Baldur's Gate 3... hakkında ne yazarsam yazayım hakkını veremeyeceğim bir oyun. Larian'ın prime dönemine girmesini sağlayan, kendilerini her yeni yaptıkları oyunda çok üst seviyeye çektiklerini gösteren oyun. Bunca yıldır bize dayatılan, birbirinin aynısı boktan görevlere sahip açık dünya oyunlarından sonra içimize su serpti bu oyun. Çoğu insanın girmeye korktuğu bir türe bu kadar insanı nasıl çektiler? İşte asıl başarı hikayesi burada yatıyor. O insanlardan biri de benim bu arada, daha önce asla sıra tabanlı oyunlara ilgi ile yaklaşmamış, bu türden korkmuş biriyim. Ancak doğru yapıldığı zaman yeni oyuncuları bile bu kadar misafirperver karşılayan oyunlar yapılabiliyormuş. Tabii bunu oynanış kısmında değerlendiririz, şimdi hikayeden ve işleyişinden bahsedelim.


Öncelikle oyunun hikayesi şöyle böyle diye anlatmayacağım, bu oyunda kendi hikayenizi kendiniz yazıyorsunuz. Olay örgüsü benzer ilerlese de yapacağınız tercihler, oyun içinde ki toplayacağınız müttefikleri, dostlarınızı ve yoldaşlarınızı etkiliyor. Yalnız kurt mu olmak istiyorsunuz? O zaman herkes ile düşman kesilebilirsiniz ancak bunun zorluklarına katlanmak gerekir. Bu müttefikleri yanınıza katmanız da pek kolay değil, hepsinin questleri var ve hepsini tamamlamanız gerekiyor. Oyunda yer alan tüm karakterlerin hikayelerine bayıldım, hepsi derin yazılmış ve bir sonuca varıyor. Bu sonucu ister değiştirin, ister doğru sonuca bağlayın size kalmış. İster tamamen kötü biri olun, ister iyilik meleği bir karakter her şey sizin elinizde. Bir ekstra olarak oyunu yakın bir arkadaşınız ile deneyim etmenizi öneririm, oyun bu konuda co-op deneyime de gerçekten büyük önem veriyor. İkinizin yaptığı tercihler genelde tek sonuca bağlansa da karakteriniz üzerinde etkileri farklı olabiliyor. Biz arkadaşımla oynarken ben Bard rolündeydim ve bu yüzden konuşmaları genel olarak ben yaptım, savaşlarda hasar vuranımız ise Paladin olarak o idi. Yeri geldi çoğu büyük bossu konuşarak geçtik, yeri geldi Paladinimiz ile savaşta ortalığı yarıp geçtik. Oyunun sonunda ise spoiler olmasın diye söylemeyeceğim ancak ikimizin karakterini de farklı etkileyen tercihlerde bulunduk ve bizi çok etkiledi. Ben Baldur's Gate 3'ün hikayesini co-op bir yakın dostunuz ile deneyim etmenizi her şekilde öneriyorum.


