Mep Stark 님이 최근에 작성한 평가

While me and the boys hanging out in Pelican Town there's something different about town
Mep Stark: Oh it's the spring festival
Huz: Then let's dance

While we are in festival
Kurashikku: Ok nobody likes me
Huz: When i said hi they said "ew"
Mep Stark: Then why don't you ask Kurashikku
Huz: I think it's an excellent idea.
Mep Stark: i knew it
https://gtm.you1.cn/sharedfiles/filedetails/?id=2859842228

Oyna, öl. Tekrar oyna, öl. Yine oyna, öl. Hep oyna, hep öl

Atlardan teknolojik araçlara, kılıçlardan silahlara, efsungerlerden cyborglara, fantastik evrenden çıkıp distopik evrene geçiş yaptıkları Cyberpunk 2077’in geliştiricisi Cd Project Red, "GOLD" sürümünde bile ertelenen oyunumuz sonunda 10 Aralık tarihinde çıkartarak biz oyun severlerle kavuşturdu.
https://gtm.you1.cn/sharedfiles/filedetails/?id=2314582195
Distopik bir evrende, yaşamın güvensiz ve zor oluşu ile birlikte hırsızlığın, suçun, siber şiddetin yaygın olduğu şehrimiz Night City’de karakterimizin malum yerleri de dahil, oluşturup yola koyuluyoruz. Oyun bize başlangıçta Nomad, Street Kid, Corporate adında üç sınıftan birini seçmemizi istiyor, bu da harita nereden başlayacağımızı belirliyor. Bu sınıflardan herhangi birini seçtiğimiz zaman aslında geçmişimizi, karakteristik stilimizi ve seçimlerimizi de seçmiş oluyoruz. Seçimlerimiz diyorum çünkü bu üç sınıf olaylara farklı diyaloglar ile yaklaşıyor. Sınıf seçimine göre diyalogların değişimi bu oyunda sadece pata küte gitmeyeceğimizi gösteriyor. Karşımızdakileri öldürmek yerine konuşmayı seçersek bu oyunda birilerini öldürmeden de ilerleyebileceğimiz anlamına geliyor ki bu konuşma becerisi yüksek olan oyuncular için iyi bir seçenek.

