Seneste anmeldelser af Ravenous

İksir mi şaka mı?
O kadar ilginç bir oyun ki Potion Craft oyunu oynamaya başladığınızda bir anda kendinizi şer*fsiz*m ben bu oyunu düşünmüştüm diye buluyorsunuz. Oyun aslında çok basit bir temele oturtulmuş durumda. Her gün bahçemizde topladığımız ya da gelen satıcılardan satın aldığımız maden veya bitkiler ile iksir haritamızda ilerleyerek iksir üretiyoruz. Elbette bu iksirleri kafamıza göre değil gelen müşterinin şikayetine göre belirliyoruz. Bize gelen müşteriler ben bu iksiri istiyorum demiyor. Bize sorunun tarif ediyor ve biz de bu sorunu çözmek için lazım olan iksirin hangisi olduğunu bulup o iksiri üretiyoruz. Bir yerden sonra defterinizde yeterince yer varsa iksir formüllerini defter yaprağına kaydedip otomatik iksiri üretebiliyoruz. Sadece malzemelerimiz gidiyor. Tabii işler bu kadar basit değil iksir haritasında uzak durmanız gereken bazı noktalar oluyor eğer iksirinizi hazırlarken o noktalara denk gelirseniz harcadığınız malzemeleriniz boşa gidiyor. Ayrıca hangi iksirin nerede olduğunu oyun başında bilmiyorsun. İksir haritasında gezinerek yani malzeme harcayarak iksirlerin yerini keşfediyorsun. Buraya kadar oyun gayet yalın dursa da evimizin alt katında felsefe taşı dahi üretebildiğimiz bir odamız var. İşte orada durumlar iyice karmaşıklaşıyor ve oyuna derinlik katıyor. Oyun nasıl derseniz, bu oyun için 25 TL gayet ideal bir fiyat. Öyle oyunu alınca saatlerimi bu oyunda harcayacağım diye düşünmeyin. İlk girdiğiniz birkaç günde oyun sizi ekran başında tutuyor. Daha sonrasında boşluk değerlendirmek için idle oyunlar gibi girip biraz vakit harcayacağınız bir oyun; ama hakkını vermek gerek hem çok güzel eğlendiriyor hem de çok güzel vakit geçirtiyor. Oyun esasında rol yapmaya da müsait. Toplanıp üç kişi çok güzel rol yaparak oynayabilirsiniz. Çünkü bazen size gelen müşteriler biraz şeytani şeyler isteyebiliyor. Her ne kadar çok fazla metni olmasa da Türkçe dil desteğine sahip olması da İngilizce konusunda sorun yaşayan kişiler için erken oyunda çok iyi. Çünkü dediğim gibi başlarda hangi iksirleri istediklerini anlayamayabiliyorsunuz. Bunun yanında iksir şişelerinin rengi, şekli, amblemi gibi birçok şeyi de kendimize göre ayarlayabiliyoruz. Şimdilik bu konuda biraz eksik kalsa da planlanan geliştirmelerde gelen müşterilerin bu hususlara da dikkat edeceği geliştirici tarafından oyuncularla paylaşıldı. Aynı zamanda bu oyun erken erişimde. Çok fazla geliştirme alacağı rahatlıkla fark edilebiliyor. Bir yanda bu yönü de şimdilik oyunun eksi tarafı çünkü içerik biraz kısıtlı. Erken erişim süresince bu kısıtlılığın azalacağını düşünüyorum.

Neticesinde Potion Craft benim için, çok rahat bir zaman geçirme oyunu. Sizi germeyen hatta rahatlatan akabinde büründüğünüz esnaf rolüne göre çok eğlendiren bir oyun. O yüzden şiddetle tavsiye ediyorum.

Bu kadar güzel bir oyunda bu kadar kötü yönetilen bir süreç olamaz. Dil desteği ile ilgili bir oylama açılıyor. Oylamada birinci gelen dil eklenmeyip üzerine bir sürü dil ekleniyor. Dil desteği gelecek diye oyunu almayacak bir sürü insan oyunu aldı. Eğer dil desteği vermeyecekseniz de çıkın bunu açıklayın. İnsanlar dil desteği gelecek diye oyunu kütüphanelerine bekletiyorlar. Gerçekten 2 yılın sonunda büyük bir hayal kırıklığı benim için. Oyunun çok güzel olduğunu biliyorum; ancak oyunun dili İngilizce bilsen dahi olanları anlamana imkan bırakmıyor. Çünkü bırak native olarak İngilizce bilmeyi normal bir İngiliz dahi sözlük karıştırmadan bu oyunu oynayamaz. Yazık gerçekten yazık. Resmen insanlarla dalga geçtiniz.

