Recent reviews by beteR

Serious Sam... ah üzümlü kekim..

Serious Sam serisiyle tanışmam değil de, serinin müptelası olmam ortanca teyzemin oğlunun evine bilgisayar ve internet gelmesiyle oluştu. 2000'li yılların sonlarına doğru abim vesilesiyle tanıştığım oyunu, 2010'lu yılların başında onların evinde oynayacak oyun arayışındayken bir anda aklıma gelmesi ve The First Encounter'in demosunu gezginler sitesi gibi bir siteden indirmemle saatlerce başından kalkamadığımız bir eğlence aracı olmuştu. Yıllar geçti, ikimiz büyüdük ama teyzemin oğlu çok takılmasa bile benim halen daha içimde çok sevdiğim favori oyunlardan biriydi Serious Sam.

Sanki eski bir dostu görmüş gibi oluyorum halen daha The First Encounter'i açtığımda. Saian'ın Kangren parçasını dinlerken yazıyorum bu incelemeyi, eski bir dosta mektup yazarmışçasına, rüzgarın gövdeme ucundan vurduğu yaz akşamında kızaran sigaramdan yüz bularak, yazıyorum bu incelemeyi sana...

Serious Sam franchise'ı benim için her ne kadar 4. oyunla dibi görmeye yakınlaşmış olsa da, hem o nostaljik duyguların ve anıların hatrına, hem de son oyun olan Siberian Mayhem'i denemeden pek geçmek istemedim.

Oyun klişe bir Serious Sam açılışı ile başlıyor, muhtemelen 4. oyunun sonunda oluşan felaketler sonucu ana karakterimiz "Sam Stone" yani Serious Sam'in buzullara doğru dünyayı kurtarma macerasının içine bırakıyor sizi. Tabii, klişe olması normal çünkü bu oyun da bir Serious Sam oyunu. Hikayeye girişmeden devam edeyim, oyunun oynanışına gelelim.

Yakın zamanda Serious Sam 3: BFE'yi tekrardan can sıkıntısına indirdim ve oyuna bir kez daha girişeyim dedim ve 3-4 saat sonra sıkıldım. Sonra oturdum başka ne oyunlar var diye bakındım ve Siberian Mayhem'i gördüm. Deneyeyim dedim ve gerçekten oynarken duygulandım. O zamanının efsanesine geri dönmeyi başarmışlardı. Köklere dönüldüğünü hissettim ve teyzemin oğlu ile oynamak için giriştiğimiz tatlı kavgalar geldi gözümün önüne. Bir anda gelen kaos ortamı, 4. oyuna göre daha çok üzerine durulmuş vuruş hissiyatı, tek atan o efsanevi bıçak, üst düzey grafiklerin ve doom eternal kafasındaki mekaniklerin çok da gerekli olmadığını öyle bir hatırlattı ki bana, ben bununla da eğlenebiliyormuşum. Sadece önüne geleni öldürmek ve dur duraksama bilmeden öldürmek o kadar eğlenceli geldi ki, incelemeyi yazdıktan hemen sonra oyunu geri açıp sabaha kadar başında durabilirim sanki, öyle tatlı geldi...

Oyun bitince bu incelemeyi düzenlerim. Eski dostum, sen sağda solda tek gözlü ve mızrak dişli canavarları avlarken ben hep yanında olacağım...

Oyunun optimizasyonu acayip iyi, 18 yıllık DELL Optiplex 740 bile 1600x900'e çözünürlükte, sorunsuz bir şekilde medium ayarlarda yağ gibi akıyor.

Oyunda duyduğum kadarıyla online modunda kimsecikler yokmuş, ama sorun yok arkadaşlarınızla da oynayabilirsiniz. Grafiksel anlamda ilk çıkan Battlefront'a nazaran cidden içine çekti beni oyun, yani 20 dakika falan oynadım, güzeldi.
Star Wars hayranı olan biri olarak, Battlefront oynayabileceğiniz nadide oyunlardan birisi. Battlefront 2 de hazır indirimdeyken ikisini de almanızı tavsiye ediyorum,

Mekanikler, eh işte. Tipik, filmdeki gelişen Star Wars mekanikleri. Darth Vader ile milleti boğabiliyonuz, Anakin Skywalker ya da başka bir Jedi alıp milleti sağa sola fırlatıyonuz, ışın kılıcı sokuyonuz, ya da bir Rebel savaşçısı olup ışın tüfekleriyle milleti vuruyonuz, aynısı galactic alliance trooperları için de geçerli. Zaten fazla muhabbetini yapmaya gerek yok, oynadığınız anda anlamanız da olası.

