1 Haziran 2019 ~ Europa Universalis IV incelemesi!

Aslına bakacak olursak; oyunu ilk açtığımda görmüş olduğum karmaşıklık fecii bir şekilde uykumu getirdi. Oyun inanılmaz detaylıydı, sürekli sağdan ve soldan yazılar fırlıyordu. Neler döndüğünü hiç kestiremiyordum. Osmanlı Devleti'ni seçmiştim ve ülkenin yıkılması dört yıl sürmüştü. Hiçbir şey anlamamıştım. Ben birkaç saldırı hamlesiyle dünyayı fethedebileceğimi düşünmüştüm ama o işler o kadar kolay değildi. Oyunu öğrenmek için üzerinde durmak ve zaman ayırmak gerekiyordu ve bu kulağa sıkıcı geliyordu. Diğer yandan da bu oyunu oynamayı öğrenirsem müthiş zevk alacağımın farkındaydım.

Youtube'dan birkaç tane rehber videosu izleyerek işe koyuldum. Saatler süren videolardı bunlar. Videolar bittiğinde ise tabiri caizse lalamın yanında eğitimimi tamamlamış ve tahta çıkmaya hazırdım. Hemen yeni bir oyuna başladım. Bu sefer adımlarımı daha dikkatli atıyor, sağdan soldan fırlayan yazılara "next, next" diyip geçmiyorum, yazılanları dikkatlice okuyor ve anlamaya çalışıyordum. İnce detayları hiçbir zaman görmezden gelmiyor, her şeyi en uygun hale getirmeye çalışıyordum. Bu şekilde ilerlediğimde bir şeylerin düzene girdiğini fark ettim. 1444 yılında tahta çıkmıştım ve on altı yıl sonra yani takvimler 1460 yılını gösterirken İstanbul'u fethetmiştim. Fethin de coşkusuyla büyük bir azimle oynamaya devam ettim. Birkaç yıl boyunca işler güzel devam etti ama daha sonra tehlikenin ayak sesleri uzaktan uzaktan duyulmaya başlandı. Hamlelerimi yine dikkatli uyguluyordum ama bir yerlerde hata ya da hatalar yapmış olmalıyım ki işler düzenden çıkmaya, halk ise isyan etmeye başladı. Peki içerde sorun çıkar da dışarısı buna sessiz kalır mı? Kalmadılar tabii ki. Ülkemin kıyılarını abluka altına aldılar, yani ticaretimi engellediler. İyice zayıflayan ekonomim ve artan isyanları fırsat bilerek de sınır vilayetlerim üzerinde hak iddia etmeye başladılar. Hem iç hem de dış sorunlarla uzun süre mücadele etmiş olsam da başarılı olamadım. Ne iç isyanları bastırabildim ne de düşmanların hamlelerine karşılık verebildim. Bir süre sonra hem isyancılar hem düşmanlar başarılı oldular ve ülkemden toprak parçaları kopardılar. Rumelideki topraklarım Bulgarların eline geçmişti. Doğudan Kara Koyunlular kendilerine düşen paylarını almış, güneyden ise Karamanoğulları istilasına maruz kalmıştım. İsyancılar ise Germiyanoğulları Beyliği'ni tekrardan kurmuştu. Evet, bu önemli bir nokta. Oyuna ilk başladığınzda varolmayan bir beylik Germiyanoğulları Beyliği. İsyancılar başarılı olurlarsa yıkılmış beylikleri ve ülkeleri tekrardan kurabiliyorlar. Ve bu sadece sizin topraklarınızda da geçerli değil. Diğer ülkeler de aynı sorunlarla uğraşıyorlar. Varolan devletlerin yanısıra isyancılar da topraklar üzerinde hak iddia edebiliyorlar ve kendi devletlerini kurabiliyorlar. Bunlar oyuna güzellik katan noktalar...

Oyunda henüz yeniyim, her dakika yeni bir şeyler keşfediyorum. Ancak oyunu alacaklara şunu söyleyebilirim:

Bu oyuna gerçekten vakit ayıracaksanız alın. Vakit ayırdığınızda ve yeni bir şeyler öğrendiğinizde zevk almaya başlıyorsunuz. Oyun basit bir harita boyama oyunu değil; sağlam bir strateji oyunu.

4 Mart 2021 ~ Europa Universalis IV inceleme güncellemesi:

altı yüz bilmem kaç saat olmuş vay beeeeeğ:d