Последние обзоры Part-timeGamer

Üç kedi annesi tarafından bilirkişi raporu:

-Gırlama Check
-Sırnaşma Check
-Klavye üstünde yürüme Check
-Kanepe ve halıları tırmalayıp haşat etme Check
-Kişinin karnına zıplayıp anestezik etki ile uyutma Check
-Ayak altında dolaşıp düşmeye sebep olma Check
-Masadan cam, bardak ne varsa yere itekleme Check
-Kabloları koparma Check
-Kedi uykusu Check
-Diğer kedileri temizleme Check
-Karton kutu müptelalığı Check
-Yüksek yerden atlayınca çıkan minnoş sesler Check
-Sadakat Check <3

Bak bi' tek Bunny Attack yok. Keşke o da olsaydı. :D

Oyunu oynarken kediyi miyavlatıp Hüsniye ile Tarçın'ı uykularında taciz ettiğim doğrudur. Uyutmadım haytaları. :D Ama onlar da sırayla gelip pür dikkat izlediler. Nasıl diyeyim size, insanın özellikle kedi dostları oldu mu daha bir bağ kuruyor bu oyunla. Bu zamana kadar nerelerdeydin sen be oyun! Görseller, oyun mekanikleri, dış dünya tasarımı, senaryo içeriği, hepsi her şey muazzam. Hikayesinin duygusallığı kalbimin en ponçik yanına dokundu. Oyun süresi de ne çok uzun ne çok kısa, tam kıvamında. Fiyatı 160 lira mı, indirimde 120 lira mı, değer. Bas bas paraları Stray'e. Pişman olmazsın.

Vergisiz çalışıp bir de devletin memuruna 'Maaşın benim vergilerimle ödeniyor!' diyen bir freelancerın hazin sonu bu oyun arkadaşlar.
Şaka şaka, devamını okuyasınız diye dikkatinizi çekmek istedim sjsjsjsjsj.
'Çevirmen değil Tercüman!' diye bilmiş bilmiş şekilde sürekli ünvanı hakkında düzeltme yapan, ardından okuduğu metin yüzünde kötü ruhlar tarafından tartaklanan, 'aslında mütevazi de bir şey' diyebileceğimiz bir bacımızın hikayesini konu alıyor. 'Sizi çevrenizdeki en yakın 5 kişi tanımlar.' sözüne binaen, bacımızın başına bunların gelmesinin çevresi olduğunu düşünüyorum. Bakın bu ibretlik bir hikayedir, tartıp ciddiye alın, çevrenize bir göz atın sjsjsjsj.
Bu kadar goygoydan sonra biraz ciddiyet!:
-Oyun 1 saat sürüyor. Tam kendinizi kaptırdınız derken oyun bitiyor. Ama durun 'Patron çıldırdı!' çünkü oyunun 15 farklı sonu olduğu söyleniyor oyun sonunda. Ben maksimum 3ünü gördüm. Diğerlerini görmek için sil baştan tekrar tekrar oynayacak takatim kalmadı.
-Senaryo güzel ama ham senaryo bu. Senaryonun ana arterlerine biraz daha olay ekleyip genişletselerdi, zaten güzel olan oyun, tadından yenmezdi.
-Oyunculuklar olağanüstü. Bu tarz oyunların kimisinde leş oyunculuklar yüzünden oyundan soğuduğum oldu. Ama bu ekip bir efsane. Sayelerinde oyuna adapte oluyoruz hemen.
-Fiyatına gelirsek, bence indirimdeyken alın.
Oyunun walkthroughlarına ulaşmak için:
https://www.youtube.com/watch?v=C_T73vm19AQ
https://www.youtube.com/watch?v=Jjyd14Aniko&list=PLbe0BsnY1JKpEwa-9TygXrJ9x96fGIydx&index=1

Hotel Anatolia sen
Tatlı krizindeyken arkadaşın uzattığı Biskrem
Akşam yeme hayalini kurulan dolaptaki dilim pasta
Yaz sonu yenilen son tatlı karpuz gibisin.