Oyun ilk çıktığında hazırladığım incelemeyi, Türkçe dil desteği gelmesinden sonra oyunu bitirmem nedeniyle değiştirdim. Bir yandan bu durum daha güzel oldu çünkü incelememi hazırladığımda hemen hemen 1.5 saat civarında bir deneyimim vardı. İncelemem bazı açılardan yetersiz, bazı açılardan da yanlıştı. Bununla birlikte değişen durumları yansıtmıyordu. "Gamedec" adlı bizim dedektif olarak bildiğimiz mesleğe sahip karakterimiz ile alternatif bir gelecek hikayesi oynuyoruz. Gerçek dünyada yaşayan kişilerin günlük yaşantılarını geçirebileceği farklı farklı tasarımlara sahip sanal dünyalar var. Biz de bu sanal dünyalarda bizim yeteneklerimize ihtiyaç duyan kişilere yardımcı oluyoruz. Bunu yapabilmek için bilgiler topluyoruz. Topladığımız bu bilgilerle vaka konusunda çıkarımlar yapıp kendimize oluşturduğumuz yol haritasından ilerleyip vakaları çözmeye çalışıyoruz. Kısaca oyunun genel hattından bahsettikten sonra incelememde önce oyuna dair kötü olduğunu düşündüğüm şeyleri ardından, beklentilerimi daha sonra ise oyunun iyi yönlerini belirteceğim.

OYUNUN KÖTÜ ÖZELLİKLERİ

Gamedec, tabiri caizse komple bir oyun. Komple oyun dememin nedeni, bir oyundan bekleyebileceğiniz çoğu şeyi size veriyor; ama bir iki falsosu yok değil. Mesela bölümlerden birinde, görevin bitimi maalesef buglı. Bunun herhangi bir çözümü de yok. Bugı geçebilmek için konuşmaları hızlıca geçmeniz gerekiyor. Bu problem dışında sondan bir önceki bölümde de benzer bir hata var. Yürürken bölüm bozulabiliyor ve herhangi bir yere gidemiyorsunuz. Bu nedenle sıklıkla kayıt almanız gerekiyor.

OYUNDAN BEKLENTİLERİM

Gamedec'i ilk gördüğümde oyundan daha farklı bir beklentim vardı. Oynanış tarzı biraz P&C oyunlara benziyor; ben edilgen bir oynanıştan daha ziyade oyunda etkin bir şekilde eylemlerde bulunmayı bekliyordum. Mesela oyunun içerisinde yer alan evrenler arasında rahatça geçiş yapabilmek buna verebileceğim en iyi örnek. Bunun gibi kendimi istediğim şekilde geliştirmek bu oyunu 3-4 çıta daha yukarı çıkarabilecek bir yöntemler olabilir. Maalesef hem oyunun hem de yapımcının kapasitesi bunu karşılayabilecek düzeyde değil. Bu dediklerim yanlış anlaşılmasın. Oyun kötü değil bu dediklerim olsaydı muhtemelen oyun tarihinin en iyi oyunlarından biri olacaktı.

OYUNUN İYİ ÖZELLİKLERİ

Gamedec'in en güçlü yönü her şeyden önce hikayesi. Hikayesi başlangıcı, gelişimi ve sonu ile gerçekten büyüleyici. Bununla birlikte hikayenin doyurucu olması da gerçekten son derece önemli. Oyunda ilerledikçe daha önce öğrendiğiniz bilgilerin aslında ne kadar detaylı olduğunu ve ilerideki hikaye ile tutarlılık sağladığını görüyorsunuz. Ayrıca hikaye içerisindeki seçimlerinizin oyunun sonunu doğrudan etkilemesi de hikayeyi zirve noktasına koyuyor. Hikayeyi sunuş ve oynatış tarzı olarak son yıllarda oynadığım en güçlü oyunlardan biri olabilir.

Oyun içerisinde, kazandığınız puanlar ile yaptığınız geliştirmelerin fazladan diyaloglar açması veya üzerinde uğraştığınız bir şeyde size fazladan bilgi sağlaması çok hoş bir detay. Dedektif olduğunuz bir oyunda yarattığınız karakterin bilişsel özelliklerinin görevinize kolaylık sağlayabilmesi gerçekten oyunu daha keyifli kılıyor.