Haritayı ilk açtığınızda oyunun haritası size küçük gelmiş olabilir ki çok küçük de değil. Şunu unutmayınız ki bu oyunda harita dikine doğru gidiyor yani Japonya gibi düşünün. Dikine mekân tasarımı dedim ama her yer dikine değil oyunda çorak arazilerde var. Dikine mekân tasarımı, mekanların cafcaf lığı ve fütüristtik atmosferi beyni biraz sulandırabilir.
Şimdi karakter tasarımı güzel. Diğer karakter tasarımlarında görmediğimiz şeyleri bu oyunda görüyoruz. Diş seçimi, Göğüs ucu, Tırnak ve malum yerimizi de ayarlayabiliyoruz. Fakat her ne kadar farklı seçeneklerde olsa tasarımdaki seçenekler bana göre yetersiz. Mesela saç, sakal stilinin ve renklernin yetersizliği.
Birisiyle konuşmaya başlayınca diyaloglarda tek seçenek olmaması hoşuma gitti ama birazcık ilerlerken seçeneklerin çok olduğunu gördüm ama ne olursa olsun seçilmesi gerekeni seçtiyor. Örnek ana seçilecek olanlar sarı renkte geri kalanlar mavi renkte. Ben illaki o sarıyı seçmek istemiyorum diğer seçeneklerim ile ilerlemek istiyorum. Birde seçimlerimlerim sanki hikayeyi pek değiştirmiyormuş gibi. Tamam çok konuştukça çok şey öğreniyoruz ama bir etkisi yokmuş gibi hissettim. Bir rol yapma oyunu eğer bunu beceremiyorsa büyük bir kayıp var demektir.
Silahlı çatışmalar seslerle birlikte gayet güzel olmuş. Ateş ettiğinizde tokluğu hissedebiliyorsunuz. Yakın dövüşte ise aynı şeyi söyleyemeyiz. Sanki havayı yumrukluyormuşuz gibi. Ses ile vuruşlara tokluk getirmeye çalışmışlar ama yakın dövüş tam olmamış ki bunu yapımcılarda biliyordu.
Videolarda izlerken şüphem vardı. Sanki Watch Dogs daki gibi bir arcade sürüş deneyimi verecekmiş gibi geldi fakat bu oyundaki araç kullanma dinamiği benim hoşuma gitti. GTA ile yarışabilir mi tartışılır. Arcade ve çok bir şey de beklemeyin. Gaza basarken aracın tokluğunu hissedebiliyorsunuz ve sürüşler doyurucu düzeyde ama arabayı npc kullandığı zamanlar ise araç için dediklerimin tam tersi oluyor.
Trafik bana istanbulu hatırlattı. Ben biraz realistik takılan birisiyim. Oyunlarda kırmızı ışıkta beklerim. Bu oyunda trafik bana yoğun geldi bu güzel bir şey ama arabayı kaldırıma park ettim ve diğer arabalar hafif kırmasına bile gerek yokken hiç bir şey yapmayıp bekliyorlar.
Deus ex oynayanların fazla zorlanmayacağı hackleme oyuna basit bir sistem olarak eklenmemiş. Üzerinde uğraşılmış çeşitli ve dolu. Normal hackleme, kodlama yaparak çözmeler, birde pazardan alıp taktığınız çipler ile hackleme... yani anlayacağınız hackleme oyuna eklenmiş basit bir seçenek değil. Siz nasıl oynamak isterseniz ona hackler var.Silahlı çatışmada ya da yakın dövüşe yardımcı olsun diye hack yapabilmek güzel olmuş. Şunu unutmayın hackleyebildiğiniz gibi haclenebiliyorsunuz da. Hacklendiğinizde gerçekte hacklenmişsiniz gibi keyfiniz kaçıyor. Sizi hackleyen düşmanlar yakınızda değil kuytu köşede duranlar oluyor. Hacklemek ile ilgili benim şöyle bir sıkıntım var. Oyuna güzel bir şekilde yedirilsede hack yapabildiğimiz benim aklıma gelmiyor. Görevin bitmesine az kalmışken aaaaa ben hackleyebiliyordum diyorum.
Sistemim i5-7400 3.0ghz - Geforce GTX1060 6gb - 16gb ram. Grafik ayarlarım ise gölgeler medium geri kalanlar high’da ve gördüğüm fps ise min 25 max 48. Herşeyi mediuma alınca sokaklarda 27-30 kapalı mekanlarda 45-50 fps alıyorum. Bir performans sorunu var ve birkaç fix update ile düzeltilebilir ama tuhafıma giden şey bana göre sanki bu oyun 30 fpsde oynanır gibi gibi… Gibi diyorum çünkü bazı oyunlar vardır 50fpsnin altına düştüğünde oynanmaz hale gelir ve oynaması bayar. Bunda ise 25fps gördüm ve bi ağırlık, yavaşlama, takılma hissetmedim. 30 fpsde de gayet oynanabilir gibi duruyor. (Gerçi bu aralar külüstür bir laptopta 30 fps oyunlar oynuyorum ondan da olabilir). Isınma ve vfan sesi ise çok ciddi bir yükseklik yok.
Duvardan geçen npclermi dersiniz, bir anda ışınlanıp karşınıza çıkanlar mı yoksa yüklenmeyen kaplamalar mı ya da havada park halinde duran tekerlekli arabalar mı belkide sandalye olmadan havaya oturanlar?. Oyun Bug dolu ama şu ana kadar gördüğüm buglar bi update ile düzeltilebilicek türden buglar.

Hatalar ve performans kayıpları olsa da sürekli erteletip hisselerini ve hayranlarını kaybeden Cd Project Red bu sefer çıkartarak ve getirecekleri fix updateler ile kaybettiklerini geri alacak gibi duruyor

Ralli yarışlarının en iyi temsilcilerinden olan Dirt markasının simülasyon ağırlıklı serisi Dirt Rally, bu sefer karşımıza 2. Oyunu ile çıkıyor

Dirt serisi genelde arcade tarzı bir oynayış barındırırken Dirt Rally ve Dirt Rally 2.0 simülasyon ağırlıklı bir yapıya sahip. Dikkatlice kullanıp arabaya hakim olmanız ve olabildiğince dikkatli bir performans sergilemeniz gerekiyor. Yaptığınız her hareketi hissediyor ve yaşıyorsunuz.

Diğer yarış oyunlarında olduğu gibi Dirt Rally 2.0’da da bir kariyer modu var. Kariyer kısmı ikiye ayrılıyor. Rally kısmında Arjantin, Polonya gibi belli ülkelerin güzel mekanlarında yer alan pistlerde yarışıyoruz. Rallycross’ta ise küçük pistlerde rakiplere ve zamana karşı yarışıyoruz. Kazanılan para ile de ister aracımızı tamir edip geliştirebilir istesek te yeni araçlar satın alabiliriz.

