Évaluations récentes de Renebey.com

Burada 11 saat görünsede farklı yerlerde yüz saati geçkin oynamışımdır. Bir kere söylemek lazım yapımcının düşüncesi harika. Ne anlamda? diyeceksin. Liberalizmin içinden geçtiği şu oyun piyasasında kurtlar sofrasına kurtların hatalarını tarihle yüzüne vuran bir oyunla çıkıyorsun, amerikan yerlilerini ele alan bu kadar detaylı başka bir oyun var mı? Ben denk gelmedim yıllardır. Amerika kıtasını geri alma mücadelesi veriyorsunuz, grafikler sandbox-strateji-base building gibi bir çok girdiye sahip bir oyun için bence harika ve yeterli. Fakat Yapay zeka ve özellikle karakteri savaş sırasında kontrole alışmak oldukça zor. Ben bunu oyun yapılırken kullanılan platforma bağlıyorum. Büyük ihtimalle unreal engine'de falan yapılsa efsane bir şey olurdu diye tahmin ediyorum. Bir diğer hayranlık uyandırıcı konu oyunun arkasında 3-4 kişi olması. Tıpkı "Kenshi" efsanesi gibi bir kaç idealist yazılımcı toplanıp ortaya böyle örneği çok az olan bir oyun çıkarmış işte bunu ayakta alkışlarım.

Milyon dolarlık oyun firması başrolde kovboy olduğunuz ve kocaman açık dünyasında neredeyse "hiç" amerikan yerlisine denk gelmediğiniz bir oyun yapıyor ve dünya oynuyor. Adamlar böyle "tarihi çarpıtma ve paranın gücüyle kafasına göre yansıtma" odaklı bir dünyada tüm bunlara rest çekip Amerikan yerlisi olduğunuz bir oyun yapmış. Düşünce müthiş!

Gelelim oyunun detaylarına. Oyunda base building sistemi real time akıyor ve harika çalışıyor. Ele geçirdiğiniz bölgelerdeki amerikan yerlisi köylerinde kaynakları doğru kullanıp yükseltmeler vb. yapıyorsunuz böylece köyler gelişiyor, köylüleri avcılık, crafting veya malzeme toplamayla görevlendiriyorsunuz. köyler gelişince silah ve insan gücünüz artıyor bu da daha kalabalık gruplarla avlanmak veya kovboy avlamak anlamına geliyor. Tabi bu süreç oldukça sabır istiyor. Örneğin gelişmiş ve yeterince destekçi toplamış bir köye girip köydeki genç ve tecrübesiz oğlanlardan oluşan bir ekibi yanınıza alıp mavi berelilerin kalesini basmaya giderseniz hepsi ölecektir. bir anda bu kadar köylüyü kaybederseniz de uzun süre yerine yenileri gelmeyebilir. Bu da şu demek, çok yavaş ve dikkatli hareket etmek hatta bölge genişlemesi işini tamamen kendiniz yapmak zorundasınız. Çünkü oyunun AI si hem düşmanlarda hem sizin savaşçılarınızda çok başarılı değil malesef. Oyunun realistik yapısı gereği iki revoler mermisinde öldüğünüz içinde tüm çabalarınız ölen askerlerle bir anda başa dönebilir. Aynı zamanda tüm malzemelerini yanınızda taşırsanız bu sizin içinde geçerli çünkü ölürseniz hepsi öldüğünüz yerde kalıyor ve burası korunaklı bir kalenin ortasıysa geri almanız çok zor iş.

Oyunun görevleri bir süre sonra (bu bir süre tamamen sizin tatmin sınırınızla alakalı") tekrara bağlıyor ve monotonlaşıyor. Eğer ana senaryoyu hızlı yaparsanız oyun size haritada daha açmanıza aylar olan yerlerde görevler veriyor, doğal olarak devam edemiyorsunuz çünkü henüz o kadar genişlememişsiniz.

Sonuç olarak, alacak arkadaşlar bilmeli ki bu bir aksiyon oyunu değil (en azından early game de). Oyunda level alıp güçlendikçe ve baseler de aynı oranda büyüdükçe işin aksiyon boyutu artıyor çünkü hem sizin dayanıklılığınız HP/stamina/silah çeşitliliği/isabet oranı vb. artıyor hem haritaya hakim oldukça çatışmalarda yalnız olmuyorsunuz war Partyleriniz bölgeleri koruyorlar. Zor bir oyun. Gizlilik istiyor, sabır istiyor, biraz özenli oynamak istiyor. Çabuk sıkılan bir oyuncuysanız önermiyorum fakat hem third person shooter olsun hem sandbox ögeleri olsun hem trading ve gelişmiş base building ve crafting sistemi olsun, hem stealth olsun diyorsanız sizi uzun süre meşgul edecektir.