Öyle lezzetlisin öyle aranansın ki neden hemen bittin diye insana sordurtursun. Tadın damağımda kaldı ya. :(

Belgeselimsi Oyun

Karakterimiz Rıza yurduna İran'a, halkının Şah Rıza Pehlevi'ye karşı ayaklandığı bir dönemde dönüş yapmıştır. Şah yanlısı bir aileye mensup olan foto muhabiri Rıza, dostu Babek aracılığıyla kendini bir anda ayaklanmaların içinde bulur. Rıza'ya burada bir ara verip oyunun yapısından bahsedelim.

Başta 'Belgeselimsi Oyun' dedim çünkü yapımcılar 1979 Devrimi esnasında yaşanmış önemli olayların sahnelerini birebir oyuna aktarmaya çalışmışlar. Ve bunu yaparken de bizden, Devrim sırasında fotoğraflanmış sahneleri Rıza aracılığıyla fotoğraflandırmamızı istemişler. Her çektiğimiz fotoğraf ile Devrimin nedenleri, baş aktörleri, Devrim esnasında yaşananlar hakkında bilgi sahibi oluyoruz. İran'da halk arasında yayılan anti-emperyalizme, Şah Pehlevi'nin halkını Batılı yatırımcılar karşısında ezdirmesine, batılı reformlar yüzünden sebep olduğu ekonomik krize ve Şah'ın fikirlerini desteklemeyenlerin başına gelenlere değinilmiş oyunda. Ayrıca İran yemek kültürü, Şia mezhebinin ibadet farklılığı, Şah dönemindeki İran müziğine kadar çeşitli küçük bilgilendirmeler yapılmış. Oyunda Şah'a karşı olan farklı görüşteki tüm tüm grupların (Humeyni taraftarlarının, Ali Şeriati taraftarlarının, daha önce CIA tarafından devrilmiş Musaddık taraftarlarının ve daha nicelerinin) Şah'ı devirmek için bir araya gelişleri yansıtılmış. Ve bunlara ek olarak 1979 İran Devrimi'ne ait birçok bilgi verilmiş. Peki sadece fotoğraf çekip bilgi mi ediniyoruz oyunda? Hayır. Gelin tekrar karakterimiz Rıza'ya dönelim.

Rıza kendini Babek sayesinde ayaklanmaların içinde buluyor fakat bu ayaklanmalarda etkin olup olmamak, destekleyip desteklememek sizin elinizde. Pasif kalıp sadece fotoğraf mı çekeceksiniz yoksa tutkulu bir devrimci mi olacaksınız? Çevrenizdekiler bundan nasıl etkilenecek, davranışlarınıza göre size nasıl davranacaklar ve sonunuz nasıl olacak? Hepsi seçimlerinize bağlı. Kısacası oyunun seçime bağlı olarak birden fazla sonu var.

Toparlarsak, oyuna Devrim'in atmosferi güzel yansıtılmış, haliyle de kendinizi kaptırıyorsunuz. Tamam arada bir iki küçük bug var kabul ediyorum, hatta bir yerde delirdim ama düzeldi sonra. Lakin bu minik bir iki bug oyundan soğutmadı beni. Evde konu konuyu açarken babam yeri geldiğinde Humeydi'den vs bahsederdi. Bu konuşmalara ve tarihe, siyasi tarihe meraklı olmama rağmen İran Devrimi hiç ilgimi çekmezdi. Ama açıkçası oyun sayesinde merakım fena depreşti, birkaç belgesel izlemeye ve doküman okumaya karar verdim. Sarıyor yani. Oyun kısa olduğu için şu an mağaza fiyatı olan 20 TL bana göre fazla ama indirimdeyken kapın derim. Hem güzel dilimiz Türkçe'yi de destekliyor oyun, daha ne olsun! Neyse, size iyi oyunlar bana iyi araştırmalar. Artı oyunu bana giftleyen sayın Masiva'ya da çokça teşekkürler.