Yarış oyunlarında olmazsa olmazı arkadaşlarınız ile yarışmaktır. Custom bölümler kurup arkadaşlarınız ile ralli şampiyonaları düzenleyip keyifli anlar yaşayabilirsiniz.

Dirt Rally 2.0 artılarına ve eksilerine değinecek olursak
(+) Gerçek bir ralli deneyimini yaşatması
(+) Yeterli sayıdaki araç sayısı
(+) Sesleri ve müzikleri gayet başarılı
(+) Grafikleri güzel
(+) Performansı stabil seviyede
(-) Oyun Dark soul oynuyormuş gibi zorlaması her ne kadar simülasyon severlerin hoşuna gitse de seriyi merak edip başlamak isteyenleri soğutacak cinsten olması
(-) Simülasyon ağırlıklı olduğu için klavye kontrollerinin zor olması (Gerçi direksiyon ile bile zor)
(-) Pist sayısının azlığı
(-) Dlc ile araba ve yol satmaları
(-) Performansı stabil seviyede de olsa anlık bir fps düşüşü oyun zevkinizi baltalıyor

Dark Souls oyunlarının yarış versiyonu olan Dirt Rally 2.0 simülasyon ağırlıklı olsun diyen yarış severleri memnun edecek bir deneyim sunuyor. Bence ralli severlerin mutlaka oynaması gereken bir oyun. Hem indirimde de fiyatı uygun. Sadece boyutu yüksek

Bir sanat eseri düşünün 2012 yılında PS3 için çıkan, sonra 2015 yılında PS4 için remastered olarak tekrar oyuncuların karşısına çıkan fakat bir türlü PC’ye çıkmayıp biz oyuncuları üzen bu sanat eseri çıkışından tam 7 yıl sonra Epic Games Store’a özel olarak çıkan bu yapım uzun bekleyişin ardından Steame geldi.

Bu nasıl bir oyun ya ben bunu oynamam diyenlerin bu oyuna bir şans vermenizi istediğim Journey Shadow of Colossus, ICO giib etkileyici atmosferin, güzel anların yaşandığı sanat filmi gibi oyunlar türünün başka bir örneği. Limbo ve İnside oyunlarını oynayanların yabancılık çekmeyeceği bu oyun bizi güzel bir yolculu görsel şölen ile antıyor.

https://gtm.you1.cn/sharedfiles/filedetails/?id=2127157262
Oyun uçsuz bucaksız bir çölüm ortasında başlıyor. Ne olduklarını bilmediğimiz, garip bir dilde konuşan, giydiği uzun çarşaf ile belli zamanlarda göklere yükselebilen karakterimiz oyunun sonuna kadar yaptığımız yolculukta hem karakterimizle bağ kurmamızı hem de sizin gibi yolculuğa çıkan diğer oyuncularla bu yolculuğun sizde yarattığı hisleri paylaşmanızı sağlıyor.

Diğer oyunlarda olduğu gibi Journey’nin de artıları ve eksileri var
(+) Grafikler PC’de PS4’e göre daha iyi olması
(+) Sanat yönetiminin muhteşem olması
(+) Kolay bir oynanışın olması
(+) Harika müziklerinin olması
(+) Çevrimiçi olduğu için yolculuğunuz sırasında karşınıza başka oyuncuların çıkması
(-) Bu oyunun bana göre tek eksisi bu oyunun kısa sürmesi. “Biraz daha yaaa” dediğimiz anda bitecek kadar kısa

Journey tam anlamıyla bir yolculuk, adı gıbı… Size anlatmak istediği şey de bu. Oyunlar ile sanatın arasındaki duvarı yıkan ve bu tür oyunlara bakış açınızı değiştirecek muazzam bir yapım olan Journey’i sizlere şiddetle tavsiye ediyorum.

İncelemede eksik bulduğunuz veya merak ettiğiniz birşey varsa ekleyin elimden geldiğince yardımcı olayım.
Üşenmeyip okuduğunuz için teşekkürler.

Neredeyse herşeyin kesildiği, biçildiği, deşildiği, oğlum seni parçalarım lafının ırzına geçildiği bu oyunda çenesi metal, vücudu cyborg olan karakterimiz Raidenın hikayesini oynuyoruz.