Hack n Slash / ARPG seviyorsaniz mutlaka oynayın, büyü, silah item çeşitliliği derya deniz. RPG lerde ki sabit sınıf mantığının içinden geçmiş bir yapısı var, karakterinizi tamamen hibrit kendi tarzınıza göre şekillendirebiliyorsunuz. Grafikler türüne göre bence hala harika, kaç senelik oyun olmasına rağmen. Epic'de yüzlerce saat oynadım, daha da oynardım fakat geldiğim noktada haritaları eskisi kadar rahat açamaz, ilerleyemez bir noktaya geldim. Boss'larda ölebiliyorsun bu normal, fakat haritadaki basit düşman slotlarıda aşırı zorlamaya başladı. Bende karakterin statlarını itemlerini büyülerini sürekli değiştirdim farklı varyasyonlar denedim yine questlerde ilerleyemeyince bu sefer daha fazla level alayım belki rahatlarım diye düşünüp daha düşük lvl maplere geri döndüm, aynı maplar aynı düşmanlar, gıdım gıdım exp gelmesi, quest line dan bağımsız grinding rutini bir süre sonra beni sıkınca bıraktım. Bir süre sonra party Exp kasmak ilerlemek için şart oluyor, alone wolf takılan bir oyuncuysanız late game e geldiğinizde bol bol grinding ya da party ile gezeceksiniz.

Pay to Win değil bu grafiklere ve çeşitliliğe rağmen, yapımcıları kutluyor ve teşekkür ediyorum. Pay'i hissettiğim tek yer depo slotları oldu. Ücretsiz depo bir yerden sonra doluyor benim gibi her şeyi biriktiren bir oyuncuysanız. Biriktirmeseniz de doluyor, yeri geliyor tek bir depo sekmesini unique silahlar dolduruyor craft yükseltme malzemelerini falan saymıyorum. Yani oyun sararsa illa ki depo yeri alacaksınız ki o saate kadar oyun süreniz karşılığı ödediğiniz para önemsiz kalır.

Oyun basit bir ARP değil, deli gibi detaylar var, çoğunu oynarken deneye deneye veya rastlantı eseri fark ederek çözdüm rehber okuma konusunda isteksiz olduğum için, fakat çözdükten sonra karakteri geliştirmek çok daha zevkli hale geliyor çünkü onu hamur gibi yoğurup her detayına kadar (görsel değil skill ve taktik anlamında) istediğiniz gibi şekil verebilirsiniz.

Oyunun single player versiyonuna uzun saatler gömdüm ve bitirdim. Müthiş bir hikaye, harika bir atmosfer ve film gibi akıp giden bir main story. Fakat ikinci kez oynamıyorsunuz bu kadar iyi grafiklere karakter ve ortam tasarımlarına rağmen. Neden? Çünkü sinematik adventure gibi bir oyun, çok fazla rastlantısal olay yok, açık dünyası, atla seyahat vs. film izler gibi oynuyorsunuz ve bitiyor.

Her neyse gelelim online'ına. Fazla saatim yok fakat ilk çıktığıyla şimdiki hali arasında farklar var, ilk çıktığında haritada yol alırken çok daha fazla rastlantısal görev alıyordunuz şimdi onun oranını düşürmüşler. Free roam görevleri çok kısıtlı bir yerden sonra bayıyor ve birbirine benziyor. Free roam görevlerini aldığımız strangerların vereceği görevin "honor" + mı - mi olduğu belli değil. At üstünde millerce yol gidiyorsunuz adamdan görevi alacaksanız honor decrease çıkıyor mecbur alıyorsunuz. Diğer oyuncularla yaptığımız eventların %99'u PVP üstüne kurulu. Merak edip giriyorum veya invite alıyorum hep birbirini öldürme çıkıyor. Ben sevmiyorum başka oyuncuları öldürmeyi, kolsuzum ben, üstelik anlamsız geliyor bu bana sevgili Rockstar, ben quest seviyorum, hikayeli görev seviyorum, oyuncuyu vurmayacağım ben, o düşecek ben onu tutup kaldıracağım, birlikte takım olarak Aİ ye karşı mücadele edeceğiz? Collector, bounty Hunter, naturalist vb. gibi farklı meslekler var fakat bunları nasıl açacağımı bulamadım. Progress sekmesine girip bakıyorum hep kapalılar. Haritada yapabileceğim avlanmak, NPC'leri soymak(Onur düşürüyor) veya free roam görevi alacağım 8-10 kişiden aynı görevleri almak dışında bir şey yok. ana hikaye görevleri sizin levelinize göre ilerledikçe açılıyor, onlar baya zevkli, diğer oyuncularla birlikte yapıyorsunuz, tekrar tekrar oynayabiliyorsunuz.

