Ostatnie recenzje napisane przez użytkownika Renebey.com

Ne diyeyim bilmiyorum. Call to Arms benim için dönüm noktası bir oyundu saatlerim var. Bu oyunu da uzun saatler oynadım. Bir türlü anlamadığım bir şey var ki beni bu oyundan resmen soğuttu;

Ya arkadaş bu repair sistemini böyle saçma sapan tasarlayan akla gerçekten selam(!) olsun. Yemin ederim sinir harbi ya. Sanayide tamirci çırağı simülatörü mü oynuyorum ordu mu yönetiyorum belli değil.

Bu oyunun konu olduğu dönem savaş makineleri ve ekipmanları birer mühendislik harikasıydı. Günümüz silahlarına göre kullanımı çok daha zordu fakat dijital elektronik detaylara sahip olmadığı için mekanik olduğu için arıza oranı düşük ve tamiri daha kolaydı. Gel gör ki oyunda bir paleti tamir etmek ölüm. Yok mühendis alet çantasını alıyor slow motion geziyor çökecek de yapacak diye bekle. Yok efendim inventorydeki alet çantası iki lastik tamir ediyorsun bitiyor hadi mühendis için support kamyonu çağır, onu savaşın ortasında hasar almayacağı bir yere koy bulabilirsen. Zaten kağıt gibi kamyonlar üfleyince patlıyor. Sonra bekle kamyon repair kitleri yenilesin, ölme eşeğim ölme!

AT gun veya Tank bir yığın hasar almış. Her yeri renk renk olmuş kızarmış hasardan, soldaki ikonda detaylarda gösteriyor. Mühendise komut veriyorum tamir et diyorum herife, iki lastik bi arkadaki tamponu tamir edip bırakıyor. Bu arada savaş devam ediyor hangi birliği nereye koyayım, tamir etmişmi onuda şuraya çekeyim diyorum, bakıyorum yok. Etmemiş, yarısını yapmış mola vermiş. Tekrar SHIFT R tekrar tıklıyorum yine savaşa dönüyorum, bu sefer iki lastik bir palet daha tamir edip yine bırakmış. Savaşı falan bırakıp tamirle uğraşıyorum. İyi de arkadaş ben tamirhanemi işletiyorum ya. Bunu tıklarsın tamir eder bu kadar basit bir mekanik bu. Bu kadar basit bir mekaniği nasıl bu kadar karmaşık ve çözümsüz bir hale getirdiniz hangi aklın ürünü bu anlamak mümkün değil. Yahu gerçekçi olsun tamam da bir savaşta en çok zaiyat geri hizmet personeli olur mu arkadaş? 20 normal askerim ölüyorsa 80 mühendis/tamirci ölüyor bu nasıl iş ?

Aracı korumak için çevresine kum torbası duvar öreyim diyorum üsse konuşlandırdım mesela. Duvarı çok yakın örünce yine tamir etmiyor aracı. Çünkü aracın çevresinde dolaşması lazım elinde repair kitle avel avel. O tamir kitini şakır şakır mermiler oradan buradan geçerken, kan gövdeyi götürürken, ustasına trip atıp işi savsaklayan tamirci çırağı gibi gibi ağır ağır aracın AT Gun ın çevresinde gezdirmesi hatta vurulması lazım yoksa tamir etmiyor paşa.

Sırf bu repair işkencesi yüzünden bütün araçları kapatıp oynuyorum oyunu, full soldierla oynuyorum sen düşün yaşadığım stresi.

Bir başka konu, Call to Arms'da da vardı aynı şey, yeryüzü şekilleri haritadaki. Adamlar haritaları öyle dizayn etmiş ki, hiç bir yerden vurama düşmanı, dibine kadar gir o seni vursun. Yani yok, ana üssün çevresine öyle yükseltiler vs. ler koymuş ki her haritada. Abartmıyorum 110 saatim var bak yazıyor orada, defansif oynayamıyorsun. Sürekli hareket halinde olacaksın. Düz zeminli harita yok oyunda. Hem Call to Arms da yoktu hem bunda yok. Koca haritada 8 ülke maç yapıyorum, ana üssümde bir tane AT gun konuşlandıracak düzgün yer bulamıyorum, nereye koysam açık hedef oluyor veya görüş açısı aşırı kısıtlı oluyor engebe ve yüksekliklerden.

