her defasında ağlamamak için kendimi tuttuğum bir oyun olarak kalacak: Gerek oyunun kalitesi gerek muuhteşem müzikleri beni ordan oraya sürüklüyor. Oyun içinde temizlikçi abimizden ve oyun sonu credits kısmındaki müzik: "Poets of the Fall - Late Goodbye". Bir şarkı bir oyuna bu kadar mı yakışır arkadaş! Eskiden 2 günde bitirdiğim güzel oyun, sanırım büyüdüğüm ve çoğu oyunlara artık aşina olduğum için 4 saatte bitti. Bu baya üzücü ama ne yapalım... Oyunun bir de filmi var. Henüz izlemedim fakat yakında izlemeyi düşünüyorum. Keşke kitabı da olsa, düşünmeden alırdım.

Daha önce 2'yi oynamamış olanlar için kıyaslama:
1'e göre çok şey değişti. Grafiklerden vs. bahsetmeyeceğim çünkü 2021 ve sonrasında Max Payne oynamışsanız zaten grafik pekte umrunuzda değildir. Max Payne aslında hayatınızda görüp görebileceğiniz en iyi dizi. O yüzden 2 hikaye bakımından çok daha sürükleyici. 1'de slow motion mod açıkken sağa sola gidemiyorduk, sürekli sağa sola zıplıyordu ve bu zaman kaybı, sinir sorunları gibi boktan sonuçlar doğurabiliyordu. Sağolsunlar onu kaldırmışlar. 2'deki adamlar 1'dekilere göre çok daha iyi nişan alıp vuruyorlar ama nedense 2 daha kolay bi oyun :D Buna anlam veremedim hala..

Max Payne'in hikayesini kısa bir şekilde buradan okuyabilirsiniz. (Max Payne'i ilk defa oynayacaklar için bu linki koydum. Eğer gerçekten ayrıntılı bir şekilde anlamak ve öğrenmek istiyorsanız 3 oyunun da Wikipedia'dan hikayesini okumanızı tavsiye ederim.)
https://volkansel.com/max-payne-serisi-hikayesi-ve-filmi.html/

Özledik seni Mona...

Was this review helpful? Yes No Funny Award