Avlanırken kamp yapayım dedim bir yerlere girdim menüde kalıcı kamp kurdu haritanın bir yerine. Kampın her gün kirasını ödüyorum, benim sabit bir base im yok mu? Göreve gidiyorum, at üstünde yoruluyorum iki gıdım et pişireyim atımı dinlendireyim diye kenara geçip kamp kurayım diyorum "hop" beni o ilk kurduğum kampa gönderiyor, gittiğim onca yol boşuna oluyor. Kısacası henüz tam çözemedim ama bir süre sonra hikaye görevleri dışında tekrar a gireceği ortada. Trader mesleği falan var onu yapayım dedim, kampa butcher shop açman lazım ama "altınla açılıyor hehe" diyor. Her şeye altın istiyor. Altın birikiyor mu dersen evet ama gıdım gıdım, 15 dakika yaptığın bir görev veriyor sana 0,05 altın falan. Damlaya damlaya biriktireceksin işte. Outlaw Pass olmuş 35 altın, Bounty Hunder Lisansı olmuş bilmem kaç altın. Town'larda onu bunu öldüren toksik oyuncular derken welcome to the wild west

Böylesine detaylı, potansiyeli arşa çıkarmış bir oyunun online ını sadece "at yarışı ve pvp" üzerine inşa etmeyi ben hiç anlamıyorum. Neyse tam çözemedim oyunu ön yargılı bir inceleme oldu, yine şişmez açar oynarsam bir 20 saat daha, belki düzenlerim.

Aksiyon oyununda Türkçe dili ne yapacaksınız onu da anlamıyorum. Çok detaylı ingilizce nerede istiyor ki bu oyun? Şunu kurtar, şu at arabasını koru, git şu hedefi öldür, görevler bunlar. Bunları da anlayın bir zahmet artık. 2021 deyiz bitmediniz her oyuna türkçe türkçe yazmaktan sıkılmadınız. Sanki secret world legends, old school rpg oynuyor sanki. Yapmıyor herifler dimi, bunca yıldır yapmamış ağlamanın ne gereği var, düzenli oyun oynayan oyuncu olan bir insanın yaşı kaç olursa olsun anlamayacağı bir ingilizce yok bu oyunda. Hayır ne yapıcan kovboy şapkasının türkçesini onu söyle bana bi? Revolver yine revolver işte? Silahların orjinal isimlerini öğren fırsat işte sana Amerika kıtasının tarihi o silahlarla Winchester'ıyla Colt'uyla akan kanlarla yazıldı. Tek bir Amerikan yerlisi yok oyunda niye? Çünkü olsa Kasabadaki NPC kadını, çocuğu bile satırla dalacak parçalayacak hemen, o yüzden koymamışlar.

Oyun türünün en iyilerinden diyebilirim. Elementler arası etkileşim müthiş yansıtılmış. Kullandığınız büyülerin etkisini zeminden havaya her yerde hissediyorsunuz. Dünyası açısından da oldukça zengin bir hikayeye sahip, Kitabı çıksa alıp okurum o kadar güzel bir evreni var. Müzikleri ve diyaloglar aynı şekilde şiir gibi oyun. Artıları saymakla bitmez, ben biraz kendimce gördüğüm eksilerinden bahsetmek istiyorum ;