Metal Gear Solid 4’teki olayların üzerinden 4 yıl geçmiştir. Yıl olmuş 2018 Raiden iç savaştan sonra tekrar toparlanmaya çalışan bir ülkenin özel askeri şirketinin güvenliğinden ve askeri eğitiminden sorumludur. Geçmişini unutmaya çalışırken aynı zamanda ülke başkanının güvenliğini de sağlamaktadır. Başkan ile yolculuğu sırasında Desperado isimli bir şirketin cyborg askerleri tarafından saldırıya uğrarlar. Saldırılardan kaçarken Raiden siz gidin ben onları engellerim der. Araçtan iner ve takım elbisesini havalı bir şekilde çıkardıktan sonra Raidenın kontrol etmeye başlarız.

(+) Akıcı ve rahat bir oynayış deneyimi sunması
(+) Pc platformunda daha iyi grafikler sunması
(+) Müziklerin oyunun temposunu arttırması ve bossfightlarda gaza getirmesi
(+) Tatmin edici bir zorluk seviyesi olması
(+) Oyunun size neredeyse her şeyi parçalamanıza izin vermesi
(+) Zangeki modu ile düşmanları istenilen şekilde kesilmesi
(+) Raidenın kılıcını ve ekipmanlarını değiştirilebilir yada geliştirilebilir olması
(+) Oyun sizin öfkenizi boşaltmak ve içinizi dökmek için birebir olması

(-) Oyunun kısa sürede bitiyor olması
(-) Ara sahneleri ve hikayenin güzel olmasına rağmen boşluklar olması
(-) Birden değişen kamera açıları
(-) Nadiren de olsa küçük hataların karşımıza çıkması

Önceki Metal Gear Solid oyunlarından farklı bir tarz kullanan Metal Gear Rising: Revengeance öldürmek için doğmuş olan Raidenın kendini yola sokmaya çalışmasını hack and slash tarzı ile bizlere keyifli anlar ile gösteriyor.

İncelemede eksik bulduğunuz veya merak ettiğiniz birşey varsa ekleyin elimden geldiğince yardımcı olayım.
Üşenmeyip okuduğunuz için teşekkürler.

Ekim 2018'de piyasaya sürülen ve tam bir yıl sonra PC platformları için tekrardan çıkış yapan RDR 2, bir oyunun başyapıt olarak adlandırılacak kadar birçok içeriği kendi bünyesinde yüksek kalitede oyuncuya sunan ve aynı zamanda hayat sömüren cinsten uzun soluklu bir oyundur kendileri

İlk Red Dead Redemption’ın sahip olduğu hikâyeden tam 12 yıl öncesini anlatan RDR 2 Van der Linde çetesinin ilk oyunda da yer alan Blackwater kasabasındaki başarısız soygun girişimin den sonra çetemiz paçayı sıyırmayı beklerken işler daha çok sarpa sarar. İşin ardından çetenin peşine, hem kanun adamları hem de kelle avcıları düşer. Van Der Linde çetemiz ve ana karakterimiz olan Arthur Morgan ile vahşi batının getirdiği zorluklarla mücadele ederek çetenin güvenliğini sağlayacağız.

(+)Atın taşakları soğukta büzüşüyor
(+)Aynı GTA 5’te olduğu gibi RDR 2 de de özgürce istediğimizi yapabiliyoruz
(+)Şahane grafikler
(+)Bol animasyonlu olması
(+)Detaylı ve dolu bir dünyası olması
(+)Silahımızın bakımını yapmamız gerekecek
(+)Üzerimizde bir kovboyun taşıyabileceği kadar eşya taşıyoruz. Fazlasını ise atımızda barındırabiliyoruz
(+)Atımızı kişiselleştirip isim verebiliyoruz.
(+)Şeref sistemi oyunun gidişatını etkiliyor
(+)Oyunda Poker, Blackjack, Domino, balıkçılık gibi mini oyunlar oynayabileceğiz
(+)Çete kampını geliştirip bazı mühimmatlara daha hızlı ve ucuza sahip olabiliyoruz
(+) Bazı yan görevler ana görev hissiyatı taşıyor. (Örn; Bounty Hunter, Haritada kendiliğinden gelişen olaylar vs.)
(+)Read Dead Online da Role Playing odaklı deneyim sunuyor
(+)Hikâye ana karakterimiz olan Arthur Morgan gibi Red Dead Online’da da kendi yarattığımız karakterin de, o dünyanın bir parçası olduğunu hissedebiliyorsunuz.

(-)PC platformunda optimizasyon biraz sıkıntılı
(-)Oyunun görevleri aşırı çizgisel yapıya sahip.
(-)Animasyonlar yüzünden karakterin biraz ağır ve hantal hissettirmesi
(-)Oyunun yapay zekâsı her ne kadar iyi olsa da bazen sapıtabiliyor.