Buraya kadar okuduysan teşekkürler, son durum bu. Her halükarda oynuyorum tabi tavsiye ediyoru. Relic COH3 de patladı, elimizde eli yüzü düzgün içinde büyülerin ejderhaların cirit atmadığı gerçekçi RTS fazla yok. Fakat, yazdığım detaylar üzerine mutlaka düşünülmeli.

Benim gibi gecesi gündüzü oyun olanlar bile bazen sektörü takip edemiyorlarmış, bu oyun bana bunu kanıtladı. Çıkalı 5 sene olmuş ben daha geçenlerde bir forumda alakasız bir konuyu okurken yorumlarda görüp keşfettim Call to Arms'ı. COH serisini community maplerle falan suyunu çıkarana kadar oynamış bir insanım nasıl böyle bir cevheri kaçırırım kendime şaşırdım. RTS ve FPS harmanı bir oynanışla türe yeni bir soluk getiren Call to Arms'ı tüm RTS severlere şiddetle öneriyorum.

Öneriyorum fakat eleştirilerim de var ;

Oyunun motoru yüzünden mi, oyunun dev-larının tavrı yüzünden mi yoksa oyunun kendisinin çok bilinmemesi yüzünden mi hiç anlamadığım bir şekilde mod community si çok zayıf bu oyunun. Çoğu beğendiğim mod da outdated olmuş. Yapılan modların çoğunu da oyunun içeriğine ve sunduğuna karşılık tezat bulduğum yegane oyun oldu. CTA genel olarak taktik ağırlıklı ve günümüzün modern teknoloji birim ve silahlarının kullanıldığı bir oyun fakat HALO gibi fantastik bilim kurgu evrenlerin modlarını falan yapıyorlar.

Bana göre kitlesi küçük ve tam oturmamış bir oyun Call to arms. biraz tanıtıma ihtiyacı var. Okuduğum kadarıyla da dev-lerin biraz oyunun communitysini dinleyip diyaloğa girmesine de ihtiyaç var. Neredeyse çok iyi dediğim her modun yorumlarında dev-leri iğneliyor modderlar bir şekilde.

Haritaları çok az. Oyuna modderlarca yapılmış çoğu haritada aktif değil mod güncel değil. Bu da sürekli aynı haritalarda dönüp durmanıza neden oluyor.

Ammo supply olayı mutlaka düzenlenmeli. Oyuna konsantre olamıyorsunuz bir yerden sonra sürekli mermi kamyonu gezdirip duruyorsunuz bir kamyon cephane yetmiyor 2-3 tane birime.

Hava araçları aşırı pahalı oyunda satın almak neredeyse imkansız. Saatlerce coin biriktirip bir tane alsanız iki rokete bakıyor hemen düşüyor bir dengesizlik var yani.

Heavy Tank'lar neredeyse ölümsüz, düşmanın tank mermileri sizin tankların içinden geçiyor darmadağın ediyor siz bir tane Panther'i etkisiz hale getirmek için bir kamyon cephane boşaltıyorsunuz anca paletlerini kırıyorsunuz. Veya birimleri tehlikeye atıp tankın arkasına motoruna dolacaşaksınız ve motordan vuracaksınız bu da bazı senaryolarda neredeyse imkansız oluyor.

Taraflar arası dengede sıkıntı var. Rebel birimleri aşırı zayıf, Rebel ile conquest oynamaya kalkarsanız kağıt asker gibi ölüyorlar.

Asker birimlerin animasyonları biraz daha geliştirilebilir. 5 senelik bir oyun için normal tabi.

Bunlar ayak üstü aklıma gelenler. Fakat tüm bu geliştirmeye açık eksiklere rağmen sıkılmadan tekrar tekrar oynadığım en uzun soluklu RTS oldu.