Öncelikle oyun açık dünya gibi görünse de aslında değil, Adalardan oluşmuş bir evreni var, bu adalarda karşılaştığınız NPC ler ve düşmanlar hep aynı yerlerde aynı şekilde karşınıza çıkıyor. Rastlantısal savaşlar yok. Aksine oyun sizi açık gibi görünen bu adalar dünyasında çizgisel hareket etmeye zorluyor. Bu da birden fazla kez oyunu bitirmek için başına geçtiğinizde biraz sıkılmanıza neden oluyor. Zorluk seviyesi bazı yerlerde en veteran oyuncuyu bile zorlayabiliyor. çoğu kez ölüp aynı yeri baştan oynamanız gerekebiliyor. Questlerde vereceğiniz en ufak bir hatalı cevap questin ve o NPC ile olan ilişkinizi hatta görevin içeriğine göre dahil olduğu tarafla olan ilişkinizi direkt olarak kötü etkiliyor. Bununla ilgili bir uyarı olsa iyi olurmuş. Görevler yüzünden oyuna kendinizi kaptırıyorsunuz ve sürekli merak ediyorsunuz bir sonraki olayları. Tam tüm olayları çözüp divine olup tanrısal güçlere kavuşuyorsunuz oyunun tadı tam damağınızda, hop oyun bitiyor. Devamını sabırsızlıkla beklediğim bir turn based RPG.

Bence tek eksiği Tam ve geniş bir açık dünya ve rastlantısallık, daha fazla yan görev ve daha uzun oyun süresi. Bir de gelecek oyunun devam olacağını düşünürsek "divine power" lara daha etkili skiller ve büyüler eklenebilir. sonuçta Divine olmuşsunuz az buz bir şey değil bu evren için. Yapımcılara bu güzel oyundaki emekleri için teşekkür ederim.

Puanım 9/10

Ücretsiz bir oyuna göre hem grafik hem içerik anlamında çok başarılı bir oyun olmuş. Oturup ders gibi çalıştığım ilk mmorpg Black Desert Online'dı, Warframe'de bir o kadar detaylı tasarlanmış. Grafikleri de fazlasıyla yeterli ve güzel. Bu tarz karmaşık ve insanı zorlayan oyunların avantajı şu, oyuncu kitlesi ağırlıklı veteran oluyor yani kaliteli oluyor. Ama bir türlü kendimi tam veremediğim bir oyun oldu warframe. Bu biraz benden kaynaklı sanırım. Sosyalleşme açısından bence en başarılı mmorpg, içindeki her türlü etkinliğe otomatikman birileriyle dahil olabileceğiniz bir sistem yapmışlar, böylelikle detay açısından benzeri black desert'da ki gibi zorlu görevlerde yoldaş arama sıkıntınız hiç yok. Oyuncu kitlesinin kalite olması sorularınızın cevapsız kalmamasını da sağlıyor, global chatten ne sorsanız birileri size yardımcı oluyor.

Assasin's Creed serisinin hayranı olduğum dövüş mekanikleri yerini slash and kill oyunlardaki sistem almış. bir çok oyuncu memnun kalsa da ben eski savaş mekaniklerini çok daha gerçekçi ve keyifli buluyordum. O mekaniklere en yakın sistem Shadow of War' da görmüştüm onu da ara ara yükleyip oynarım sırf dövüş mekanikleri için. Assasins creed in belkemiği gizlilikle suikast yapma olayı tamamen yerini yine slash and kill konsepte bırakmış. Ubisoft oynanışı tamamen değiştirmek yerine eski ASC serilerindeki açık dünyayı daha canlı bir hale getirmeye odaklansa bence ortaya çok daha güzel bir iş çıkabilirdi. Eski ASC'lerde ki companion sistemi ve "rastlantısallık" yaşayan dünyayı hissettirme başlıklarına yoğunlaşsaydı çok güzel bir oyun görebilirdik fakat yok, hazır kod üzerinden yürümek artık sektörde tekel olmuş oyun yapım firmalarının alışkanlığı oldu, fast food sektörü gibi oldu sektör.

Oyun, ücretsiz olmasına rağmen oldukça tatmin edici bir oyun. Grafikleri ve oynanabilirliği gayet yerinde. Bir süre oynamıştım sonra sıktı. Bol bol US ARMY ara videosu bulunuyor ki zaten yapı olarak da hafif simülasyona kayan ve temelinde amerikan ordusunun virali olan bir yapım. Eleştirilerime gelince, ben PVP ciyim ve bir kaç haritayı sürekli oynamak bana yeter derseniz oyun tam sizlik. Genellikle seçilen ve oynanan haritalar belli başlı bir kaç yerden ibaret çünkü. Özellikle gece operasyonları, gece görüş sistemi atmosferi sizi bir hayli geriyor. oyuncu kitleside ilginç bir şekilde ağırlıklı yetişkinlerden oluşuyor, çoluk çocuğa çok denk gelmiyorsunuz.Aynı şekilde Türkiye'den çok oyuncuya da rastlamadım. Haldır huldur dalayım tarzı bir yapısı yok, az da olsa tactical bir fps sayılır. takım arkadaşlarınızla koordineli hareket etmeniz gerekebiliyor zaman zaman. Sadece PVP değilde yapay zekaya AI ye karşı oynama şansımız da olsaydı başından çok daha uzun süre kalkmazdım ona eminim.