Hem atmosferi ile hem de hikâyesi ile bizleri bizden almayı rahatlıkla başaran RDR 2 her ne kadar PC’de birazcık sıkıntılı da olsa bizlere keyifli anlar yaşatmayı başardı.
İncelemede eksik bulduğunuz veya merak ettiğiniz birşey varsa ekleyin elimden geldiğince yardımcı olayım.
Üşenmeyip okuduğunuz için teşekkürler.

Uzun bi aradan sonra ve DmC Devil May Cry felaketinden sonra (gerçi ben sevdim) gelip bizi sevindiren Devil May Cry 5 hem oyuncuları hemde capcomu mutlu etmeyi başardı

Hikayeyi kısaca anlatayım.#SPOİLER#
#Elektrik faturasını ödeyemeyecek durumda olan dantenin ofisine müsteri olarak V adında yeni oynanabilen karakter gelir. Uruzel adında bir şeytanın olduğunu öğrenen dante yola koyulur#.
Nero ise danteden aldığı led tabelayla niko ile seyyar şeytan avcısı oluyor. Uruzel planını uygularken dünyayı şeytanlar basar. Nero ve niko yoldayken karşılarına şeytanlar çıkar ve oyun başlar.
Yeni ve gizemli karakter V’nin oynanış mekanikleri diğer devil may cry oynayış mekaniklerinden baya bir farklı ve rahat. Panter Shadow, kuş Griffon ve devil trigger olan Nightmare ile birlikte savaşan V tüm dmc oyunlarına zıt bir karakter. Tüm işi V'nin dövmelerinden çıkan hayvanları hallediyor iken son vuruşu ise V yapıyor

Oyunun artılarına ve eksilerine değinecek olursak
(+)Sonunda spardanın hikayesini oynamıyoz
(+)Bazı görevlerde oynamak istediğimiz karakterlerden birini seçebiliyoruz
(+)DmC Devil May Crydaki gibi klavye fareye geçmesi güzel
(+)Hack and slahs'in hakkını veriyor
(+)Grafikleri güzel
(+)Karakter modellemeleri ve mekan ışıklandırmaları ve derinliği grafik motoruyla harika duruyor
(+)Optimizasyon güzel
(+)Yeni eklenen v karakterinin oynayaşının diğerlerine göre farklı ve rahat olması
(+)Vergilin tekrar geri gelmesi

(-)Karakter seçimlerini sadece belli görevlerde yapabiliyor oluşumuz
(-)Dante ve nerodan sonra V karakteri oyunun temposunu düşürüyor
(-)Klavye ve fare ile oynaması güzel ama dmc devil may crydaki gibi iyi değil
(-)Dar mekanlardaki dövüş sahnelerinde kamera biraz sapıtabiliyor
(-)Önceki dmcnin müziklerine göre dmc 5'in müzikleri biraz sönük gibi kalmış
(-)Anime tarzından çıkıp realistiğe geçmesi (renkler ve zevkler tartışılmaz)
(-)Yeni bir dlc getirmiyecekler

Uzun bir aradan sonra tekrar karşımıza çıkan gönlümüzün efendisi Devil May Cry 5 her ne kadar fiyatı yüksekte olsa hayranlarını mutlu etmeyi başardı.
İncelemede eksik bulduğunuz veya merak ettiğiniz birşey varsa ekleyin elimden geldiğince yardımcı olayım.
Üşenmeyip okuduğunuz için teşekkürler.