Kızımız, işinden ve kıl kuyruk iş arkadaşlarından sıkılmıştır. Tebdili mekanda ferahlık vardır diyerek yaşadığı şehri terk edip, Greyfox adındaki küçük bir kasabaya taşınma kararı almıştır. Kasabaya vardığında henüz yerleşecek bir evi olmadığından bölgedeki tek otele gider. Otel sahibi tüm odalarının dolu olduğunu ancak bir müşterisinin gün içinde ayrılacağını söyler. Kızımıza müşteri ayrılana kadar kasabada takılmasını önerir. Karakterimiz bölgedeki bara gittiğinde garip bir kadın ile karşılaşır. Kadın kasabada yaşayanların hayatlarının zavallılığından bahseder, ki kasabanın çoğu yaşlı insanlardan oluşmaktadır. Garip hatun ile konuşmamız bittiğinde kadın aniden kaybolur. Bir süre sonra otel sahibi bizi arar ve odanın boşaldığını haber eder. Uykuya daldığımızda ise garip kadını rüyamızda görürüz ve bize yaşlanmanın bizim açımızdan ne anlam ifade ettiğini sorar. Her bir cevap ile kasabadaki bir yaşlının bedenine yerleşiriz, kontrolü ele geçirirz. İki seçeneğimiz vardır; ya yaşlıların acınası hayatlarına son vereceğiz ya da yaşamalarına müsade edeceğiz. Neden oyunun birden ölüm kalım meselesine dönüştüğünü ise anlamış değilim ya neyse. :/

Oyunda müzik çeşitliliği var ve idare eder, görüntülerin de nasıl olduğunu mağazadaki ekran görüntülerinden görüyorsunuz zaten. Oyunun normal fiyatı 1.90 TL, indirimdeyken 68 Kuruş. Yani alın gitsin gari. Oyun süresi 1.5-2 saat civarında ama başarım kasma ile 2.5-3 olur. Yani 68 kuruşu, kuruşu kuruşuna hak ediyor asdfgh. :D Oynayın valla, bir iki saatlik eğlencelik işte. Neyse, hadi iyi oyunlar. :D

Oyun değil görsel roman!

Zaten oyunun etiket kısmında belirtilmiş ama ben yine de yazdım. Çünkü benim gibi dalgınlık anınıza gelebilir ve oyunu hemen alabilirsiniz. Oyunu önceden point & click tarzı macera zannedip istek listeme eklemiştim. İndirimi görünce de (3,5 liraydı sanırım) hemen kapmıştım. Yükleyince farkına vardım. Ama neyse ki hikaye güzel çıktı.

Konusu şöyle efendim: Ana karakterimiz William Aubrey, ömrü boyunca kimseye bağlı yaşamamış, her zaman kendi çıkarını ön planda tutmuş, hiçbir değere sahip olmayan ve saygı duymayan bir genç. William'ın gençliğinin baharında 1812 Yılında Amerika'da, Yankeelerin ve İngilizlerin karşı karşıya geldiği 3 Yıl Savaşı (Viki Amca 3 yıl diyor) patlak veriyor. Dönemin şartlarından dolayı karakterimiz bu savaşa katılıyor ve Redcoat dediğimiz İngiliz birliklerinin içinde yer alıyor. William'ın içinde bulunduğu 41. Alay, Kuzeybatı cephesinde Yankeeler tarafından kıyıma uğruyor ve bu kıyımdan bir tek William sağ kurtuluyor. Alayının telef oluşuna şahit olan karakterimiz, bir daha savaşlarda bulunmama kararı alarak asker kaçağı oluyor. Cepheden yaralı ve yorgun olarak ayrılan William, patlak veren fırtınadan korunmak için karşısına çıkan terk edilmiş ahıra sığınıyor. Ahıra girdiğinde ise içeride Mai adında Kızılderili bir kızla karşılaşıyor. Bir sebepten dolayı (söylemeyeyim spoiler olmasın) ailesinden uzağa düşmüş ve evinin yolunu kaybetmiş olan Mai, zamanla William'a ısınıyor ve aralarında ilginç diyaloglar geçiyor, yol arkadaşı oluyorlar.