Baldur's Gate 3'ün oynanışı size çok komplike ve karışık gelebilir. Larian'ın diğer oyunlarına girememe sebebim bu idi, sıra tabanlı oyunlar bana fazla karışık geliyordu. Ancak oturup düşündüğümde bu türe daha önce hiç şans vermemiştim, hep kaçmıştım. Bir şans vermem ise Baldur's Gate 3 ile oldu. Oyunu erken erişim aşamasında iken radarıma almıştım, fakat alıp oynama şansım olmamıştı. Tam çıkış yapınca ise bu kadar korkaklığın yeterli olduğunu ve bu oyunu oynamam gerektiğini düşündüm. Tarihin en iyi oyunlarından biri olduğu söylenen oyunu alıp oynamalıydım ki öyle de yaptım. Başta alışamadığım için yakın bir arkadaşıma da oyunu önerdim ve birlikte maceraya atıldık. Oynanış kısmı ve kamera kontrolleri ikimiz içinde çok yabancıydı çünkü bu türe hiç girmemiştik. Ancak oturduğumuz ve oyundan kalktığımız süre yaklaşık 12 saat falandı. Evet, bu türle alakası olmayan iki kişi bu oyunu hiç kalkmadan ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadan 12 saat tüketti. Oyunun sıra tabanlı sistemi bizi hiç yormuyor, aksine her savaşta bize yeni bir şeyler öğretiyordu. Oyunun oynanış kısmında çevreyi kullanmanız en büyük etkenlerden biri, oyunun savaşlarını tamamen değiştirebiliyor. Normal savaşsanız 30 dk sürecek bir savaşı çevrede bulunan patlayıcıları veya elemental etkileri vs kullanarak çok basit şekilde bitirebiliyorsunuz. Her savaşta bu tarz fırsatlar olmasa da genel olarak çoğu savaşa yedirilmişler ve oyuncuyu epey rahatlatıyorlar. Düşmanların yapay zekası sizi çok fazla zorluyor, normal zorluk seviyesinde bile böyle. Sizi köşeye kıstırmaya, yapacağınız taktiklere göre taktik yaratmalarına kadar uzanan bir yapay zeka seviyesi. Arkadaşım ile oynarken birlikte konuşup taktik oluşturmak, şunu şöyle sen yap geri kalanı bende tarzı müzakerelerde bulunmak çok zevkliydi. Tabii yaptığınız en ufak hata savaşın seyrini tamamen değiştirebiliyor ve bu yüzden hamlelerinizi yaparken gergin oluyorsunuz. Eğer oyunu savaş sistemi yüzünden oynamaktan korkuyorsanız asla korkmayın, bu türe girmeniz için mükemmel bir oyun. Sizi yavaş yavaş yoğuracak ve savaş sistemine alışmanız ile alacağınız zevki 20 30 kat arttıracak bir dizayn var.


Bu oyun tamamen saf bir rol yapma deneyimi, DnD ile pek alakam olmamasına rağmen rol yaptığımı, bir şeylerin seyrini değiştirdiğimi ve en önemlisi karakterler ile aramda bir bağ oluştuğunu hissettim ilk defa bir oyunda. Evet gerçekten Baldur's Geçidinde bulunan karakterlerle, ana partinize dahil olabilen karakterlerle aranızda bir bağ oluşuyor ve onlarla oyun içinde zaman geçirdikçe kendinizi gerçekten onları umursarken, önemserken ve onlara bir şey olmaması için çabalarken görüyorsunuz. Bunu günümüzde kaç oyun başarabiliyor? Ben bu deneyimi tam olarak ilk Baldur's Gate 3 oynarken yaşadım. Romance yapabildiğiniz karakterler ile bağınızı çok daha fazla arttırabiliyorsunuz. Çoğu insan gibi ben de Gölgeyürek'ten yana tercihimi yaptım ve o yönde ilerledim ancak romance yapabileceğiniz pek çok karakter var ve onların kriterlerini karşılamanız gerekiyor. Rol yapma kısmında ise yaptığınız seçimlerin sorumluluğunu almak, dünyayı değiştirmek ve bunu hissetmek, çevrenizdeki insanların çıkar için mi yoksa sizi sevip saydığı için mi yanında olduğunuzu anlamaya çalışmak vs insanı epey etkiliyor ve geriyor açıkçası. Oyunda her konuşma için bir seslendirme ve ara sahne eklenmesi oyun dünyasında bir ilk ve şuanlık tek. Başka firmanında bu taşın altına gireceğini pek sanmıyorum. Rol yapma deneyimini çok üst düzeye taşıyor bu durum. Rol yapma demişken, oyunda bahsetmemiz gereken bir şey daha var. DARK URGE!


Bana göre bu bir DLC olmalıydı, Dark Urgeyi tam olarak deneyim edemesem de çoğu insan bu görüşte. Gerçekten oyunun seyrini tamamen değiştiren bir seçenek, oyuna başlarken bunu seçerseniz bir katil olacaksınız ve cinayet tanrısına hizmet edeceksiniz. Ve oyunun senaryosunu, akışını nasıl değiştirdiğini deneyim ederek göreceksiniz. Açıkcası bu fikre çok bayıldım ve gerçekten bir DLC kadar değişiklik gösterdiğini incelemelerde okudum. Böyle uzun bir incelemede yer vermemek ayıp olurdu, Larian çok büyüksün çok.