Tavsiye ediyorum, oynamak isteyen agalar varsa oturup oynarız.

Serious Sam 4

Oyunu nereden bakarsanız yaklaşık 2 saate yakın bir süre deneyimledim, Öncelikle hikaye kısmından başlayıp, grafiklere, ardından animasyonlara inceleme yapıp lafı kısa keseceğim.

Şimdi, ben elit bir possat mıho olarak, sizlerle birlikte bu oyundan "CACIHĞ" olur mu, olmaz mı onu önce bir tartışalım.

Hikaye aşırı doyuruculuk içeriyor, yani oynadığınızı anlayıp özellikle diyalog ve ana metine odaklanıldığı zaman, serideki diğer Serious Sam oyunlarına göre sadece Sam Stone ön planda değil, tüm karakterler bir takım halinde ve herkesin ağzından bir fikir çıkıyor. Profesöründen tut, çaylağına kadar. E tabi, işin goygoyu da var mı? Elbette var amk, Rodriguez isimli bir meksikalı piç var, takım arkadaşı olan bir kadına helikopterde Sam ile seks yapıp yapmadığını soruyor, bunun üzerine ekip bu piçle dalga geçiyor, makarası bile on numara.

Hikaye güzel, shader ve uygun derecede lightning reflex eklenince görsellik şahane, şahane de, bunları bir kere kaldırın,

Aha! Serious Sam 3: BFE grafiklerinde Serious Sam 4!

(dipnot: ilginçtir ki benim bilgisayarımda GT 1030 mevcut, ve rahat bir şekilde 30fps oynayabilmekteyim oyunu da, abi ne diye oyunu o sistem gereksinimleriyle çıkarttınız ki? grafikler ortalamanın altında zaten, 1.5 GB VRAM'i oyun kendi map vs. dosyalarını yüklemek için kullansa, kalan 1.5GB'ı oyun shader reflex ve lightning falan fistan için mi ayırıyonuz lan?"

ÖVEEEDDDDDD GELELİM OYUNUN EN SİKKO ÖZELLİĞİNEEEE,

animasyonlar sanki baldi's basics oyunundan kalma amk, FPS kamerasında ragdoll kullanılması en azından bir nebze kurtarsa da, TPS kamerasında öyle değil.

Olm lan sizin animatörler mal mı? Lan hadi FPS'e ragdoll attınız, TPS OROSPU ÇOCUĞU MU? LAN TPS KAMERASINA ALIP DA Bİ TANE ASKER BIÇAKLAYAM DEDİM NASIL BİŞİ GÖREYİM DİYE AMK SANKİ UNITY 3D ÜZERİNDEN PROJE YAPMIŞLAR DA MOTORA EKLEMİŞLER O NE OLM O NE LAN? YEMİN EDİYORUM AYNISINI GMOD OYNARKEN SIRF EĞLENCESİNE YAPIYORDUK AMK O NASIL BİR ANİMASYONDUR YA? ADAM SELAM VERMEDEN GELİP BIÇAĞI TAKIYOR GERÇEKÇİ OLMASIN TAMAM AMA BU KADAR DA BECERİKSİZ OLMAZ İNSAN YANİ HİÇ EKLEMEYEYDİNİZ?

neyse... caps lock açık kalmış.

PUANLAMAAAAAAAA:

possatımın ön koltugunda "CACIHĞ" içerken bu oyundan bir "CACIHĞ" olur mu diye sizlerle tartıştık.

Hikayeden benden 89 puanı kapar,
Grafiklerden hadi 50 puan verelim,
Animasyonlardan da hadi bi 30 alsa,

Genel ortalama: CACIHĞ ama salatalık hafif yumuşamış (57 puan )

zam gelmeden kaçırmayın on numara

Need For Speed: Heat

Çiçeği burnunda olan yeni bir yarışçının, Miami’deki “Palm City” isimli bir şehirdeki maceralarını anlatan Need For Speed serisinin şimdilik son oyunu.

