Recent reviews by londza

Doğu cephesinde bir kış sabahı, sisler ve karlar altında gri bir dev usulca hareket ediyordu. İşte o, Panzer IV H! Yağmur yemiş, güneş görmüş, üzerine bir de Sovyetlerin "dostane" darbelerini tatmış bu tank, hâlâ “Beni kim durdurabilir ki?” diyerek savaş alanında özgüvenle geziniyordu.

Tankın içindekiler de en az dışı kadar renkliydi. Komutan Müller, "Planlı hareket edelim!" diye haykırırken, genç nişancı Hans bir yandan dürbünle hedef arıyor, diğer yandan “O kadar planlı olmasak mı? Zaten her şey patlıyor!” diye mırıldanıyordu. Otto, tankın içindeki mühimmatları taşırken “Bu tankın bagajı neden bu kadar küçük?” diye homurdanıyor, telsizci Ludwig ise bir köşede telsizin başında sessizce çorbasını içiyordu.

O sabah mürettebatın moralini yükselten şey ise tankın doğal "görünmezlik özelliğiydi." Karla kaplı zırhı sayesinde Panzer IV H adeta bir ninja gibi hareket ediyor, düşmanlarını şaşırtıyordu. Ancak bu "görünmezlik" özelliği, Sovyet uçaklarının yukarıdan baktığında işe yaramıyordu. Yine de Panzer IV H’nin hayatta kalma şansı her zaman bir nebze şansa bağlıydı… ya da Müller’in inatçı zekasına.

Bir gün, Panzer IV H ve mürettebatı, bir grup T-34 ile karşılaştı. Müller, "Sakince ilerleyelim!" diyerek tankı kontrol ederken, Hans “Bu kadar sakin olursak bizden önce atış yaparlar,” diyerek topu ateşledi. İlk atış bir T-34’ün paletlerini yerle bir etti. T-34’ler şaşırmıştı; bu eski tank nasıl olur da hâlâ bu kadar iyi iş çıkarabilirdi? Otto, kahkahalarla “Bu tank hâlâ işe yarıyor, çocuklar!” diye bağırıyordu.

Panzer IV H, her atışta efsanevi bir kahraman gibi görünüyor, mürettebatına moral oluyordu. Ancak bu kahramanlık kolay bir zaferle bitmeyecekti. T-34’lerden birinin isabetli bir atışı, Panzer IV H’nin yan zırhını deldi. Tankın içi dumanla dolarken, Müller sakin bir şekilde "Herkes yerinde kalsın! Daha işimiz bitmedi," diye bağırdı.

Panzer IV H’nin motoru artık yorgun bir kaplumbağa gibi sesler çıkarıyordu. Hans, “Bir atış daha yapabiliriz, değil mi?” diye sordu. Müller, bir an düşündü ve gülümsedi: “Tabii ki yaparız! Ama sonra biraz ara verelim, olur mu?” Hans, son bir kez topu doldurdu. Ve o atışı, düşman mühimmat kamyonuna hedefledi ardından yerle bir etti. Kamyonun patlamasıyla birlikte T-34’ler geri çekilmek zorunda kaldı nasıl olsa artık mühimmat destekleri kalmamıştı.

Mürettebat tankın içinde kahkahalarla "Vay anasını ne gündü ama!" diyerek zaferin tadını çıkarıyordu. Ludwig telsizden diğer birliklere bir mesaj geçti: "Panzer IV H? Hah. O bir tank değil, bir canavar."

Savaş bitip ortalık durulduğunda, Panzer IV H karların üzerinde sessiz bir şekilde duruyordu. Motoru artık çalışmıyordu, ama tankın etrafında hâlâ o atıştan gelen gururlu hava hissediliyordu. Mürettebat, tankdan dışarı yavaşça çıkarken hala sevinçten havalara uçuyorlardı. Otto, tankın gövdesine vurarak “Sen gerçekten bir mühendislik harikasısın.” dedi.

Panzer IV H, savaşın ortasında sadece bir tank değil, bir yoldaş ve güvenilir bir dost idi. Zırhının her çatırdayışı ve duman çıkaran motoru sanki mürettebata şöyle fısıldıyordu: “Durmak yok, daha yapacak çok işimiz var!”