Tabii ki var, ancak oyun içinden çok optimizasyon yönünden sıkıntılı. Oyunda şehirlerde genel olarak FPS düşüşleri yaşadım, sistemim biraz eski belki onla ilgili olabilir ama yüksek sistemli arkadaşımda da benzer durumlar yaşandı. Bazı ara sahnelerde donmalar, özellikle oyunun sonunda bir sahne donmuştu ki çok komik durdu tüm hava bozuldu. Onun dışında bir kaç bug dışında da sorun yaşamadım genel olarak bu tarz eksileri.


Böyle büyük bir oyuna, bu kadar yoğun metinler içeren ve metinlerin çok önemli olduğu bir oyuna Türkçe dil desteği mi? Bu bir nimet lan! Günümüzde çoğu firmanın bizi kendi dilimiz ile oyun oynamaktan mahrum bıraktığı bu günlerde, Larian böyle devasa bir oyuna bizim dilimizi ekledi. Çeviren firmayla bir Türk oyun sitesinin röportajlarını okuduğumda Larian'ın onlara her an destek verdiklerini, en ufak sıkıntıda müdahale edip sorunu çözdüklerini dile getirmiş çeviren firma. Larian'ın gerçekten önünde şapka çıkarıyorum ve büyük saygı duyuyorum. Umarım bu politikaları gelecek oyunlarında da devam eder, ayrıca yerel fiyatlandırma içinde çok büyük teşekkür etmek gerekiyor. Böyle bir şaheseri 35 dolara satın alabiliyoruz. Kendilerinin ilk ve son Baldur's Gate oyunlarıydı ve farklı türlere yönelmek istediklerini belirttiler. Bakalım gelecekte nasıl oyunlar yapacaklar, büyük bir ilgi ve merak ile takip edeceğim.

[h1] BALDUR'S GATE 3 BİR OYUN DEĞİL, DENEYİM! [/h1] Baldur's Gate 3... hakkında ne yazarsam yazayım hakkını veremeyeceğim bir oyun. Larian'ın prime dönemine girmesini sağlayan, kendilerini her yeni yaptıkları oyunda çok üst seviyeye çektiklerini gösteren oyun. Bunca yıldır bize dayatılan, birbirinin aynısı boktan görevlere sahip açık dünya oyunlarından sonra içimize su serpti bu oyun. Çoğu insanın girmeye korktuğu bir türe bu kadar insanı nasıl çektiler? İşte asıl başarı hikayesi burada yatıyor. O insanlardan biri de benim bu arada, daha önce asla sıra tabanlı oyunlara ilgi ile yaklaşmamış, bu türden korkmuş biriyim. Ancak doğru yapıldığı zaman yeni oyuncuları bile bu kadar misafirperver karşılayan oyunlar yapılabiliyormuş. Tabii bunu oynanış kısmında değerlendiririz, şimdi hikayeden ve işleyişinden bahsedelim. [h2] HİKAYE [/h2] Öncelikle oyunun hikayesi şöyle böyle diye anlatmayacağım, bu oyunda kendi hikayenizi kendiniz yazıyorsunuz. Olay örgüsü benzer ilerlese de yapacağınız tercihler, oyun içinde ki toplayacağınız müttefikleri, dostlarınızı ve yoldaşlarınızı etkiliyor. Yalnız kurt mu olmak istiyorsunuz? O zaman herkes ile düşman kesilebilirsiniz ancak bunun zorluklarına katlanmak gerekir. Bu müttefikleri yanınıza katmanız da pek kolay değil, hepsinin questleri var ve hepsini tamamlamanız gerekiyor. Oyunda yer alan tüm karakterlerin hikayelerine bayıldım, hepsi derin yazılmış ve bir sonuca varıyor. Bu sonucu ister değiştirin, ister doğru sonuca bağlayın size kalmış. İster tamamen kötü biri olun, ister iyilik meleği bir karakter her şey sizin elinizde. Bir ekstra olarak oyunu yakın bir arkadaşınız ile deneyim etmenizi öneririm, oyun bu konuda co-op deneyime de gerçekten büyük önem veriyor. İkinizin yaptığı tercihler genelde tek