Oyunun senaryosu gidişat bakımından şaşırtıcı değil. Neler olacağını tahmin edebiliyorsunuz ama önemli kısım da zaten olay örgüsü değil, karakterlerin arasında geçen diyaloglar. Mai'nin Kızılderili bir kız olduğu için ırkından kaynaklı yaşadığı hor görülmeleri, karşılaştığı ithamları oyuncuyu etkileyecek şekilde anlatmışlar. Ayrıca ten, ırk, dış görüntüye dair yapılan kritiklere, hikayelerle eleştiri getirmişler. Dediğim gibi, hikaye gidişatı şaşırtmıyor ancak diyaloglar gerçekten güzel.

Oyunun diline gelince; zor gençler, gerçekten zor. Diyalogları ancak Advanced seviyesinde İngilizce kelime bilgisine sahip biri, sözlükten yardım almadan hemen kavrayabilir. İngilizcem mükemmel değildir ama kötü de değildir. Lakin oyun boyunca elim sürekli telefonun sözlüğündeydi. İngilizceniz çok iyi değilse ve sözlük kullanmak istemiyorsanız almayın. Sürekli skip yapa yapa geçersiniz. İndirimde bile olsa yazık olur paranıza. Ne bileyim, indirimdeki başka bir şeyi alın. Buna boşa para vermeyin.

Çizimler güzel ama müzikler için aynısnı diyemeyeceğim. Benim müzik zevkime hitap etmedi, biraz daha emek verilebilirdi. Oyunu yaparken çok uğraştıkları bir şey yok. Bir iki karakter tiplemesi ve mekan çizimi, bir de hikaye o kadar. Dolayısıyla müziklere azıcık daha çalışsaydınız a dostlar dedim içten içe.

Oyun hakkında yazacaklarım bu kadar. Dediğim gibi, oyun değil görsel roman olmasını ve dilinin ağırlığını dikkate alarak sepetinize ekleyin. Aksi takdirde başarım elde etmek için uğraştığınız bi işkenceye dönüşecek. İyi oyunlar pardon, iyi okumalar! :)

Minik Patlama Hikayesi küçük bir çocuğun mahalle maçı için arkadaşlarını toplaması ile başlar. Maradona'nın yanında el pençe divan durduğu, Tsubasa'nın ise yanında halt ettiği bu minik besleme, staminasını fulleyip topu orta sahadan karşı takımın kalesine göndermek için havalandırır. Topa hunharca orantısız güç kullanan bu minik yüzünden top troposfer, stratosfer, mezosfer demeden göğün 7 kat semasını aşarak uzaya varır ve burada Dünya'yı teğet geçmekte olan gök taşına çarpar. Bu çarpışma sonucunda minik bir patlama olur ve patlamadan etkilenen Dünya'nın görüntüsü puzzle parçalarına ayrılır, dağılır. "Ses yapmayın başımız şişti.", "Arabanın plakasını kim topla indirdi?", "Camı topla hanginiz kırdı?" hassasiyetine sahip tüm amcalar, abiler, ablalar, teyzeler bir hışımla, evlerinden, balkonlarından çıkıp "Kim yaptı lan bunu?" diye maç yapan çocuklara bağırırlar. Çocuklar bu sinirli topluluk karşısında korkup yapanı ispiklerler. Bunun üzerine büyükler olayın sorumlusu miniği karşılarına alıp yaptığı hatayı düzeltmesi için fırsat verirler. Kulağı çekilen ve babasından Osmanlı tokadı yiyen ufaklık iş başı yapar ve karşısına çıkan puzzleları, bulmacaları çözer + Dünya'nın yeryüzüne dağılan görüntüsünün parçalarını toplamaya başlar.