Her ne kadar başlangıçta Türkçe dil desteği getirmeseler de gelen talepler üzerinde bu desteği sağlamaları ve gerek bunu sunuş gerek de duyuruş yöntemleri çok hoşuma gitti. Topluluğu ile iyi bir iletişim kurabilen oyun firmalarına oyuncular her şartta sahip çıkar. Bu da takdir ettiğim yönlerinden biri. Daha önce de söylediğim gibi Gamedec komple bir oyun. Oynamaya başladığınızda kendinizi bir an için oyunda buluyorsunuz. Gerçeklik hissinizi kaybetmenize neden olabiliyor. Mutlaka deneyimlemeniz gereken, fiyatı diğer ülkelere ve muadillerine göre çok ucuz.

Oyunu ilk gördüğümde çok büyük bir beklenti içerisinde buldum kendimi. Gerek grafiklerin çok hoş durması gerek combat mekaniği beni cezbetti. Üstüne Türkçe dil desteğinin de olması adeta oyunu zorla aldırttı. Öncelikle bu oyun bir kitap uyarlaması daha doğrusu bir seriden uyarlama; ancak oyun istenilen başarıya ulaşamadığından devam oyunları henüz çıkmadı. Oyuna bakıldığında onlarca saat oynanabilecek bir oyun gibi geliyor; ama maalesef tüm her şeyiyle 7 saatte bitirdim. Diğer bitiren insanlara da baktığımda ortalama 8-9 saatte oyuncuların bitirdiğini gördüm. Oyunun iyi yönlerine bakarsak;
2016 yapımı olsa dahi 2021 yılı için dahi Taktiksel RYO türü için güzel grafikler
Basit ve sade oynanış mekaniği
Kendini merak ettiren bir hikaye
İlerleyiş hissiyatı

Oyunun kötü yönlerine bakarsak;
Oyun 40 TL karşılığında çok kısa bir deneyim sunuyor.
Oyun içi çeşitlilik yok denecek kadar az.
Yetenek ağaçları yetersiz.
Karakterler hikaye ilerlerken derinleşmiyor.

TL;DR
Toparlayacak olursak, kısa hikayesini gayet kaliteli bir şekilde hem de Türkçe dil desteği ile bize sunuyor. Bu sunumu yaparken, kullandığı karakterler genel olarak yavan, yetenek ağaçları ve oyun içi çeşitliliği yetersiz kalsa da oyunun tarif edilemez bir çekiciliği var. Diyaloglar oyunun içerisine güzel etki ediyor. Kesinlikle 40 TL etmeyecek; ama indirimde mutlaka değerlendirilebilecek bir yapım The Dwarves. Umarım bir gün ellerine sağlam bir bütçe geçer ve devamını yapabilirler.

Büyük bir beklenti ile almadığım ilk bakışta Dead Cells'e olan benzerliği nedeniyle şans verdiğim bir oyundu Dreamscaper. Tabii bu türe pek yakın bir oyuncu da değilim. Garip bir şekilde Dead Cells hoşuma gitmişti. Şimdi bu listeye Dreamscaper da eklendi. Karakterimiz hayatında bazı sorunlarla yüzleşmiş, yaşadığı olaylardan dolayı psikolojik dengesi alt üst olmuştur. Zaten bölüm sonlarında karşılaştığı bosslar da bu sorunların birer metaforu.

İçerik kısmına geçtiğimizde ise, uyumamızla birlikte rüya görmeye başlıyoruz. Dungeon vari bir yapısı var. Oda oda ilerleyerek o bölümün bossuna ulaşmaya ve bossu öldürmeye çalışıyoruz. Ardından diğer katmanın haritasına geçiş yapıyoruz. Tabi bu odalar arasında hazine odaları, market odaları, geliştirme odaları, gizli odalar gibi odalar da var. Bu sırada lootladığımız oyunun para birimi olan sand ve weaponlar hariç geri kalan itemları, uyandığımızda yani öldüğümüzde gerçek hayatta karakterimizi geliştirmek ya da gerçek hayatında ilişki kurduğu kişiler ile arasındaki ilişkileri geliştirmekte kullanıyoruz. Weapon çeşitliliği gerçekten çok fazla. Özellikle bir noktaya gelene kadar sığ kalıyor gibi gözüküyor; ama gerçekten oyunda ilerledikçe fark ediyorsunuz ki muazzam bir weapon çeşitliliği ve uyumu var.

