Análises recentes de RebelNightWolf

ömür törpüsü

Oyunun incelemerine bakınca genelde "bi ETS değil" gibi yorumlar gördüm. Ondan bunları yazma ihtiyacı duydum. ETS 2yi 500 saatten fazla oynamış bir insan olarak bu oyunu oynamak bana daha büyük bir haz veriyor. İki oyun zaten aynı firma tarafından yapılmakta olduğundan oyun içi özellikleri birebir aynı, farklı olan amerikan tırları ve amerika haritası. Bu oyunu farklı, güzel yapan şey de zaten atmosferi ve uzun burunlu tırlar olduğunu düşünüyorum. ATS oyunu ETS 2 ye nazaran oyunu daha simulasyon olarak oynamak isteyenlerin tercihi oluyor. Oyunun ekonomisi her ne kadar kolay olsa da ETS 2 de para hile kariyer hilesi yapma peşinde bir çok kişi var(elbette ATS için de bunları yapanlar olsa da nispeten daha az bir kitle). Oyunun ETS den eksik kalan yanı harita ve çekici çeşitliliği olsa da harita dlcleri ve çekici modları bu eksikliği bir nebze gideriyor. Oyunu geliştiren firmaya gerçek anlamda saygı duyuyorum, çünkü oyunu geliştirmeyi bırakmıyorlar. Hem ücretli hem ücretsiz içeriklerle oyunu geliştirmeye devam ediyorlar. Ben eksiğiyle gediğiyle seviyorum bu oyunu.

Bu tip simulasyon oyunları her oyuncuya hitap etmese de aslında kafa dağıtmak, sakinleşmek için birebir olduğunu söylebilirim(yanına birde sevdiğin tarzda bir müzik açınca tadından yenmiyor.)

Doğrusunu söylemek gerekirse aynı türde çok fazla oyun oynamadım ama bu serinin 1. ve 2. oyununu oynayıp keyif almıştım. İlk iki oyun kısa ama sürükleyici hikayeye sahipti. Bu oyun biraz daha uzun tutularak (hikaye olarak değil oyun sonu için erişmen gereken seviye bakımından) sürükleyiciliğini biraz kaybetmiş. Ben yinede keyif alarak oynadım ve bitirdim. İlk iki oyunu oynamadıysanız onları oynamanızı tavsiye ederim. Oynanış ilk iki oyun ile aynı olsa da hikaye sürükleyiciği bakımından bu oyun diğerlerinden geri kalmış.

Bir oyun yapmak istesem sanırım böyle bir konu aklıma gelmezdi. Bir simulasyon oyunu fikri olarak müthiş bir konuyu baz almışlar. Oyunu 20 saatten fazla oynadım ve keyif aldım. Ama oyun bir yerden sonra tekrara bürünüyor ve tekrar tekrar aynı işleri yapmak oyunun büyüsünü bozuyor(tekrar derken evler ve içine yerleştirdiklerimiz değişse de yapılan iş hep aynı).

Dediğim gibi oyunu keyifle oynadım ama oyunda yeterince özgür değiliz ve içerik olarak çok kısıtlı.

Detaylandırmak gerekirse;
+Kaplamaları çok iyi
+Benzeri olmayan bir simulasyon
+Kendi evimizi almadan önce yaptığımız görevlerin içine katılmış hikayeler ilgi çekici
+Satın aldığımız evleri istediğimiz şekilde dizayn edebilmek(boyasından, fayansına, parkesine ve mobilyasına kadar detayları bulundurması)
+Türkçe dil desteği

-Kendi evimizi alıp satma dışında usta olarak yaptığımız görevler çabuk bitiyor
-Bazı materyalleri sadece oyunun belirlediği yerlere koyabilmek(tuvalet, lavabo, kalorifer peteği, duşakabin olan yere küvet koyamamak, evde bağlantısı yoksa klima koyamamak vb.)
-Boyama işlerinde pencerin üst ve iç kısımlarını boyamak evin kalanını boyamaktan daha uzun sürmesi
-Ev alım satım işlerinde müşteri portfoyunun kısıtlı olması
-Oyunun daha fazla içeriği olmasını beklerken oyunda bazı gereksiz detaylarda mevcut misal sığınaklı evlerde sığınak içerine yiyecek yerleştirmek(her bir ürün için uğraşmak hem çok zahmetli hemde gereksiz bence)
-Satın aldığımız evlerde mevcutta bulunan bazı mobilyaların mağazadan alınamıyor olması
-Ufak optimizasyon problemleri


Bu oyunun bu halinin erken erişim olarak çıkmış olmasını isterdim. Çünkü fikir güzel ve geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum ama oyun tam sürüm olarak çıkmış durumda. Oyuna bir kaç güncelleme geldi fakat genelde bugları düzeltmek üzerine idi. Bu oyun içerik olarak daha ne kadar geliştiriliyor emin değilim. Umarım geliştirmeye devam edilir.