Bizim jenerasyonun bir kısmı dinozorlar dergisiyle büyüdü. Jurassic parkı ilk izlediğinde açık kalan ağzını annesi kapattı. Doğal olarak Jurassic Park dediğinde dinozor dediğinde ben kendimi alamıyorum. Bu oyunu suyunu çıkarana kadar malum platformlardan oynamıştım, geçen gün indirime girince buradaki hesabıma da ekledim. Dinozor parkı kurduğunuz üstelik Jurassic Park'ın orjinal tema ve lisanslarını kullanan başka oyun yok, doğal olarak adamlar nasıl bir oyun çıkarırsa çıkarsın illa ki alacağız oynayacağız. Tabi bu eleştirmeyeceğiz anlamına gelmiyor ;

Öncelikle bu eleştirim sadece Jurassic World için değil son yıllarda genel olarak satış kaygısı yüzünden 18+ PEGI ye takılmayayım diye oyunlarda ki kan gore vb. ögeleri iyice kısan oyun firmalarına. Biz ne yapalım peki? Gelmişiz orta yaşa, Daha CGI nedir bilmezken T-ReX'in onlarca sanatçının eliyle sinema sahnesine kanlı canlı aktarıldığı yılları görmüşüz, İkon haline gelmiş o beyaz keçinin mekanik T-Rex'in dişleri arasında parçalanıp çenesinden sarkan bacağının Dr. Hammond'un torunlarının gözü önüne düştüğü sahneyi tasarlayan sanatçılar düşünmüş mü acaba o yıllarda keçi bacağı 18+ yapar izleyici kaybederiz bu sahneyi sterilize edelim demiş mi? Hayır! O sahne öyle güzel 3 tane ergen için senaryoyu kesemem demiş. Anyway.

Bu rahatsız edici steril oyun takıntısından lütfen vazgeçin. Gerekirse bu gore decapitation vb. efektleri ek paket olarak satın Total War'ın yaptığı gibi. Dinozor bunlar peluş oyuncak değil ki kan olmadan avlansın, birbirini öldürsün, parka gelen insanları yesin.

Bir diğer nacizane eleştirim yine genel olarak son yıllarda gördüğümüz oyunlardaki animasyon fakirliği. Üç tırnaklı raptorvari tüm türleri neredeyse aynı animasyonlarla izliyoruz. toynaklı küçük otoburlarla büyük at boyutunda olanlar arasında da benim gibi detaycı ve dikkatliyseniz neredeyse aynı animasyonlar kullanılmış. Grafiğe ne varsa steroidi basmışsınız hayran kalarak izliyorum çocukluğumun devlerini teşekkür ederim. Fakat animasyona da biraz çeşitlilik katsanız fena olmaz mıydı? Bence olurdu. Velocirapter elektrikli tellere Pachycephalosaurus la aynı şekilde sanki kafası müsaitmiş gibi kafa atmak yerine tırmanmaya çalışsa mesela? çarpılsa geri düşse, Brachiosaurus Dilophosauruslar ekip halinde sırtında gezerken onları savurmaya çalışsa örneğin öyle durmak yerine? Neyse daha örnek yazarım fakat uzuyor yazı.

Gelelim ilk oyunda daha fena olan bu oyunda biraz daha iyileşmiş management kısmına. ilk oyunda iflas etmeniz için veya parasal sıkıntıya düşmeniz için oyunu 8 yaşında falan oynuyor olmanız ve IQ nuzun ortalama altı olması lazımdı. İkinci oyunda bu durumu biraz geliştirmişler fakat yine pek bir fark yok. Oyunun ekonomisi fazlasıyla kolay ve buda sizin gelen konuklara sadece görevi tamamlamak için veya oyun içi alınan kontratları bitirmek için ilgi göstermeniz anlamına geliyor. Middle ve late game de tek yaptığınız her oyunda sıfırlanan gen araştırmaları, hastalık araştırmalarına para ayırmak ve araştırmacıları ve kazıya gidenlerin bulacağı fosil örneklerini oturup beklemek.