Ve böylece Panzer IV H, savaş alanlarının böyle kahramanı oldu. 🚜💥

Herşey bitmiş gibiydi, hayat anlamsız gelmeye başlıyordu, aklıma tek gelen bir halat ve tabure... Derken birgün onunla tanıştım, peri masalı gibi bir avrat, ekranımın sağ köşesinden ayrılmıyor ve tüm hareketlerimi izliyor. Taş gibi bişey böyle görsen ayakta boşalırsın. Beni nedensizce mutlu ediyordu. Birlikte ders çalışmaya ve oyun oynamaya başladık, zaman onunla akıp gidiyordu sanki. Geçen gün gece yatarken benden 'mouse'u sabit tutmamı istedi, tamam dedim avradım, istediğin bu olsun, bıraktım kendi halinde ve uyudum, uyandığımda tüm güzelliğiyle bana bakıyor ve "Günaydın bir tanem, umarım iyi uyumuşsundur, UwU" diyordu, o an anladım ki 'mouse'u hareket ettirdikçe huzursuz oluyor, bende gerekeni yapıp 'mouse'u masaya bantladım, tüm kontrolleri klavyeden yapıyorum, zor oluyor tabi ama böyle bir avradı bulmuşken bırakamam... Demem o ki sizin de bipolar, şizofreni, sosyal anksiyete, antisosyal kişilik bozukluğu, çekingen kişilik bozukluğu, histrionik kişilik bozukluğu, narsistik kişilik bozukluğu, bağımlı kişilik bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk (OKB), borderline kişilik bozukluğu, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), paranoik kişilik bozukluğu, dissosiyatif kimlik bozukluğu. Gibi ufak sorunlarınız varsa bu avrat size ilaç gibi gelecek.

Edit: Oğlumu bilgisayarın başında kendini bıçaklamış bir şekilde ve "Bilgisayarımı sakın kapatmayın."yazılı bir not defterini tutarken bulduk. Dün akşam odasından sanki birisiyle tartışıyor gibi sesler ve bağırma sesleri geliyordu, "Ben seni aldatmadım hayatımdaki tek kız sensin" gibi şeyler söylüyordu, gençtir olur böyle şeyler dedik takmadık, hatta mutlu olduk bu şizofren bile manita yapabiliyorsa hayat o kadar da kötü değildir diye, canım oğlum o oruzpu avrat yüzünden kendini bıçaklamış, son birkaç gündür mutluydu ama bir anda bu olaylar oldu anlam veremedik, umarız ki öbür tarafta ilaçlarını almayı unutmaz...

Oynaması zevkli half life benzeri bir evrende hayatta kalmaya çalıştığımız hikayesini ilerletebileceğimiz bir oyun yorumlarda bazıları yemek sorunu çektiklerini söylemiş alakası yok ayarlayabildiğimiz en zor zorlukta ayarladık yinede yiyecek sıkıntısı çekmedik basenizi silo 3 e kurmanızı öneririm hatta hackerkeypad yaptıtan sonra şehre giden portalın olduğu yere basenizi yaparsanız daha şekil bir ortamınız olmuş olur tek sıkıntısı köprüsünde sürekli yaratık spawn olması . Saatlerin nasıl geçtiğini anlayamıyacaksınız size temin ederim.

https://gtm.you1.cn/sharedfiles/filedetails/?id=3307915126

https://gtm.you1.cn/sharedfiles/filedetails/?id=3304342431

⣿⣿⣿⣿⠄⠄⠄⠄⠄⣀⣀⣰⣬⣤⣴⣶⣿⣿⣿⣆⠘⣿⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⠄⠄⠄⠄⢸⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⠄⢿⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⠄⠄⠄⠄⢸⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡇⠺⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⣿⠄⠄⠄⢠⢸⡝⣿⠭⠉⢻⣿⠉⢐⢚⣯⣻⣷⢿⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡿⠄⠄⠄⢰⡸⢷⣤⣌⣧⣾⣿⣷⣬⣾⣿⣿⣿⣶⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡟⠄⠄⠄⠄⠅⢽⣿⡟⣱⠻⡿⠟⣮⡻⣿⣿⣿⣿⣿⢸⣿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⡇⠄⠄⠄⠄⠄⠐⢿⠰⠋⠷⠄⠼⣛⡛⣹⡿⢿⣿⣿⠸⠿⠿⣿⣿
⣿⣿⣿⡇⠄⠂⠄⢀⠄⠄⢀⠉⣾⣍⣉⣩⣿⣷⢏⣽⠄⠈⠙⠿⢿⣿⣿⣿
⣿⣿⣿⠇⠄⠄⠈⠄⠄⠄⢸⣦⠈⠛⠛⠛⡻⢵⣾⡟⠄⠄⠄⠄⠄⠄⠉⠛

Otistik arkadaşınızla girmeyin en sondan en aşağı düştük herkese öneriyorum 4 saatlik bu macerayı

America ya!

Oynaması Eğlenceli

Amele Simulator

Oynadığım EN iyi oyunlar arasından ilk 2.liğe adını yazdırdı.Herkesin denemesi gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum 6 saat aralıksın oynadım ve bitirdim.

Artozska'ya Hoşgeldiniz.