sonuca bağlansa da karakteriniz üzerinde etkileri farklı olabiliyor. Biz arkadaşımla oynarken ben Bard rolündeydim ve bu yüzden konuşmaları genel olarak ben yaptım, savaşlarda hasar vuranımız ise Paladin olarak o idi. Yeri geldi çoğu büyük bossu konuşarak geçtik, yeri geldi Paladinimiz ile savaşta ortalığı yarıp geçtik. Oyunun sonunda ise spoiler olmasın diye söylemeyeceğim ancak ikimizin karakterini de farklı etkileyen tercihlerde bulunduk ve bizi çok etkiledi. Ben Baldur's Gate 3'ün hikayesini co-op bir yakın dostunuz ile deneyim etmenizi her şekilde öneriyorum. [h2] OYNANIŞ [/h2] Baldur's Gate 3'ün oynanışı size çok komplike ve karışık gelebilir. Larian'ın diğer oyunlarına girememe sebebim bu idi, sıra tabanlı oyunlar bana fazla karışık geliyordu. Ancak oturup düşündüğümde bu türe daha önce hiç şans vermemiştim, hep kaçmıştım. Bir şans vermem ise Baldur's Gate 3 ile oldu. Oyunu erken erişim aşamasında iken radarıma almıştım, fakat alıp oynama şansım olmamıştı. Tam çıkış yapınca ise bu kadar korkaklığın yeterli olduğunu ve bu oyunu oynamam gerektiğini düşündüm. Tarihin en iyi oyunlarından biri olduğu söylenen oyunu alıp oynamalıydım ki öyle de yaptım. Başta alışamadığım için yakın bir arkadaşıma da oyunu önerdim ve birlikte maceraya atıldık. Oynanış kısmı ve kamera kontrolleri ikimiz içinde çok yabancıydı çünkü bu türe hiç girmemiştik. Ancak oturduğumuz ve oyundan kalktığımız süre yaklaşık 12 saat falandı. Evet, bu türle alakası olmayan iki kişi bu oyunu hiç kalkmadan ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadan 12 saat tüketti. Oyunun sıra tabanlı sistemi bizi hiç yormuyor, aksine her savaşta bize yeni bir şeyler öğretiyordu. Oyunun oynanış kısmında çevreyi kullanmanız en büyük etkenlerden biri, oyunun savaşlarını tamamen değiştirebiliyor. Normal savaşsanız 30 dk sürecek bir savaşı çevrede bulunan patlayıcıları veya elemental etkileri vs kullanarak çok basit şekilde bitirebiliyorsunuz. Her savaşta bu tarz fırsatlar olmasa da genel olarak çoğu savaşa yedirilmişler ve oyuncuyu epey rahatlatıyorlar. Düşmanların yapay zekası sizi çok fazla zorluyor, normal zorluk seviyesinde bile böyle. Sizi köşeye kıstırmaya, yapacağınız taktiklere göre taktik yaratmalarına kadar uzanan bir yapay zeka seviyesi. Arkadaşım ile oynarken birlikte konuşup taktik oluşturmak, şunu şöyle sen yap geri kalanı bende tarzı müzakerelerde bulunmak çok zevkliydi. Tabii yaptığınız en ufak hata savaşın seyrini tamamen değiştirebiliyor ve bu yüzden hamlelerinizi yaparken gergin oluyorsunuz. Eğer oyunu savaş sistemi yüzünden oynamaktan korkuyorsanız asla korkmayın, bu türe girmeniz için mükemmel bir oyun. Sizi yavaş yavaş yoğuracak ve savaş sistemine alışmanız ile alacağınız zevki 20 30 kat arttıracak bir dizayn var. [h2] ROL YAPMA VE PARTİ ÜYELERİ İLE OLUŞAN BAĞ [/h2] Bu oyun tamamen saf bir rol yapma deneyimi, DnD ile pek alakam olmamasına rağmen rol yaptığımı, bir şeylerin seyrini değiştirdiğimi ve en önemlisi karakterler ile aramda bir bağ oluştuğunu hissettim ilk defa bir oyunda. Evet gerçekten Baldur's Geçidinde bulunan karakterlerle, ana partinize dahil olabilen