Biliyorum eleştirel bir yazı oldu, belki dev-ler okuyorlardır buraları google translate le falan diye bir umut yazmak istedim. Her halükarda oyunu öneriyorum. Tabi bu franchise ne zaman yeni oyun çıkarsa fiyatı uzay olarak çıkıyor, biraz bekleyip indirimde alın derim

Oynayalı baya olmuş oyunu hatırlamakta zorlandım. 20 saat gömersiniz veteran oyuncuysanız ve casual oynamayı seviyorsanız, bu tarz oyunlara aşinaysanız iyi kötü 20 saat sizi tatmin edecektir. Bu süreden sonra biraz bayıyor en azından bende öyle oldu. Causal değil fast forward, heyecanlı, tahammülsüz, Gen z tarzı oynamayı seviyorsanız bu süre düşer,

Gelelim kişisel eleştirilerime; Oyun post apokaliptik radtoaktif bir dünyada geçiyor buna tamam. Fakat binaların görsel tasarımları bana çok karışık geldi. Uzun saatler oynadıktan sonra şöyle bir zoom out yapıp şehrinize baktığınızda renk renk plakaların bir araya getirildiği bir metal yığını görüyorsunuz, hem göz yoruyor hem şehriniz büyüdükçe binaları ayırd etmek çok zorlaşıyor, bu anlamda oyunun görsel tasarımını şahsen çok beğenemediğimi belirtmeliyim.

Oyunda bir mekanik var, şehirde belirli konularda yetkin insanlardan ekipler yapıp keşfe gönderiyorsunuz. Eski Fallout tactic deki hesap o noktaya farklı bir harita sisteminden çizgi halinde ilerliyorlar ve oradaki terk edilmiş benzin istasyonu, market vb. artık neyse orayı loottlayıp şehre geri dönüyorlar. Fakat bu keşif alanları sizin şehirle doğal olarak aynı bölgede. Şehriniz büyüdükçe keşif alanlarının neredeyse dibine giriyor örneğin bir sokak ötesinde iki adımlık yerde bir benzin istasyonu var. Siz normal yönetim haritasında o bölgenin dibindeyken keşif görevi mekaniğinde adamlar oraya 1 saatte gidip geliyor sanki bambaşka bir yere gidiyorlarmış gibi. Halbuki karşı sokağa gittiler. Bu anlamda keşif görevleri ile şehri yönettiğiniz ana harita arasında bir zamanlama ve mesafe uyumu yok bu da oyuna kendini kaptırarak oynayan benim gibi hayal gücü geniş oyuncular için büyük bir mantık hatası gibi gözünüze batıp duruyor.

Oyunda traderlar uğruyor şehrinize doğru yapıları inşa ettikten sonra. Kısıtlı bir trading sistemi de var. Fakat o da keşif mekaniği gibi size oyunda çok sağlıklı eşlik edemiyor, hem yüksek trade fiyatlarından hem de gelen tüccarların ellerindeki çoğu maldan zaten sizde depolar dolusu bulunduğundan.

Bu küçük detaylar dışında türü sevenler için indirimde önereceğim güzel bir oyun.

Oyunu anlatmaya gerek yok, oyun dünyasına adını altın harflerle yazdırmış bir serinin son oyunu. Tercihli ucu açık quest sistemi olsun, açık dünyasının keşfe odaklı büyüklüğü ve yan görev çeşitliliği olsun, kendine has mitolojisi olsun, aldığınız görevlerin paganizmle, insan doğasıyla felsefe ve sorgulamayla olan ilişkisi ve derinliği olsun kitap gibi bir oyun kısacası. Alternatif bir evrende Witcher Gerald üzerinden günümüz insanını, zayıflığını, hırslarını aç gözlülüğünü anlatan bir baş yapıt.

CD Projeckt Cyberpunk gibi bir hayal kırıklığı yerine bu serinin devam oyunununa bir 10 yıl daha gömse, enerjisini ve deneyimini bu seriyi bir üst segmente (daha üstü varsa tabi) çıkarmaya uğraşsaydı ortaya nasıl bir devam oyunu çıkardı hayal edemiyorum. Ellerindeki dolu dolu LORE'u bir kenara bırakıp dikey mimarili GTA yapmaya karar verdiler. Neyse en iyisini CD Projeckt bilir, vardır bir bildiği diyerek yazımı sonlandırıyorum.