Oyun bana ilk bakışta Machinarium'u anımsattı. Point&Click tarzında ilerleyen puzzle ve bulmaca dolu olan bu küçük oyun çok şirin görsellere ve müziklere sahip. Görselleri canlı ve çizimleri hoş olan bu oyunda müzik çeşitliliği mevcut ve ortamın tatlı havasıyla uyum içerisinde. Bulmacalarının biraz uğraştırıcı olması, kolaylıkla yap geç tekdüzeliğini engellenmiş. Her bölüm bittikten hemen sonra ise bölümler içerisinde bulduğunuz puzzle parçaları ile Dünya'nın görüntüsünü yavaş yavaş tamamlıyorsunuz. Oyunun süresi yaklaşık 5 saat civarında. Canınız çok sıkıldığında kısa bir oyun arıyorsanız ve bulmacalarla az da olsa uğraşmak istiyorsanız Minik Patlama Hikayesi'ni denemenizi tavsiye ederim. Fiyat konusuna gelince; bu şeker gibi oyunu indirimdeyken ya da bundledayken kaçırmamanızı öneririm. İyi oyunlar.

Bir Artifex Mundi yapımı değil.

Eva ömrünü yetimhanede geçirmiş bir kızdır. Geçmişi ile ilgili bir kayıt bulunamaması Eva'nın canını sıkmaktadır. Bir gün kendisine Prag'da miras kaldığı haberi gelir. Mirastan ziyade geçmişini, bağlantılarını merak eden Eva, heyecanla Prag'a varır. Uzaktan akrabası olabileceğini düşündüğü Mr. Schwarzenberg'ün evine geldiğinde asistanı Anna ile karşılaşır. Anna dışarıda işi olduğunu ve bu sırada Eva'nın da odasına yerleşip dinlenmesini söylemesine rağmen, Eva yerinde duramaz. Anna evde yokken geçmişine dair belgeler bulma umuduyla evi efin tefin etmeye başlar. Araştırmaları sırasında evde kendisi ile iletişim kurmaya çalışan ruhlarla karşılaşır ve Mr. Schwarzenberg'ün simyada uzman olduğunu, kendisine yerleşmesi için verilen odanın ise Mr. Schwarzenberg'ün yakın zamanda ölmüş kızına ait olduğunu öğrenir. Hikayenin ilerleyen süreçlerinde ise kendisinin miras yemiyle bir tuzağa çekildiğini fark eder. Prag'a çağırılmasının amacı, atalarından gelen soylu kanının bir simya ritüelinde kullanılmak istenmesidir.

Hikaye konusunda minicik bir spoiler verdikten sonra gelelim neden "Bir Artifex Mundi yapımı değil." dediğime. Bilindiği gibi Artifex Mundi Point&Click tarzı macera oyunlarında kendini ispatlamış bir yapımcıdır. Gerek hikayesi, puzzleları ve gerek görselleri ile başarılı yapımlar ortaya koymaktadır. Bundan neden bahsediyorum? Çünkü birçok olumlu incelemede oyunun Artifex Mundi yapımlarıyla eşdeğer tutulduğunu gördüm ve şahsen haklı bulmuyorum. Çünkü Alchemy Mysteries: Prague Legends, puzzle konusunda Artifex Mundi'nin çok gerisinde. Oyundaki puzzlelar beni hayal kırıklığına uğrattı. Zorlayıcıyı bırakın, orta seviyede bile değil. Bir tek son bölümde bir iki orta seviye puzzle var, oyunun geri kalanı ise vasat puzzlelara sahip. Toplu Hidden Object kısımlarına gelince; bir takdir ettiğim bir de eleştirdiğim nokta var. Takdir ettiğim nokta bazı eşyaları tamamlayıp toplayabilmek için envanterinizde eşyanın gerekli parçası bulunmalı. Yani oyun esnasında toplu Hidden Object alanları dışında bulmanız gerekiyor; güzel bir farklılık yapmışlar. Eleştirdiğim nokta ise toplu Hidden Object alanlarında eşyaları gizlemek için oyunun kötü, kalitesiz görsellerini kullanmışlar. Evet görseller etkili değil; sönük, kalitesiz, müzikler de keza öyle. Çeşitli müzik var mıydı onu bile hatırlamıyorum, düşünün yani o kadar etkisiz eleman olmuş müzikler. Bunun dışında olumlu yönleri olarak; alan değişimleri sanal tur şeklinde oluyor + hikayesi orta derece güzellikte+ İngilizcesi kolay anlaşılır düzeyde.