karakterlerle aranızda bir bağ oluşuyor ve onlarla oyun içinde zaman geçirdikçe kendinizi gerçekten onları umursarken, önemserken ve onlara bir şey olmaması için çabalarken görüyorsunuz. Bunu günümüzde kaç oyun başarabiliyor? Ben bu deneyimi tam olarak ilk Baldur's Gate 3 oynarken yaşadım. Romance yapabildiğiniz karakterler ile bağınızı çok daha fazla arttırabiliyorsunuz. Çoğu insan gibi ben de Gölgeyürek'ten yana tercihimi yaptım ve o yönde ilerledim ancak romance yapabileceğiniz pek çok karakter var ve onların kriterlerini karşılamanız gerekiyor. Rol yapma kısmında ise yaptığınız seçimlerin sorumluluğunu almak, dünyayı değiştirmek ve bunu hissetmek, çevrenizdeki insanların çıkar için mi yoksa sizi sevip saydığı için mi yanında olduğunuzu anlamaya çalışmak vs insanı epey etkiliyor ve geriyor açıkçası. Oyunda her konuşma için bir seslendirme ve ara sahne eklenmesi oyun dünyasında bir ilk ve şuanlık tek. Başka firmanında bu taşın altına gireceğini pek sanmıyorum. Rol yapma deneyimini çok üst düzeye taşıyor bu durum. Rol yapma demişken, oyunda bahsetmemiz gereken bir şey daha var. DARK URGE! [h2] DARK URGE FAKTÖRÜ [/h2] Bana göre bu bir DLC olmalıydı, Dark Urgeyi tam olarak deneyim edemesem de çoğu insan bu görüşte. Gerçekten oyunun seyrini tamamen değiştiren bir seçenek, oyuna başlarken bunu seçerseniz bir katil olacaksınız ve cinayet tanrısına hizmet edeceksiniz. Ve oyunun senaryosunu, akışını nasıl değiştirdiğini deneyim ederek göreceksiniz. Açıkcası bu fikre çok bayıldım ve gerçekten bir DLC kadar değişiklik gösterdiğini incelemelerde okudum. Böyle uzun bir incelemede yer vermemek ayıp olurdu, Larian çok büyüksün çok. [h2] HİÇ Mİ EKSİSİ YOK BU OYUNUN ARKADAŞ?! [/h2] Tabii ki var, ancak oyun içinden çok optimizasyon yönünden sıkıntılı. Oyunda şehirlerde genel olarak FPS düşüşleri yaşadım, sistemim biraz eski belki onla ilgili olabilir ama yüksek sistemli arkadaşımda da benzer durumlar yaşandı. Bazı ara sahnelerde donmalar, özellikle oyunun sonunda bir sahne donmuştu ki çok komik durdu tüm hava bozuldu. Onun dışında bir kaç bug dışında da sorun yaşamadım genel olarak bu tarz eksileri. [h1] LARIAN'A TEŞEKKÜR EDERİM [/h1] Böyle büyük bir oyuna, bu kadar yoğun metinler içeren ve metinlerin çok önemli olduğu bir oyuna Türkçe dil desteği mi? Bu bir nimet lan! Günümüzde çoğu firmanın bizi kendi dilimiz ile oyun oynamaktan mahrum bıraktığı bu günlerde, Larian böyle devasa bir oyuna bizim dilimizi ekledi. Çeviren firmayla bir Türk oyun sitesinin röportajlarını okuduğumda Larian'ın onlara her an destek verdiklerini, en ufak sıkıntıda müdahale edip sorunu çözdüklerini dile getirmiş çeviren firma. Larian'ın gerçekten önünde şapka çıkarıyorum ve büyük saygı duyuyorum. Umarım bu politikaları gelecek oyunlarında da devam eder, ayrıca yerel fiyatlandırma içinde çok büyük teşekkür etmek gerekiyor. Böyle bir şaheseri 35 dolara satın alabiliyoruz. Kendilerinin ilk ve son Baldur's Gate oyunlarıydı ve farklı türlere yönelmek istediklerini belirttiler. Bakalım gelecekte nasıl oyunlar yapacaklar, büyük bir ilgi ve merak ile takip edeceğim. [h1] PUANIM [/h1] [h1] 97/100 [/h1]