Türünün Zirvesi oyun. Tek kişilik dev kadro Chris Hunt'ın oyun dünyasına hediye ettiği bir efsane, KENSHI. Bu oyun beni yıllar sonra oyun dünyası için umutlandıran bir ışık gibi doğdu, gözlerim kamaştı ve duygulandım. Sandbox survival rpg, alternatifi olmayan müthiş bir tarzı yaratıp tek başına alnının akıyla çıkmış bir developer'ın gurur verici hikayesi Kenshi. Yüzlerce saat oynarsın, artık sıkılırsın late game'in de ötesine geçersin. Siler aylar sonra tekrar yüklersin, yüzlerce saatlik oyunda başına gelmemiş bir şey yaşarsın oyunun içinde böyle bir oyun Kenshi. Mod Communitysi ise efsane, öyle müthiş modlar yapıyorlar ki oyunu modları için tekrar tekrar kurup oynayabilirsiniz. Fan boyu olduğum ilk ve tek oyun, yapımcısını kutlamak için Linkedin'den oradan buradan takip edip stalkladığım tek oyun. Oynayın oynattırın.

Oyunu tüm DLC'leriyle oynadım, nerede oynadım hatırlamıyorum ama 2 saat görünüyor kat kat fazlası var bilgi olsun diye söylüyorum. Öncelikle oyun yağ gibi akıyor, ne bir bug, ne bir donma kasma hiç bir şey yok. Grafikleri türüne göre harika. Oyunun ana görevleri yani questline ı size aynı zamanda oyunu da öğretiyor. Görsellere bakınca basit bir oyun gibi görünse de göründüğünden çok fazlası var, bir kere hem base hem karakterin ekipmanları için kocaman geliştirme ağaçları yapmış adamlar. Hepsini açmak bir hayli zaman alıyor ve bu sırada oyunu da kavrıyorsunuz. Ana oyunu ve DLC de ki questline ı bitirdim ve çok tatmin edici bir oyun deneyimi olduğunu söyleyebilirim. Fakat aynı tatmini survival modunda yaşayamadım.

Survival modunu questline dan farklı olarak daha çok Tower Defans sandbox gibi hayal etmiştim fakat tam öyle çıkmadı. Survival modunda belirli süre aralıklarıyla yaratıklar size saldırıyor. Her şey fazlasıyla hesaplı ve planlı, örneğin 7 dakikada bir üsse dalıyorlar siz püskürtebilirseniz arada bir dinlenme süresi veriyor, bu sürelerin hepsini manual ayarlayabiliyorsunuz. 7 dakika ikinci saldırıya hazırlanıp saldırının gelmesini bekliyorsunuz. Fakat bu saldırıların büyüklüğü sizin gelişiminizle orantılı değil. Daha ikinci saldırıda sonu görünmeyen horde lar dalıyor üssünüze siz daha research yapmamışsınız orda 3 tane gariban Sentinel Tower dikiliyor incecik metal duvarın arkasında. Bir bakmışsın Swarm gibi içinden geçmişler. oynadığınız karakterde defansta büyük rol aldığı için bir şekilde saldırıyı püskürtüyorsunuz. Fakat daha üssü tamir edemeden (kaynaksızlıktan) diğer saldırı başlıyor derken bir türlü dengesini kuramadım açıkçası. Dev konsoldan süreleri uzattım bu seferde beklemekten sıkılıyorsunuz, saldırıları 20 dakikada bir ayarlasanız düzenlemeniz erken bitiyor bu sefer gelsinler diye bekliyorsunuz falan filan derken baydı. Survival modu üzerinde çalışılması lazım. Oyun ana karakteri bir türlü defanstan koparmıyor, ben üssümü düzenleyeyim Towerları dikeyim onlar vursun ben izleyip tatmin olayım diyemiyorsunuz. İlla Machine gun'ı alıp ön safta siz koşacak, yaratıkları peşinize takacaksınız towerlar vuracak.

Ha birde haritaların en uç kısımlarına, köşelerine siz yapı inşa edemiyorsunuz az bir mesafe bırakıyor oyun. İşte oradan yaratıklar spawnlanıyor. Siz base i örneğin sağ üst köşeye kurdunuz, oyun base e çok yakın buradan spawnlanmasınlar demiyor üssün dibinde patlatıyor onlarca yaratığı bir anda darmadağın oluyorsunuz.