Fiyat olarak 4,00 TL'yi fazla buluyorum ve bundle diyorum. Oyun süresi ise 6 saat civarında. Mağaza sayfasında şu an çok olumlu ama naptıysam da ben beğenemedim. Siz yine de çok olumludan dolayı deneyin isterseniz ama şahsi fikrim vakit ayırmaya değmez yönünde.

"Kızlar babacı, oğullar anacı." Anonim

Şimdi efenim, Elena adında ergen çağında babası kayıp bir kızımıza yardım ediyoruz. Bu kızcağazımız gece rüyasında kayıp babişkosunun saha görevlisi olarak çalıştığı malikanede kötü bir ruh tarafından tutulduğunu görür. Saat maat dinlemeden, nereye gittiğini bile söylemeden gözü yaşlı anasını arkada bırakarak evden apar topar gider. Terkedilmiş malikanenin bahçesine vardığında, dededen nineden yadigar antika muskası (amulet) parlar ve ona ruhları göstermeye başlar. Korkudan yere çakılır ve malikanenin yeraltı mezarlığının içine düşer. Burada bir fısıltı ona muskasının Kwantako Kabilesi'nin ilk şamanı tarafından yapıldığını, etrafta iyi ya da kötü ruhlar olduğunda parladığını ve sağladığı şaman power ile ruhun bedenden ayrımında kullanabileceğini söyler. Elena şaman power ile ruhunu bedeninden ayırdığında fısıldayan ruhu görür ve ayaküstü hızlandırılmış bir muska training yaparlar. Elena işi kaptıktan sonra babasını aramaya koyulur ve başta kendisine yardımcı olan şaman ruhun + yolda gördüğü diğer ruhların huzura kavuşmaları için kolları sıvar. Kızımız yolculuğu boyunca kimi şahısların anlatılanlar gibi cici insanlar olmadıklarını, yaşanılan gizli aşk hikayelerini, "Sen de mi Brütüs?" dediğimiz kankito cinayetlerini, ırkçılık hikayelerini öğrenir. Neyse bu kadar senaryo anlatımı yeter. Ucundan azıcık spoiler kaçırmış olabilirim.

Oyun platform tarzında, kontrolleri, oynayışı basit bir oyun. Görselleri güzel; renklerin tonları sönük değil ve göze hitap ediyor. Müzik konusunda açıkçası bana göre tekdüze, sıradan. Oyun içi ilerlemede zaman zaman kafa karışıklıkları yaşanabiliyor; harita olmadığından ve kapılar da bir hayli fazla olduğundan bazen "Olum ben nerdeydim, nereye gidiyorum?" dumurluğunu yaşayabiliyorsunuz. Bunlara ek olarak oyunda bir hayli okunacak metin var. "Oyun güzel ama İngilicçe." diye baştan savmayın çünkü okunacak metinlerin ve diyalogların İngilizcesi kimi yerde basit kimi yerde orta seviyede. Tüm artılarını toplayıp eksiklerini çıkardığımızda ise oyunun çok çok iyi değil ama iyi bir oyun olduğunu, vakit vermeye değecek bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Şu an mağazada fiyatı 18 TL imiş, fazla imiş. Bundleda olursa alın, çılgınlık yapıp 18 TL vermeyin anacım. Heh, son bir şey daha var; eğer tam başarım istiyorsanız oyuna başlamadan başarım rehberlerine bakıverin. Çünkü tek bir yere sürekli otomatik kayıt yapıyor ve iki üç başarımı önceden yapmazsanız oyunu baştan almanız gerekiyor. Söyleyeceklerim bu kadar. Size iyi oyunlar diler, brocanım vitocanıma da hediye ettiği bu oyun için tişikkür ederim.