Oyunda bazen can sıkıcı durumlar da oluyor örnek vermek gerekirse çok kötü loot atıyor ya da geliştirme odasına ihtiyacınız olduğunda 2-3 katmanda bu odayı bulamıyorsunuz. Bazen anahtar ve bomba bulma sorunu yaşıyorsunuz.

TL;DR
Güzel ve çarpıcı bir kişisel gelişim hikayesi olan, oyun türü için son derece yeterli bir item çeşitliliğine sahip, güzel mekanikleri ile cezbeden, 32 lira için kesinlikle fiyatının üstünde olan bir oyun Dreamscaper. Şahsen oyunu edinmek için indirimin beklenmesine bile bence gerek yok. Halihazırdaki fiyatı zaten ederinin altında.

A-Genel Değerlendirme
Parti tabanlı taktiksel RYO türündeki oyunlar son yıllarda ciddi bir kalite ve popülerlik kaybetmişti. Öncesinde güzel bazı oyunlar çıksa da elle tutulur kitleleri peşinden sürükleyebilecek kadar dolu dolu bir yapım, bu süreçte çıkmamıştı. Oyun türünün kendine has zorlukları olduğundan ve oyuncu alışkanlıkları değiştiğinden gün geçtikçe hayran kitlelerini de kaybediyorlardı. Bu süreçte ilk önce 2015 yılında DoS çıktı. Gayet başarılı bir oyundu; ama oyuncu kitlesi yine tür hayranlarını aşamadı. Ardından, 2017 yılında bu sefer DoS 2 piyasaya sürüldü. DoS 2 ile birlikte neredeyse ölmek üzere olan, Parti tabanlı taktiksel RYO türü yeniden canlandı. Hatta gün geçtikçe oyuncu kaybeden tür tekrardan oyuncu kazanmaya başladı. Gel gör ki bu oyuncuları elde tutmak için gereken aynı türdeki oyunlara da ihtiyaç vardı. Maalesef kaliteli yapımların neredeyse hepsi eski tarihli bu nedenle eski grafikli oyunlardı. Elbette bu tür için grafik pek önemli olmasa da oyuncu alışkanlıkları gereği oyunların grafiklerinin ve görselliğinin belirli bir düzeyde olması gerekiyor. DoS 2'nin başarısı sadece mekanikler ve hikaye değil kanımca. Aynı zamanda oyun grafik ve görsellerinin çok kuvvetli olmasının da etkisi var. İşte tam böyle bir durumda bir kickstarter projesi olarak piyasaya çıkmış bir oyun Pathfinder:Kingmaker. DoS 2 kadar iyi grafiklere sahip değil; ancak hikaye oynanışı daha basit. Doğrudan oyunu değerlendirmeden önce bahsetmek istedğim birkaç nokta daha var. Her zaman DoS 2 ve Pathfinder:Kingmaker'ın başarılarının ayrı ayrı değil de birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşündüm. Bitmek üzere olan bir türü, biri canlandırdı diğeri de bu canlılığı göreceli olarak kalıcılaştırdı. Eğer DoS 2 çıkmasaydı, Pathfinder:Kingmaker muhtemelen kaybolup gidecek, sadece belirli bir oyuncu grubu tarafından bilinecekti. Eğer Pathfinder:Kingmaker çıkmasaydı, DoS 2 iyi bir oyun olarak hatırlanacak ve Baldur's Gate 3, Solasta:Crown of the Magister'a giden yol hiç oluşmayacaktı. Neyse oyun incelemesine dönelim;

B-Karakter Yaratım/Tasarım
Karakter yaratım kısmı bu türdeki diğer oyunlarda olduğu gibi türe uzak insanlar için 100 bilinmeyenli denklem gibi. Tabi bilenler için en fazla 3-4 dakikalık bir bölüm. Eğer bu türe uzaksanız veya türü bilmekle birlikte bir türlü karakter yaratım/tasarım kısmında yetersiz kaldığınızı düşünüyorsanız, incelemenin altına bırakacağım bir rehber videosu var. Bu konuda şunu söyleyebilirim, zamanla alışıyorsunuz; ama alışana kadar karakter yaratım/tasarım kısmında yapılan hatalar sizi çok zorluyor. O yüzden akışına bırakmayıp,1-2 saat ayırıp temel kuralları çözmek oyun içinde saatlerce çekeceğiniz sıkıntılardan daha mantıklı gibi duruyor.