Gece vakti, aracımızla yarış yaparken bir anda yozlaşmış polisler, aracımızı kanunsuz şekilde çekmek isterken bir anda aracımız denizi boyluyor ve hapse giriyoruz, fakat, bu daha başlangıç. Yeni bir yarışçı, Palm City’e giriş yapıyor ve bir anda kendimizi Miami’nin yarış dolu gecelerinde buluyoruz.

Sinematik aksiyon desteğiyle yenilenmiş bir sürüş mekaniği sunan Need For Speed: Heat, açık ara Ghost Games’in Payback faciasından sonraki başarılı işlerinden birisi olmayı başarmış, Payback’teki gibi yavan ve tekdüze bir oynanış yerine, aracı sürdüğünüzü hissettiren, sağlam detaylar eklenmiş bir şekilde önümüze koyuluyor.

Yüzlerce lisanslı araçlar, yükseltme desteği, modifikasyon çeşitliliği ve en önemlisi; karakterinizin özelliklerini aracınıza da yansıtması gayet başarılı.

Artılar:

+ Sürüş deneyimini arttıracak sağlam mekanikler,
+ Eğlenceli bir yarış mekanizması,
+ Sinematik aksiyonu destekleyen sahneler ve efekt geçişleri
+ Göz alıcı grafikler
+ Arcade yapısına uygun prop ve çevre
+ Hızlı gittiğinizi hissettiren çevre elementleri

Eksiler:

- Polis araçlarının aşırı ağırlığı ve yapay zekanın işi çığrından çıkartması
- Bazen performans menüsünde araç yükseltmelerinin bilinmeyen sebeplerle alınamaması
- Yarış sonrası nadiren oyun çökmesi
- Steam desteğinin yarım yamalak sunulması

SONUÇ:

Need For Speed: Heat, seriyi yeni tanıyanlar için eğlenceli bir deneyim olurken, Payback oynayan kullanıcılar için ilaç gibi gelecek şekilde tasarlanmış bir oyun. Hazır sapasağlam bir indirimdeyken alıp oynamanızı tavsiye ederim.

9.5/10

Dmitry Glukhovsky isimli yazarımızın kaleme döktüğü Metro 2035 serisinden esinlenerek ortaya çıkan bu oyun serisini hayatımıza getirmiş olan tüm çalışanlara teşekkür ediyorum.

2033 yılını da geride bırakıp, son çaremiz olan Moskova metrolarında hayatta kalmak için mücadele ettiğimiz oyunda tahmin edeceğiniz üzere, Artyom olarak devam ediyoruz. Radyoda insan sesi duyduğunu iddia eden Artyom, mutantlardan kaçarken metroya dönüş yolunda yaralanıyor ve o hikaye de burada başlıyor. Farklı hayatların da varolduğu gerçeğini, Order ve diğer afetzedelere anlatmak.

Performans açısından konuşacak olursak elinizde GTX 750 veya da R9 270 gibi ekran kartlarınız yoksa eğer, efektler ve bilimum yerlerde FPS drop yaşayabilirsiniz. Ancak, optimizasyon diğer Metro oyunlarına göre çok başarılı. Gold edition'u kaçırmayın derim.

8/10

Need For Speed serisinin Criterion'dan sonraki döneminin en iyi oyunlarından birisi ile karşımıza çıkmış Ghost Games'in online tabanlı tekli oyuncu türündeki yarış oyunu.

Hikayesi ortalama olsa bile sinematiklerinden tut yarış dinamiklerine kadar kendini oynatmayı başarabilen bir oyun olmakla kalmamış, benim gibi bir Need For Speed hayranını da içten içe etkilemeyi başarmıştır.