Nereden başlayayım bilemiyorum fakat oyun süremin görünenden çok daha fazla olduğunu önce söyleyeyim. Oyunu uzun süre oynayıp sonrasında indirimde yapımcılara destek olmak için aldım ve tekrar oynadım.
Survival oyun dediğimizde gerçekten içerik ve oynanış olarak tatmin edici pek fazla alternatifimiz yok. Green Hell 2019'da çıktı yaklaşık 4 sene olmuş. 4 senelik bir oyun için grafik anlamında bence müthiş. Çıktığı dönem şanssızlığı The Forest da çıkmıştı. Bana göre grafik anlamında Forest'dan çok çok önde bir yapım. Green Hell'i benim gözümde kategorisinde en iyiler arasına çıkaran şey Senaryosu.

Senaryosu müthiş! Oyunun içeriği ile senaryo çok güzel bir uyum içerisinde. Senaryosu sayesinde yapımcılardan aktivist bir duruş görüyoruz. Yapımcılar sadece bir survival oyun yapmamış aynı zamanda bu oyun ve senaryosu üzerinden insanlara bir mesaj vermek istemişler yani idealist yaklaşmışlar oyunlarına. Gezegenin akciğerleri denilen Amazon ormanlarına gidiyoruz. amazon ormanlarındaki zorlu ve tehlikeli atmosfer oyunda harika resmedilmiş. Konuya ilgisi olanlar Amazon ormanlarının yok olmanın eşiğinde olduğunu biliyordur. Bir taraftan yasa dışı ağaç kesimi ve buna göz yuman hükümetler bir taraftan bu yasadışı kıyımla mücadele eden fakat çok etkili olamayan bir kaç uluslararası örgüt bulunmakta. Özellikle ormanların yer aldığı Brezilya, Peru vb. gibi ülkeler ve hükümetleri bu dünya mirasını korumakta oldukça işlevsizler aksine yasa dışı ağaç kesimini destekler açıklamaları var. Bu da amazon ormanlarını bir anlamda kimsesiz ve kanunların içlerine sızamadığı kuralsız bir habitat haline getirmiş. Oyunda da değindiği gibi uyuşturucu üretimi, kaçak altın madenleri, ağaç kesimleri derken her yıl hektarlarca alan Amazon ormanlarından koparılıyor. Tüm bu kaosun içerisinde Amazon'da teknoloji ve medeniyetten uzak yaşamayı seçmiş amazon yerlileri de bu yasa dışı oluşumların hedefi oluyorlar ve git gide sayıları azalıyor. Oyun ana hikayesiyle tüm bunlara değiniyor. Higgins hayal ürünü bir botanist olsa da yerlilerin medeniyetten insanlarla karşılaştıklarında yaşadıkları birebir geçmişten alınmış kurgu değil, Medeniyetin getirdiği hastalıklara dirençsiz olmaları yüzünden temas sonrası tamamen kırılıp yok olan kabileler bile var tarihte. Tüm bu detayları gördüğünüzde anlıyorsunuz, polonyalı ekip hikaye üzerinden insanlara bir mesaj da gönderiyor. Doğaya sahip çıkın, gezegeni koruyun ve medeniyetin ilkele müdahalesi her zaman iyi sonuçlar doğurmaz ve gerekli değildir. İşte sırf bu alt mesajlar için oyunu bitirmeme rağmen satın aldım. Teşekkürler Creepy Jar, oyun dünyasının sizin gibi idealist devlere her zaman ihtiyacı var.

Oyunu geçmişte uzun süre oynamıştım. PVE görevlerine bayılıyorum. Tekrar girip şans vermek istedim fakat bir kaç PVE haritasını çevirip çevirip oynamaktan başka bir şey yapamıyorsunuz. Spec op PVE görevleri var onları eskiden çok oynardık onları oynayayım dedim 40 dakika boyunca tek bir eşleşme bulmadı. Globalden yazdım sonuç aynı. sağlam arkadaş grubunuz varsa PVE görevleri çok güzel oluyor tavsiye ederim.