Canınız puzzle yapmak istedi ve gittiniz aldınız.
Normalde puzzle yaparken:
1. Önünüzde orjinal hali olur ve sürekli orjinal haline bakarak yaparsınız.
2. İstediğiniz puzzle parçası gözünüzün önüne geldiği an parçaların arasından kolaylıkla alırsınız.
3. Her puzzleda belli bölümler vardır. Mesela bir noktada bir elma oluşturmanız gerekir ve siz elmaya uygun puzzle parçalarını daha sonra rahat bir şekilde kullanabilmek için ayırırsınız.

Pixel Puzzles: Japan'de puzzle yaparken:
1. Yapacağınız Puzzle'ı oyuna başlamadan önce bir kez görebiliyorsunuz. Daha sonra bir iki noktada size Puzzle'ın gerçek halini görmeniz için izin veriliyor. Ancak şöyle bir sorun var; bir yere kadar geldiniz ve Puzzle'ın gerçek halini görmek için tıkladığınızda sonra kaldığınız yerden devam edemiyorsunuz. Kısacası en baştan başlamanız gerekiyor. (Benim oyunda böyle bir bug çıktı.) Oyuna girerken Puzzle'ın tam halini aklınıza yazdınız yazdınız, yazamadınız geçmiş ola.
2. Puzzle parçalarının bulunduğu bir havuz var. Parçalar bu havuzda yüzer vaziyette ve siz de oltayla balık tutar gibi puzzle parçası yakalıyorsunuz. Böyle bir durumda da istediğiniz puzzle parçası oltanıza gelemeyebiliyor. Tam gözünüzün önünde ve siz de tam üstüne tıklamanıza rağmen gelmiyor. Başka parça geliyor. Defalarca ve defalarca! Bir süre sonra çıldırıyosunuz, cinnet getiriyorsunuz. Ayrıca bazı parçalar da havuzun köşelerinde birikebiliyor. Aradığınız puzzle parçasını havuzda göremiyorsanız akıntının etkisiyle parçaların üst üste biriktiği köşelere bakın. Birkaç parçanın altında kalmış ve sizin onu kurtarmanızı bekliyor olabilir...
3. Yukarıda bahsettiğim elma olayındaki gibi bir durum burada söz konusu değil. Bunları köşeye koyayım bunlar bir bütünün parçaları diyemiyorsunuz. Anca puzzle alanınızda biriktiriyorsunuz. Bu bir kısım kimseler için sorun olmayabilir ama benim için sorun teşkil ediyordu. Bunun için minik kavanozlar oluşturabilirlerdi.
4. Müzikler vasat. Gerçekten vasat. İki gıdım müzik koymuşlar sürekli kendini tekrarlayıp duruyor. Abi müzik mi bulamadınız? Hiç sokak müzisyeni de mi yok sizin oralarda? Gidin kaydedin gelin koyun oyuna da güzel müzik dinleyelim. Hayır hiç mi enstrüman çalan tanıdığınız yok? Ayıp yani. Artık kendim müzik açıyordum arkada.
5. Puzzleları güzel. Hani iflahınızı kesen de var kolaylar da var. Puzzlelarına söz etmem, beğendim çünkü.

Çok fazla olumsuz şey yazdığımın farkındayım. Bir puzzle oyunu için çok şey bekliyor da olabilirim ama daha iyisi olabilirdi. Takıntımdan dolayı arka arkaya oynadığımdan bir iki şeye uyuz olmuş olabilirim. Ara ara oynasam bu kadar takılmayabilirdim. Her neyse oyunu oynamanızı tavsiye ederim. Puzzleları güzel, puzzle parçalarının şekilleri de güzel ve enteresan. Bu konuda farklılık yaratmışlar. Arada atmanız iyi olacaktır.

Not: Balığı havuzdan çıkarıp havuza tekrar atmayı ve balığı tıpa niyetine kullanmayı unutmayın. :)