Tanay
Tanay   Izmir, Izmir, Turkey
 
 
No information given.
Currently Offline
Review Showcase
13.9 Hours played
İlk oyunum. Sıcağı sıcağına yazıyorum. Birinci gün üç arkadaş yıkılmak üzere olan bir evde başladık oyuna. Baştan şartlıydım, kimseye zorda kalmadıkça zarar vermeyecektim. Oyun ikinci güne varmadan en sevmediğim karakter Bruno oldu. Adam sadece yemek yapmayı biliyor, evin işlerine yardım etme konusunda ise çok burun kıvırıyordu. Zira ilk gece çevredeki boş olduğunu düşündüğüm bir evi araştırırken bulduğum sigaraları öbür gün kapıma gelip trade yapmak isteyen abiye vermek isterken envanterde bulamadım. Neden? Bruno içmiş. Hiç gözüm tutmadı bu Bruno'yu...

Üçüncü gün ilaç arayan bir aileden kürek çalmaya çalışırken Marco öldü. Artık iki kişiydik.

Beşinci gün evimiz yağmalandı, ne yiyecek vardı artık ne de inşa etmek için materyal. O günü son üç kitabımızı küzine sobada yakıp ısınarak ve ev yapımı sandalyelerde dinlenerek geçirdık. Bruno evimizde olan son baskından sonra ağır yaralıydı. İkimiz de depresyondaydık ve Marco'yu özlüyorduk

Beşinci günün gecesi Brunoyu evde brakıp bizim eski futbolcu Pavle ile dışarı çıktım. Amacım bir iki yiyecek ve yakmalık tahta bulmaktı. Klisenin insanlara yardım ettiğini duymuştuk, bu sebepten Pavle ile oraya gitmeye karar verdim. Papaz tarafından vuruldum.

Altıncı gün Bruno büyümeyi öğrenmek zorunda kaldı. Aşırı derecede depresyondaydı ve ona birşey yaptırmak çok zordu. Ama artık tüm işler ona kalmıştı. Aşırı hasta olduğu için hastaneyi yağmalamaya gittik o gece. Orada insanlar bize çok iyi davrandı, ama ileriye yönelik bir iki ilaç çalmak zorunda (!) kaldık. Çalarken yakalanmadığım sürece bir sorun olmadığını keşfettim.

Dokuzuncu güne kadar hep çaldım ve yağmaladım. Bruno yanlızlıktan yakınıyor, hiç bir işi yapmıyor ve tüm gün oturuyordu. Geceleri ise hiç uyumadan eşya aramaya çıkıyordu. Bir gece önce çaldığı bir iki parça tütün için az daha vuruluyordu. Bu gece uyuması lazımdı, zira yerlerde yatıyor ve uyanmıyordu tüm gün. Brunoya bir yatak yapma fikri vardı aklımda, depresyonunu almazdı belki ama en azından yorgunluğunu dindirirdi.

Onuncu gün askeri bölgede kalan bir süpermarkete gittim. Kapıyı dinlerken askerden yardım isteyen bir kadının konuşmasına denk geldim. Konuşmanın sonu git gide kötüye gitti, asker kadına marketin en dip odasında tecavüz etti, ben ise saklanıp marketi araştırdım sadece.

Onbirinci gün Bruno olanlardan dolayı vicdan azabı duyuyordu. Çaldığı şeyler veya engel olmadığı olaylar kafasını kurcalıyordu. Neyseki şans eseri o gün kapım çalındı, yine bir satıcı yada yardım isteyen biri diyerek kapıyı açtım. Karşımda Arica isminde bir hatun vardı, evi paylaşıp paylaşamayacağımızı soruyordu. Zavallı kızı eve aldım (Vuhhuuu!! Soyum devam edecekti). Bu iyiliğime karşılık o da yaralarımı iyileştirdi ve tüm günü çalışarak geçirdi. Boş vakitlerinde ise Brunoyla sohbet ederek ona morel verdi. Artık tekrar iki kişiydik.