9.5/10

böyle oyunu yapan rusların ta anasını sikeyim

Yıllardan 2008, Niko Bellic isimli eski bir asker ve insan kaçakçısı, Sırbistan'da askerde yaşadığı trajedik bir olay yüzünden ordudan ayrılır ve borcu olmadığı halde borçlu gibi göründüğü bir Rus'dan kaçmak için, kuzeni Roman'ın yanına, Liberty City'e yerleşir. Suç ve yozlaşmanın bolca olduğu bu şehirde kuzeninin "Bir Amerikan Rüyası" yaşadığını düşündüğü için gelse de Roman onu yazdığı saçma mektuplarla kandırmıştır. Roman'ın tefecilere ve kumarhanelere borçları birikmiş, kıytırıktan bir taksi durağı ile beş para etmez bir apartman dairesinde kalıyor olması da Niko'yu hayal kırıklığına uğratsa da kuzenine yardım etmek için elinden geleni ardına koymaz. Ancak Niko'nun Liberty City'e gelme nedenlerinden biri de farklıdır. Askerde öldürülen takım arkadaşlarının kimin yüzünden öldüklerini araştırmaktır.


Lost motosiklet çetesi, çete liderleri olan Billy'i rehabilitasyon merkezine yatırıp hapisten kurtulması için yardım eder ve Billy olmadığı halde çeteye bakan kişi ise Johnny'dir. Johhny Kleibitz, Lost and Damned isimli bir motosiklet çetesinin üyesidir ve diğer çete üyelerine nazaran tek iyi anlaştığı kişi ise Jim Fitzgerald'dır. Johnny, Billy'nin sürekli bencilce ve mantıksız davranmasından sıkılmış olup, çete için her ne kadar çaba sarf etse bile, yaranamaz. Ayrıca, Ashley Butler ile bir ilişkisi olmuştur, ancak Johhny, Ashley'i halen daha deliler gibi sevmektedir. Çete ise Ashley'i ortak mallarıymış gibi kullanmaktadır. Ve Johhny bundan aşırı rahatsızdır.


Luis Fernando Lopez, evsiz bir ailenin çocuğu iken, Gay Tony'nin yanında işe başlamış, daha sonra ise yakın arkadaşı olmuş ve beraber işler yapmışlardır. Bir yük gemisinde kaçak olarak Liberty City'e sokulan elmasları Lost çetesi, Niko ve Ancelotti mafya ailesi, McReary ailesinin kurduğu suç örgütü ve Ray Bulgarin isimli bir Rus tarafınca peşine düşmeleri sonucunda yaşadıkları maceraları anlatmaktadır.

Saints Row IV, hem aksiyonun ve senaryonun cafcaflı ve bol olduğu, hem de absürt komedi ve yetişkin içeriği sayesinde insanlara eğlenceli ve komik bir deneyim sunduğu için gayet de başarılı bir yapım.

Hikayemize gelinceeee... Zinyak isimli bir uzaylı kolonisi, dünyayı ele geçirmeye çalışmadan tam beş yıl öncesinde şu anki ülke başkanı, gizli bir operasyona katılan komandodur, ve teröristlerin uzaya nükleer bir roket fırlatmasını engellemekle görevlidir. Görevden tamı tamına beş yıl sonra, Zinyak, aşırı güçlü bir donanma ile başkanlık binasına (Pentagon) saldırır ve sivilleri hedef almaya başlar.

Hikaye de tam olarak burada başlıyor. Başkanımız halkı korumak ve dünyayı kurtarmak zorunda!

Öncelikle oyunun kendisine bir bakalım. 23 Ağustos 2013 tarihinde Deep Silver tarafından satışa sunulmuş, oyunseverlerin ilgisini yüksek odaklı olarak çekmeyi başarmış, Saints Row: The Third'den sonra bile Metacritic'ten 86 puanı kapmış bir yapım olmayı başarmıştır. Ancaaaaak...

O optimizasyon nedir lan? Sistemim ultra ayarlarda 30fps görüyor, patlama veya da duman girdi mi fps yerleri öpmeye başlıyor. Bundan önceki Deep Silver oyunlarına da baktığımda Metro 2033 Redux ve Last Light Redux gibi yapımlarda da optimizasyon sıkıntıları vardı, ama Saints Row IV, optimizasyon konusunda geride kalmış diyebilirim.

Tek sıkıntı optimizasyon. Hikayeyi bitirdiğimde, bu inceleme yazısı güncellenecektir.