ETS nin ilk oyununu da ikincisini de ilk çıktıkları yıllarda single oynamıştım. Bi ara internette oyun ararken multiplayerını o kadar övdüler ki dayanamayıp aldım bir deneyeyim diye. 2013 den bu yana Grafiksel açıdan oyun çok ilerlemiş, bir hayli harita eklemişler tabi ek paket bu haritalar ekstra almanız lazım. Simülasyon olarak diyecek pek bir şey yok, çekici kullanıyorsunuz bir çok marka ile anlaşmaları var ve bu markaların bir çok modeli oyunda mevcut. Ancak ilk oyundan beri süregelen o ruhsuz cansız atmosferi bir türlü aşamamışlar. sırf bunu aşmak için multiye giriyorsunuz orası da NFS kafasıyla araç kullanan veletlerden geçilmiyor, bir o kadar da yetişkin oyuncu kitlesi var, multiplayer kitlesi çok karışık anlayacağınız, her telden var. Oyundaki araç upgrade seçenekleri size bir amaç veriyor para kazanmak için hırslandırıyor gibi görünse de çok yavan ve basit kalmış. direksiyonun yanına top koysam ne, aynaya cd assam ne. Çoğu makyajdan öteye gitmiyor. Çekicilere tırlara meraklıysanız önereceğim, alternatifi olmayan bir simülasyon.

Ben yapımcıların yerinde olsam oyunun simülasyon yapısıyla role play konseptini daha nasıl geliştirebilirim üzerine çalışırdım.

Oyunu indirimdeyken arkadaşımla almıştık, o çok sevmedi ben bir süre oynadım ve bir hayli ilerledim. İzometrik kamera açısına sahip bir oyun how to surive 2. Bu kamera açısına alışmak biraz zor olsada kısa sürede uyum sağlıyorsunuz. Kontrolleri ve targeting sistemini öğrendikten sonra işiniz çok kolay oluyor. Oyun fiyatına göre alınır diyeceğim bir oyun. singleplayer yanında multiplayer desteği de var ve ne ping, ne donma, ne de başka bir sorun yaşamadım. Multiplayer'ı yağ gibi akıyordu. Tek sıkıntısı uzun soluklu bir oyun değil. Bir yerden sonra görevler kendisini tekrar eden benzer senaryolardan ibaret bir hal alıyor ve bu da sizi sıkıyor. Craft havuzu gelişsin diye oynasanız o da sıkıyor çünkü köyünüze koyacağınız belli başlı binaları yaptıktan sonra (ki tüm binaları açıp yapmanız 10-15 level da oluyor) geriye seviye atladıkça oyunun size levelinize göre yükselterek verdiği birbirine benzer silah ve zırhlar ve yemek tarifleri kalıyor. Yani oyun loop a geçiyor ve heyecanınız kısa sürede yerini sıkılmaya bırakıyor. Ama fiyatını sonuna kadar hak ediyor, uzun soluklu oynamak düşüncesiyle almadığınız sürece.

Oyunu Steam'den yeni çıkan oyunuyla birlikte satın almadan önce oynayıp bitirmiştim. RPG sevenlerin illa ki adını duyduğu bir oyundur divinity. Bu oyun yeni çıkan oyunundan farklı olarak TPS kamera açısıyla gerçek zamanlı savaşarak oynadığınız bir oyun. Açık dünyasında rpg ruhuna sadık kalarak görevleri yapıyorsunuz. Tabi Grafikleri yılına göre dahi olsa biraz vasat. Gerçi RPG iyi olduktan sonra RPG oyuncusu grafiklere çok takılmaz değil mi. Savaş mekanıklari dışında benim beğendiğim bir oyun oldu divinity 2. Özellikle Skyrim'i çok andıran senaryosu ve Ejderha olarak açık dünya da savaşma şansını yakaladığınız nadide bir rol playing game örneği.