C-Mekanikler
Eskiden bu türdeki oyunlarda oyun ya gerçek zamanlı ya da turn base olacak şekilde ayrılırdı. Hatta kendi içimizde dahi TBS oyuncuları RTS oyuncuları olarak ayrılırdık. İki combat türü de birbirine göre muazzam farklılıkla ustalık istiyordu. Gel gör ki eskiden bu lüksümüz vardı. Artık bu lüksümüz yok çünkü bu türdeki oyun sayısı azaldı. Artık oyunların çoğu bu iki türü birden barındırıyor. Yani anlayacağınız oyunu hem turn base hem de gerçek zamanlı olarak oynayabilirsiniz. Birinden diğerine geçiş yapabilirsiniz. Bununla birlikte oyunda sınıf kadar farklı mekanik var. Çünkü her sınıf kendine özgü mekanikler barındırıyor. Ayrıca hikaye gereği oyunda ilerledikçe bir baronluğa sahip oluyorsunuz bunu da idare etmeniz gerekiyor. Deneme yanılma yöntemiyle bu kısmı öğrenebilirsiniz. Oyunda baronluğunuzun görevlerini yapmayı ihmal etmeyin.

D-Hikaye
Bu oyunu oynayabilmek için Pathfinder evrenini bilmenize gerek yok. En baştan bir hikayeyi oynuyorsunuz. Bu açıdan Pathfinder:Kingmaker yeni oyunculara, evrene hakim olmayan hayranlarına büyük bir kolaylık sağlamış oluyor. DoS 2 kadar muazzam detaylı bir hikayeye sahip değil; ama bazı chapterlar DoS 2 chapterlarından daha iyi. Total olarak değerlendirdiğimizde oyunda bir başarı hikayesi işleniyor. Spoiler vermeden elimden geldiğince anlatmaya çalışıyorum; ama bu durum beni biraz zorluyor :) Oyun içerisinde okuyabileceğiniz bir sürü kitap var. Bunları okumak oyun içerisinde görevleri yaparken size çok faydalı oluyor. Ayrıca evrene ve oyuna dair çok güzel ayrıntıları öğreniyorsunuz.

E-TL;DR
Oyun türünü biliyorsanız ve seviyorsanız muhtemelen oynarsınız. Oyuna dair övgülerden zaten haberdarsınızdır. Eğer türe uzaksanız DOS 2'yi oynadıysanız DOS 2'den sonra mutlaka şans vermeniz gereken bir oyun. Eğer bu türde bir oyun oynamadıysanız başlangıç için aynı türdeki diğer oyunlara göre biraz daha kolay oynayabileceğiniz bir oyun.

Muhteşem bir ilk oyundan sonra devam ettirmesi gereken bir başarı yükü ile geliştirilen bir oyun. Henüz oyunu çok fazla deneyimleme şansı bulamadım; ancak yaptığım ilk bakış ve kapalı betasındaki deneyimlerim üzerinden bazı çıkarımlarda bulunacağım. Şöyle ki;

1-Yapımcılar biraz daha garantici yaklaşarak ilk oyunun temel yapısındaki değişikliklere gitmemişler. Böylelikle seride bir istikrar sağlamaya çalışmışlar.
2-İlk oyunda oyuncuların şikayet ettiği bazı noktaları güzel bir şekilde düzeltmişler; ancak kendi adıma en çok sıkıntı yaşadığım envanterde arama kısmının olmaması hala düzeltilmemiş.
3-Class-ırk-talent konusunda oyun kendini gerçekten sevindirici bir şekilde geliştirmiş. Çok güzel eklemeler yapılmış.
4-Grafikler geliştirilmiş; ancak 2021 yılına göre yetersiz kalıyor. Tabii ki de böyle bir oyunda güncel seviye grafiklerin aranması pek rastlanır şey değil. Kendimce grafikler son derece yeterli hatta bu tarz bir oyun için gayet üst seviyede. Sonuç olarak bu tarz oyunda öncelik olan bileşenler hikaye ve oynanış mekaniğidir.
5-Oyun henüz çıkmış olmasına rağmen ne bir fps drop ne de bug ile karşılaşmadım. Kıyaslayabileceğim Baldur's Gate 3'te dahi ilk 1 saatinde fps dropları ve buglar mevcuttu. Tabi bunda ilk oyunun üzerine inşa edilmiş bir sistemi olmasının da etkisi var.
6-Benim için şu an oyun hakkında kötü izlenim diyebileceğim tek şey envanter arayüzünün rengi. Beyaz tonda yapılan arayüz gerçekten gözü yoruyor.
7-Oyuna dair en kötü şey maalesef fiyatı. Türkiye fiyatı diğer bölgelere göre çok daha ucuz; ancak oyun 49,99 Euro ve 49,99 USD bandından piyasaya çıktığı için fiyatı TL bazında dahi çok yüksek oluyor. Bütün oyuncular benzer durumdan şikayetçi. O yüzden oyunu indirimsiz almak için kendinizi fazla zorlamayın. Oyunun fiyatının düşmesini bekleyin. Pathfinder:Kingmaker olmasa bu paranın verileceği bir oyun değil.