GOLD

Oyun incelemesi yapmayacağım, oyunun bana ne hissettirdiğini yazmaya çalışacağım.

İlk olarak oyunu nvidianın hediyesi olarak gogplayde oynayıp bitirmiştim. Ardından dlcler ve game of the year edition çıkınca dayanamadım steamden de aldım. Bir insan 100 saatlik bir oyunu tüm yan görevleri ile ikinci kez bitirir mi? Evet bu oyun The Witcher 3 ise bitirilir.

1995 yılından bu yana bilgisayar oyunları oynayan bir insanım ve bu oyun bana gelmiş geçmiş en iyi oyun olduğunu hissettiriyor. Elbette oynamadığım binlerce oyun vardır ama ben hiçbir oyuna kendimi bu kadar kaptırdığımı, oynarken kendimi oyunun dünyasında hissettiğimi hatırlamıyorum. O kadar ki yetinmeyip tüm kitaplarını okuyacağım, t-shirtlerini ve kolyesini satın alıp gururla giyeceğim. :)

Çok yaşa Geralt
Çok yaşa CD Project
Çok yaşa Andrzej Sapkowski

Oyun, benim hayatta kalma oyunlarını baz aldığımızda konusu en ilgi çekeni. Dinazorlar, antik çağ vs. Oynayışıyla ve grafikleriyle güzel bir oyun olsa da bitmeyen bir optimizasyon problemi var. Oyun sürekli güncellenip yeni şeyler eklenirken yeni sorunlarda beraberinde geliyor ama onlarda çözülüyor derken yeni güncelleme yeni sorun diyerekten bitmeyen bir döngü var. Bu sorunlar oyunu oynanmaz kılacak şeyler mi? Bence değil çünkü öyle olsa 325 saat oynayamazdım. Bu arada oyun AKK düşmanı haftada ortalama 2 3GB güncelleme çıkıyor.

Dinazorlarla etkileşim halinde olmak, onlarla bir yaşam sürmek zor ama deneyimlenmesi gereken bir olay. Crafting sistemi ve özgünce oluşturabildiğiniz baseler tatmin edici. Offical, Unoffical ve Kendi bilgisayarınızda server oluşturup arkadaşlarınız ile oynayabiliyorsunuz. Tek başına hem online hemde offline oynamak için zor bir oyun. Oyunun daha çok PVE tarafında oynadığım için PVP tarafıyla ilgili yorumda bulunamayacağım.

Özetle; hayatta kalma, crafting, base tasarımı, dinazorlar ilgilinizi çekiyor ve bilgisayarınızda iyi ise alın oynayın.

Bu oyun Türkçe çıksın diye firmaya attığım maillerin karşılığını aldım bu açıdan firmaya teşekkür ederim.

İlk oyundan biraz farklı gelsede, gelen güncelleme ile biraz daha oynanabilir oldu ve oyundan keyif almaya başladım. İlk oyunu oynayıp sevmişseniz bu oyunu da keyifle oynabilirsiniz.

Film gibi şiir gibi oyun, dönüşü olmayan bir yol ve savaşın acı yüzünü çok iyi anlatıyor. Ne varsa bağımsız yapımcılarda var. Büyük başların yaptığı oyunlar hep birbirinin aynısı diyebiliriz. Bu yüzden böylesi oyunların kıymetini bilmek lazım. Hayatta kalma temasını bu denli işleyen, işlediği bu temayla içimizi dağlayan bir oyun. Harika müzikleri de ekstrası. Alın ve mutlaka oynayın.

İlk Wolfenstein oyununu oynadığımda sene 1995 idi. O günden bugüne çok şey değişti ama bu oyun hala var. Hikayesiyle grafiği ile, oynanabilirliği ile fps shooter oyunları içinde her daim benim için ön sıralarda duracak bir oyun. Kesinlikle alın oynayın.