İlk oyunuyla bize gaz maskesinin ne kadar önemli olduğunu anlatan, ikinci oyunuyla binbir zorlukla çıktığı halde bize güzel anlar yaşatan Metro bizi Moskova tünelinden ve zehirli havasından çıkarıp uzun tren yolculukları ve temiz havaya kavuşturuyor.
İkinci oyunun iyi sonunun devamı olan Metro Exodus kısaca ve spoilersız girecek olursak
Annayla evlenip mutlu bir hayat yaşayan Artyom dışarıda insanlar var, temiz hava var inanıyom ben diye Moskova yüzeyinde sürekli bir arayış içinde ve millette bunu deli sanmaya başladıkları sırada aslında artyom'un haklı olduğunu öğreniyoruz. Ekibi toplayıp trene atlıyoruz ve uzun bir yolculuğa çıkıyoruz.
Şimdi her zaman açık dünyada olmayacağınızı bilin. Size kısaca söyleyeyim önce trende yolculuk ediyorsunuz sonra açık dünya sonra yine tren yolculuğu sonra kapalı alan sonra yine tren ve oyun boyunca böyle devam ediyor. Oyun sizi gerektiği yerde kapalı alanlarda tutacak gerektiğinde sana gizli veya çatış diye seçenek sunacak. Ya da ekibinle şunların içinden geç diyecek. Bu oyunda da iyi veya kötü sonla bitirebiliyoruz. Bunun içinde diğer metrolardakinde olduğu gibi çevredekilerle etkileşim içinde olup onlara yardım ederek ve gizli yapılması gereken görevleri kimseyi öldürmeden yaparak iyi veya kötü sona ulaşıyoruz.
Eski oynayış dinamiklerine sahip olan Metro Exodus oynayış bakımından diğer oyunlarından pek bir farkı yok çatışması adamları gizlice yaklaştığımızdaki öldür veya bayılt seçeneği dışında parayı ve pazarı silip craft ve workbench sistemini getirmeleriyle mermi, gaz, sağlığımızı ve silah updatelerimizi istediğimiz yerde yapabilmemize olanak sağlıyor peki workbench ne işe yarıyor diyorsanız workbench de ise silahınızı temizlemeye ve üzerimizdeki ekipmanlarımızı updatelemeye yarıyor zırh, fener, vb. Bana göre workbench in tek sıkıntısı silah değiştirme olayı. Ben magnumu bırakıp pompalı kullanmak istiyorum diyorsun ya yerden alacaksın silahı yada trendeki workbenchten yapacaksın istediğin silahı. Oyuna sadece bolca silahla craft sistemi ile birlikte kayık ve arabayla yolculuk yapabilmeyi de eklemişler ve mekanda işimiz bitince kanca ile geri dönmemiz çok güzel olmuş.
İlk Metroyu oynadığımda ve kitabını okuduğumda acaba dünyanın geri kalanı nasıldır acaba sorup durdum kendime. Acaba orada hava alınıyor mu? Radyasyon oranı oralarda nasıl diye. Metro Exodus ile sorularımın cevabını aldım ve oynadım. Oyun sizi kasvetli alanlardan ve dondurucu olduğu gibi zehirli olan ortamı bırakıp açık dünya ve temiz havada rahatça dolaşabildiğimiz bu oyunda oyun bize neredeyse her türlü mevsimi yaşatıyor. Şimdi tam bu oyuna açık dünya demek doğru olmaz. Crysis oynayanların bilir harita geniş ama açık dünya değil göreve gitmeni ister sonra başka bir haritaya geçer ya hee Metro Exodusta aynı bunun gibi o haritada işini hallettikten sonra yallah başka haritaya.
Yapay zeka mı oda ne? Yok lan yapay zeka falan. Tamam diğer metrolarda da o kadar iyi değildi ama buradakiler fazla salak gibi. Dışarıdaki canavarlarla savaşması acayip keyif verirken gel gelelim insanlarda o hazzı veremiyor. Şöyle söyleyeyim ayakta bekliyorum adamlar etrafımı sarmış eğiliyorlar, siper alıyorlar çok güzel ama benim bunlara ihtiyacım yok hiç bir şey yapmadan sadece kafalarına sıkıyorum ve gidiyorum bu kadar. Bu lafımdan anlayın nasıl bir şey olduğunu.
Oyun grafik bakımından level atlamış. Gerek haritaların atmosferi gerek mekanlar kaplamalar olmuş. RTX teklenojisi ile birlikte efektler, parlamalar, ışıklandırmalar çok güzel olmuş. Her ne kadar grafikler çağ atlasada bazı efektler kötü yani okadar yeniliğin ardından bunu niye yenilememişler diyorsun. Güzel grafikler güzel bir bekleme süresiyle optimizasyon sorunlarını da beraberinde getirir. Tamam optimizasyonu o kadar kötü değil ama iyide değil. Gtx 1060 kullanan birisiyim ve Enis kirazoğlu’nun videosunda bahsettiği kasma sorunu bende yok fakat ultrada oynayabilsem de saçma bir başlangıçta ve nadiren gezerken takılma sorunu var ve hala düzeltemediler. Umarım bir güncelleme gelir.
Bunu okuyan arkadaşlara üzelerek söylemek istiyorum seslendirmeler BOK GİBİ. Sanki önlerinde ekran yokmuş gibi sadece yazıyı okumuşçasına olan konuşmalar var. Ne bir sinir ne bir üzüntü var. Sadece aynı tonda gereksiz uzunlukta konuşmalar. Size bir örnek vereyim trende workbenchin oradaki adamı dinliyorsunuz bitti deyip kafanızı çeviriyorsunuz ve amk tekrar uzunca konuşmaya başlıyor. Şimdi bunda ne var derseniz ya da bu kadarı da olsun derseniz ara sahnelerde birbirine giren duygusuz sesler sizin beyninizi kemirmeye başladığında anlayacaksınız ne kadar sinir bozucu olduğunu.
Müzikleri ise ne kadar güzel olursa olsun bana göre Last Light’ın müzikleri daha güzeldi. Müziğin her haritada değişmesi güzel olmuş. Çatışmalarda çıkan müziğin güzel olsa da bitişi hoşuma gitmiyor maalesef.