Yorumu editlemek istedim, yakın zamanda tekrar yükleyip bir şans vereyim dedim fakat PVE'lere adam bulmanız neredeyse imkansız. Dakikalarca sıra bekledim, antreman sahasını hatim ettim beklerken, duvarlara onlarca şarjör mermi boşalttım fakat bulmuyor. Oyun geçmişimde multiplayer FPS olup en uzun süre oynadığım oyun bu oyundu. Nedeni ise özenle tasarlanmış PVE görevleriydi. Tekrar girdiğimde baktım ki bu görevlere yenileri eklenmiş fakat oynayan yok. Tüm dünyada FPS oyuncu kitlesinin bu kadar PVP odaklı olmasının mantığını anlamıyorum. Orada altın madeni gibi PVE görevleri yatıyor kimsenin oynadığı yok. 2023 yılı itibariyle bu oyundaki kadar saran güzel detaylı PVE görevi olan başka Online FPS ye denk gelmedim not olarak dursun bu. 4-5 arkadaşsanız PVP sevmiyorsanız ama birlikte FPS oynamak istiyorsanız ilk tercih warface PVE serverlarına dalın kendi odanızı kurun PVE görevini seçin ve tadını çıkarın.

Bu oyuna nasıl inceleme yazmamışım kendime kızdım. 30larında bir veteran gamer a 2. Dünya savaşı konulu gelmiş geçmiş en iyi strateji oyunu nedir diye sorarsanız %90 ihtimalle size bu oyunun adını verir. Müthiş bir emek var ve ortaya harika ve dönemi için yenilikçi bir oynanış sunuyordu ki hala öyle. Günümüzde strateji oyunları konusunda oyun dünyası iyice kabız olduğu için hala altın değerinde bir oyun. Bu oyuna en yakın havayı veren başka bir strateji daha vardı adını hatırlayamadım o da çok iyiydi fakat onda base kurma yoktu size üniteleri oyunun başında veriyordu seçiyordunuz sonra savaşıyordunuz. O da atmosfer ve oynanış olsun COH'a yakın bir havası vardı.

Oyunu 10 yıl geçmiş detaylı anlatmaya gerek yok fakat size şöyle söyleyeyim. Silahlar, tanklar vb. birebir dönemin ordularını yansıtıyor. Hatta sesleri bile. Yıllar önce bu detaylara kafayı takıp youtube da saatlerce tiger tank videosu izlemiştim oradan biliyorum. Adamlar her aracın sesini özenle oyuna koymuşlar, birlikleri de aynı şekilde. Zaten oyunu efsane yapan bu detaylarda gizli. Şimdi size milyonluk firmaların DLC olarak sattığı PEGI 16 decapitation gore efektleri falan bunca yıla rağmen hala harika. Şimdi adamlar savaş strateji oyunu yapıyor, oyunda savaş sırasında kan ve kopan uzuv görmek için para verip başka DLC alıyorsunuz. Hey gidi hey.

Oyunun 3. sünün betasını da oynamıştım tabi bir şey anlaşılmıyor çok kısa bir görevdi. Yakında COH 3 çıkacak. Çok büyük dua ediyorum umarım oyun tarihinde efsane olmuş bir çok oyun gibi yeni çıkan versiyonu patates olmaz. En büyük korkum bu. Patates olmazsa en az bir 10 sene de COH3 ü oynarız. Community mapler, custom game modları derken dadından yenmez. Hadi hayırlısı.

Edit: söylemeden yapamayacağım bana en çok dokunan şey COH1 de custom gamelerde askerleri blood bag gibi patlatan Almanların güçlü topları 8,8 cm FlaK'ları kaldırmaları olmuştu.Büyük ihtimalle taraflar arası balance için yaptılar fakat ilk oyunda communty maplerle oynayan defansçı kitlenin büyük çoğunluğu için o 88'likler altın vuruş gibi birşeydi, karadan havaya her şeyi uzun menzili ile indirebiliyordu. Bir de az ötesine ağaçların arasına bir sniper koyup mesafesini arttırırsanız geçilmez oluyordunuz. COH2 de sabit defans silahlarını versatile yerine daha sabit ve belirli dar ve kısıtlı bir alana konuşlanabilecek şekilde tasarlamışlar, işte bu benim gibi AI ye karşı defans yapmayı sevenler için kötü haberdi. Umarım coh3 de efsane 88'likler tekrar geri gelir.