Maalesef son derece yetersiz bir oyun. Maalesef tek düze bir oynanışı var. İlk 1 saatin sonunda sıkılmaya başlıyorsunuz. Oyunun sunduğu pek bir şey yok. Ana görev hattını takip ederken bir yandan yan görevleri de yaparak kendinizi farmlıyorsunuz. Elde ettiğiniz materyaller ile de karakterlerin common-legendary çizgisindeki itemlarını yükseltiyorsunuz. Ana görev olsun yan görev olsun birbirinden pek bir farkı yok. Ana görevlerde farklı olarak sadece bir tane de boss diyebileceğiniz bir düşman var. Oyunun iyi olduğu tek nokta kendini çok iyi pazarlayabiliyor olması. Steam sayfasına girince görsellerde ne görüyorsanız oyun o, o kadar. Başka hiçbir şey sunmuyor. Ayrıca her ne kadar etiketlerinde RYO bulunsa da oyun içerisinde bir RYO öğesi de yok. 25 lira dahi etmeyecek bir oyun.

Gördüğümde büyük bir hevesle bu oyunu satın aldım. Viking temalı bir şehir kurma-inşa etme oyunu olan bu oyun beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı. İleride çok güzel gelişebilir; ancak önerilen sistem özelliklerinin çok çok üstünde bir sisteme sahip olmama rağmen hiçbir oyunun zorlamadığı kadar sistemimi zorladı. Haliyle sadece 20 dakika kadar dayanabildim. Eğer minimum sistem gereksinimini karşıladığınız için oyunu almak istiyorsanız, önerilen sistemle dahi oyun oynanmıyor. Fiyatı henüz bu kadar ucuzken ileride oynarım diye alabilirsiniz; ancak şu an oynamak için alabileceğiniz bir oyun değil. Hem içerik olarak hem de optimizasyon olarak oyun çok kötü. Bu nedenle şimdilik oyundan uzak durmanızı tavsiye ediyorum.

Fantasy bir evrende geçen Warbanners, eski tür Sıra Tabanlı Taktiksel RYO oyunların izinden giden bir yapım. Bir companionı yönettiğimiz bu oyunda, farklı sınıftaki askerleri, yetenekleri combine edip ilerlemeye çalışıyoruz. Taktik kısmı bu tarz bir oyundan beklenmeyecek kadar ayrıntılı; ancak grafik açısından son derece yetersiz bir oyun. Oyun sıra tabanlı taktiksel RYO türünde oyun seven kişilerden ziyade bu türde oyun oynamak isteyen, bu türe ilgi duyan; ancak bu türdeki oyunlarda biraz yetersiz olan oyuncular için eğitim tadında bir oyun. Bu tür oyunları oynamayı seven, bu türe alışkın olan oyunculardan daha ziyade bu tür oyunlara başlamak isteyen ya da bu tür oyunlarda başarısız olan oyuncuların oynayabileceği bir oyun. Taktiksel RYO oynarken nerelere ve nelere dikkat edilmesi gerektiği oyunun sade yapısı tarafından gayet anlaşılabiliyor. Oyuna dönecek olursak; oyundaki seçimlerimizle oyun sonuna etki edebiliyoruz. Oyunun kötü tarafı ortalamanın altında bir hikayeye sahip olmasıdır. Bunun yanında Death Speaker DLC'si ile ork tarafında da oyunu oynayabiliyoruz.