(?)Kasvetli alanlardan ve dondurucu olduğu gibi zehirli olan ortamı bırakıp açık dünya ve temiz havada rahatça dolaşabilmemiz her ne kadar iyi olsa da metroyu metro yapan şeyden bizi mahrum bırakıyor gibi
(+)Para olarak geçen kurşunları ve pazarı kaldırıp Craft, Workbench sistemini getirerek mermi, mühimmat gaz ve sağlığımızı ayrıyetten silah ve ekipman updatelerini kendimiz istediğimiz yerde yapabiliyoruz.
(+)Oyun bu kadar tünel ve kar yeter diyip size neredeyse dört mevsimi yaşatıyor.
(-)Seslendirmeler çok kötü ve gereksiz uzun. Herif uzunca konuşuyor bitti sanırıyorsun kafanı çevirdikten sonra tekrar uzunca konuşmaya başlıyor
(-)Artık standart olan hantal ve salak yapay zeka
(-)Standart uzun bekleme süreleri

Bu oyunla bütçe sıkıntısı yaşamayan fakat Store sıkıntısı yaşayan biricik Metro Exodus eski hissiyatını koruyarak farklı mekanlarla oynatan güzel bir oyun olmuş. Her nekadar çıkışına 1 hafta kala A**IK Stora diğer bir değişle Epic Stora geçip milleti kızdırsada bunu bir kenera bırakıp oyuna odaklanıyoruz ve dostlarım bu oyun olmuş. Keyifli oyunlar ve Anna'nın endişelendirmemeniz dileğiyle.

2006'da FF Versus 13 olarak duyurulan sonradan FFXV adını alan ve Windows Edition olarak pcye gelen FFXV'i 12 yıl bekledim artık huzurla ölebilirim.

NOT.1: FFXV oynamak için önceki oyunları oynamanıza gerek yok
NOT.2: Aç karnına sakın bu oyunu oynamayın
http://gtm.you1.cn/sharedfiles/filedetails/?id=1327393286
Öncelikle FFXV gerçekten merak eden varsa öncelikle Kingsglave Final Fantasy filmini ve Final Fantasy Brotherwood animesini izlemenizi tavsiye ederim, film oyundaki hikayenin öncesini İnsomnia şehirde olanları anlatıyor, animesi Noctis ve arkadaşlarını tanıtıyor. Yok ben filmi de animeyi de izlemeyecem diyorsanız.

Lucis krallığının prensi Noctis eski Tenebrae prensesi Lunafreya ile evlilik için arkadaşlarıyla birlikte Altissia doğru yola çıkması ile başlıyor. Oyun filmin end credit sahnesi ile aynı yerde başlıyor. Aracımız Regalia yolda bozuluyor ve onu Hammerhead'e kadar itiyoruz. Aracı tamircimiz Cindy ve dedesi aynı zamanda kralın eski arkadaşı olan Cid'e bıraktıktan sonra karakterimizi kontrol etmeye başlarız.

Karakteri spoilersız tanıtacak olursak
Neredeyse her Final Fantasyde olan ekip ile hikayede ilerleme bu oyunda da mevcut. Bu ekipteki kişiler genellikle birbirlerini tanımayan ama hikayeleri aynı yoldan giden karakterler olurdu. Final Fantasy XV'te ise bu alışıldık yoldan çıkarak birbirlerini ta çocukluktan beri tanıyan, neredeyse kardeş gibi dört karakter ile uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu dört karakterin bir kan bağı yok ama neredeyse herşeyi birlikte yapmaları, duyguları ve düşünceleri birbirleri ile sorunsuz bir şekilde paylaşmaları onları birer gerçek kardeş yapıyor.
https://gtm.you1.cn/sharedfiles/filedetails/?id=2138803821