Onbirinci günün gecesi Arica ile dışarı çıktım, çünkü bir kaç gece önce olan baskından Bruna hala hafif yaralıydı. Şehrin yakınındaki markete gittim. Kapıların arkasında barikatlar kurulmuştu. Odalardan birinde yakılmış cesetler vardı. Evde iki kişi görebilmiştim göz ucuyla. Evimde yiyecek hiç kalmamıştı ve bulmak için buradaydım. Barikatlardan birini sessizce yıkıp içeri girdim. İhtiyacım olan herşey buradaydı. Bruno için birkaç tütün bile almıştım. Birden araştırdığım odanın kapısı açıldı. Elinde pompalı tüfek ile beyaz atletli ve askılı pantalonlu bir adam çıktı karşıma. Genelde gizlice girdiğim binalarda farkedilirsem salak yapabiliyor ve trade'e gelmiş gibi bir iki eşya verip kurtuluyordum. Bu fikir eşliğinde yarım saniye kadar duraksadım. İlk ateş gövdemi parçaladı. Refleks olarak arkamdaki odaya girdim ve kapıya levyem ile destek yaptım. Oda küçüktü ama tavanı yoktu, ortada duran sehpaya basarak üst kata uzandım. Tam bacaklarımı çekerken kapı açıldı ve bir ateş daha geldi, bu sefer eşi de onunla birlikteydi. Artık üst kattaydım ama adım bile zor atıyordum. Dizlerimi sürüye sürüye zıt yöne doğru yol aradım. Burada kapılar ya kilitli yada barikat ile desteklenmişti, yoluma çıkan bir enkaz ise geçmeme izin vermiyorken, geldiğim yön ise ölümcül gözüküyordu. Bodrum kata indim, hemen yanımdaki odadan ayak sesleri geliyordu, iki oda ilerideki ♥♥♥ bir merdivenden sessizce zemin kata çıktım. Artık düzlükteydim ve bir engel yoktu önümde. Adımlarımın seyrek ve yavaş olmasına karşın çıkışa birkaç metre kalmıştı. Birden bir flaşh patladı. İlk olarak oyundaki patlama efektlerinden sandım. İki adım sonra Arica yere yığıldı...

On ikinci gün Bruno artık yaşamak istemiyordu. Yemek bile yemiyor, sadece ölümden bahsediyordu. Yine yanlız kalmak Brunoyu çok üzmüştü. On ikiyi on üçe bağlayan o gece askeri bölgede kalan eski apartmanların olduğu bir bloğu aramaya gittim. Blokta sniper vardı. atış seslerini duyuyordum. Gizlice üst katlara çıktım, artık silah sesleri çok yakındı. Apartmanın sol cehesinden ateş eden Sniper ve yardımcısı sağ çepheye geçmeye karar verdiler, bense bir eşiğe saklanarak onları izldim. Evimde yine besinim ve ilacım yoktu, hasta, aç ve depresyondaydım. Sniper ve arkadaşının bulunduğu yerin bir insan boyu gerisinde ateş ve küçük bir kamp vardı. İlk kez yanıma silah niteliğinde bir balta almıştım, bunun verdiği cesaret ile gizlice arkalarından yaklaştım. Onlar vurdukları insanlar ile alay ederken ben gizlice yemeklerini aldım. Birden birşey oldu, elime baltayı alıp snipera sapladım! İlk darbe onu ağır yaralamıştı, baltayı çekerken biraz gerilemek zorunda kaldım. Şimdi ikiside silahlarını çekiyorlardı. Sniper'a ikinci saldırımı yaptım, tam kafasına geldi, artık yere yığılmıştı. İşte o an çok büyük bir huzur hissettim. İlk günler evden çıkmaya korktuğum için ölen arkadaşlarımı, hastanede ihtiyacı olan hastalardan çaldığım ilaçları anımsadım. Yada yardım etmediğim için tecavüze uğrayan kadını. Sonra tüm dostlarımı düşündüm. Öldürücü kurşun göğsüme gelmişti. Yere yığılırken sniper'ı öldürerek kurtardığım hayatları hayal ettim. Bir kare sonrası karanlıktı sadece...

Daha fazla inceleme için:
https://www.facebook.com/birmousebirdaktilo
https://www.facebook.com/TeorikKahve
Rarest Achievement Showcase
Recent Activity
2.7 hrs on record
last played on 3 Mar
95 hrs on record
last played on 2 Mar
21 hrs on record
last played on 28 Feb
Kaitve 18 Jan, 2019 @ 3:01pm 
+rep Abi her şeyi unuttun sadece pubg oynuyorsun :/
DscWn 8 Jun, 2017 @ 2:22am 
Hahahaha
Estegra 13 Apr, 2017 @ 9:33am 
+rep güzel inceleme
「E」Police Officer 16 Jul, 2016 @ 8:35am 
+rep süper inceleme yazıyor
Corleone 8 Jun, 2016 @ 6:53am 
Rocket League'i Aziz'e kakalayarak tam anlamıyla "Süper Akıl" sahibi olan ve FC 12 NUMARA'nın sahibi olan tam bir güç harikası
❥BσRη•T❍•KiŁℓ™⸸ 6 Oct, 2014 @ 11:48am 
kurban bayramını kutlarım tanayçım