Oynayış olarak diğer Final Fantasylerden farklı bir yol izleyen FFXV seride daha önce eşi benzeri görülmemiş, akıcı savaş sistemi bulunduruyor. Ana karakterimizin warp adında bir saldırı şekli var. Belli bir uzaklıktaki düşmanlara kılıcınızı fırlatıp düşmana doğru ışınlanarak saplıyoruz. Blindside ve Linkstrikes adında 2 saldırı tipi daha var. Fakat yanlış hatırlamıyorsam bu iki saldırı tipini istediğiniz zaman yapamıyorsunuz.
Blindside arkadaşlarınızla yaptığınız saldırılardır ve yaptığınızda da düşmana ciddi bir hasar verirsiniz. Haritada neredeyse her yerinde kesilecek canavarlar, imparatorluk askerleri ise oyunda belirli bir ilerlemeden sonra havadan gemi ile tepenize iniyor.
Linkstrikes düşmanınızın saldırısını blokladığınızda arkadaşlarınızın biriyle rastgele yapıyor.
Oyunda büyü de kullanabiliyoruz fakat çok bir şey de beklemeyin. 3 tip büyü var. ATEŞ, BUZ ve ELEKTRİK. Taşlardan büyü enerjisini toplayıp onları silah bölümüne ekleyerek kullanıyoruz.

(+) Güzel içerikleri olan bir açık dünya
(+) Sinematiklerin ve müziklerin çok güzel olması
(+) Karakterlerin dolu bir hikayesi olması
(+) Oyunda gecelerimizi otellerde ya da kamp yaparak geçirebiliriz
(+) Kamp yaptığımız zamanlarda İgnis bize topladığımız eşyalardan seçtiğimiz yemeği yapıyor.
(+) Oyunda sadece ana karakterimizin değil yanımızdaki arkadaşlarımızın ve ekstra gelenlerin de kendi ilgilendiği şeyler ver. Sizden gezinirken bir şey isteyebilirler.
(+) Oyunda arabamız dışında Chokobo adında binilebilen bir bineklerimiz var ve onları da updateleyebiliyoruz.
(+) Arabamızı rengini, bakımını, updatelerini, Regalia Type-F uçan araba ve Type-D canavar araba ya modifiye edip bakımlarını yapabiliyoruz.
(+) Arabamızın bezini bitince ya direk tamirciyi çağırıyoruz ya da arabamızı benzincilerden birine kadar itiyoruz.
https://gtm.you1.cn/sharedfiles/filedetails/?id=1328463314
(+) Ana oyunla birlikte oynayabileceğimiz 4 hikaye dlcsi ve kendi karakterlerimizi yaratıp arkadaşlarımızla oynayabildiğimiz bir hikaye dlcsi var.

(-) Normalde oyuna gelecek 3 dlc daha vardı ama birden dlcler iptal edildi, oyunun başındaki adam şirketten ayrıldı. Enson gelen Episode Ardyn'den sonra gelen dlcler bir kitap olarak basıldı.
(-) Oyunla ilgili hiç bilgisi olmayan bir insan çok boşlukta kalacak.
(-) Oyun çok kısa. Direk ana hikayeden giderseniz bir gün içinde rahat bitirebilirsiniz.
(-) Karakterlerin bir hikayesi var ama ana ve kötü bosstan başka birinin tam bir hikayesi yok
(-) Savaş sistemi güzel olsa da eksikleri çok, belli bir yerden sonra kendini tekrarlıyor ve sıkıyor.
(-) Büyü var ama çok kullanışsız ve gereksiz.
(-) Savaşırken sapıtan kamera açıları.
(-) Oynarken fark edeceğiniz ilk şey oyunda sizin arabanızdan başka bir arabanın sesi yok.
(-) Aracı istediğimiz gibi kontrol edemiyoruz. Sadece Regalia Type-D olarak modifiye edersek istediğimiz gibi kontrol edebiliyoruz.
(-) Arkadaşlarımızla oynayabildiğimiz dlcde tek başımıza bir görev seçiyoruz sonra görev odasında arkadaşımızda geliyor ve birlikte savaşıyoruz başka birşey yok.

Güzel bir yolculuk yaparken yaşadığımız şeylerle başka bir şekle bürünmüş bir hikayesi olan, dolu dolu anlar yaşayarak ya da tek oturuşta bitirerek kalkacağınız bu oyunda hiç jrpg oynamamış veya daha önce hiç FF oynamamış olsanız da her ne kadar eksiği çok olsa da oynamanızı şiddetle öneririm.